Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/947 E. 2023/4825 K. 26.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/947
KARAR NO : 2023/4825
KARAR TARİHİ : 26.09.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/790 E., 2022/1189 K.
DAVA TARİHİ : 20.05.2010
HÜKÜM/KARAR : Kaldırma/Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Muradiye Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2010/196 E., 2021/103 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak, dava konusu 101 ada 23 parsel yönünden feragat nedeniyle, 101 ada 28 ve 29 parseller yönünden ise ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşması temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,taraflar arasında görülen davada; duruşma günü olarak saptanan 26/09/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı … vekili Avukat … ile temyiz edilen davalı … vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili irsen intikal, paylaşım ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Hazine adına kayıtlı taşınmazlar hakkında Mahkemenin 2008/267 Esasında kayıtlı dava dosyası üzerinden tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş, tefriki neticesinde 101 ada 23, 28 ve 29 parsellere yönelik dava Mahkemenin yukarıda yazılı esasına kaydedilmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların niteliği itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve zilyetlikle kazanılması söz konusu olmayan yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını, eldeki dava yönünden tüm tereke ortaklarının muvafakatlarının alınması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece itibar edilen bilirkişi raporlarının dava konusu taşınmazların imar ve ihyasının gerçekleşmediğini, sınırlarının sabit ve belirgin olmadığını, ham toprak, mera ve taşlık vasfında olduğunu ortaya koyduğu; raporların denetime elverişli ve aydınlatıcı olduğu, mahalli bilirkişi beyanları, hava fotoğrafları ve dosya mündericatı ile uyumlu bulunduğu, TMK’nın 713 üncü ve 3402 sayılı Kanunu’nun 14 üncü maddelerinde öngörülen şartların gerçekleşmediği, davacının iddiasını ispatlayamadığı belirtilmiş; ancak davacının dava konusu 101 ada 23 parsele yönelik davasından feragat ettiği gözetilip bu parsel yönünden feragat nedeniyle diğer parseller yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken, tüm parseller yönünden “davanın reddine” karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılması suretiyle yeninden hüküm kurularak;

1-) Davacının dava konusu 101 ada 23 parsele yönelik davasının feragat nedeniyle reddine,

2-) Davacının dava konusu 101 ada 28 ve 29 parsellere yönelik davasının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,

2. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1’inci maddesi,

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 176’ıncı maddesi,

3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucunda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Van ili, Muraadiye ilçesi, Devetaş Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 28 parsel sayılı taşınmaz …, 101 ada 29 parsel sayılı taşınmaz ise … adına tespit edilmiş, ardından Kadastro Komisyonu tarafından taşınmazların özel mülkiyete konu yerlerden olup-olmadığı hususunda tahkikat gerektiğinden bahisle 3402 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca taşınmazların tutanakları Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.

2. Muradiye Kadastro Mahkemesinin 1999/17 Esas, 1999/17 Karar sayılı dava dosyası ile 101 ada 28 parsel sayılı taşınmazın, 1999/16 Esas, 1999/16 Karar sayılı dava dosyası ile de 101 ada 29 parsel sayılı taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olmadığı gerekçesiyle taşlık vasfıyla Hazine adına hükmen tapuya tesciline karar verilmiştir.

3. Davacı … vekili Muradiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/267 Esasında kayıtlı dava dosyasında irsen intikal, paylaşım ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak eldeki dosya davacısı Necmettin ve arkadaşlarına vekaleten 101 ada 7, 8, 12, 13, 15, 16, 17, 18, 23, 102 ada 6, 105 ada 29, 60, 65, 79, 86 parsel sayılı taşınmazlara yönelik 2008/268 Esasında kayıtlı dava dosyasında ise 105 ada 136, 137, 138, 139 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.

4. Dava dosyalarının birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sırasında davacılar vekilinden her bir davacı yönünden hangi taşınmazın, hangi hukuki sebeple tapu iptali ve tescilinin istendiği hususunda hakimin davayı aydınlatma ödevi uyarınca açıklama talep edilmiş, davacı vekili 04.01.2010 tarihli dilekçe ile davacı … yönünden 101 ada 23, 28 ve 29 parseller hakkında tapu iptali ve davacı adına tescilini talep ettiklerini beyan etmiştir.

5. Bilahare davacı vekilinin dilekçesi uyarınca her bir davacı yönünden dava dosyasının tefrik edilmesi üzerine, davacı … yönünden açılan dava yukarıda yazılı esasa kaydedilmiştir. 6. Mahkemenin 19.11.2015 tarihli 30. celsesinde 101 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazların dava dilekçesinde yer almadığının tespit edilmesi üzerine; bu hususta gerekli usul işlemlerinin tamamlanması için davacı vekiline süre verildiği, davacı vekilinin ise 04.03.2016 tarihli dilekçesi ile, dava dosyaları tefrik edilmeden evvel tüm davacılar yönünden toplu şekilde dava açıldığından ötürü unutulan 101 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazların da davaya eklenmek suretiyle karar verilmesini talep ettiği tespit edilmiştir.

7. Görüleceği üzere dava dosyaları tefrik edilmeden evvel davacı vekili tarafından Mahkemenin 2008/267 Esasında kayıtlı dava dosyasında 101 ada 7, 8, 12, 13, 15, 16, 17, 18, 23, 102 ada 6, 105 ada 29, 60, 65, 79, 86 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak, 2008/268 Esasında kayıtlı dava dosyasında ise 105 ada 136, 137, 138, 139 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak tapu iptali ve tescili isteğinde bulunulduğu, ardından 04.01.2010 tarihli dilekçe ile davacı … yönünden 101 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazların davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır. Bir an için davacı vekilinin 04.03.2016 tarihli dilekçesi ıslah talebi olarak kabul edilse dahi, başlangıçta dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya dahiline ve dava konusu hâline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır.

8. Hal böyle olunca 101 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava olmadığı anlaşıldığına göre bu parseller yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken, işin esasına girilerek davanın reddine hükmedilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalı Hazineden alınmasına,

Davacı tarafından peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.