Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/848 E. 2023/5842 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/848
KARAR NO : 2023/5842
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/862 E., 2022/2254 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/214 E., 2021/349 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 24.10.2022 Salı günü duruşma yapılması ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, yaşadığı maddi sıkıntılardan ve hakkında yapılan icra takiplerinden dolayı dava konusu 40702 ada 1 parsel sayılı taşınmazının davalılardan …’a satışı konusunda anlaştıklarını, davalı …’in davacının vergi borcunu ödendiğini, taşınmazın satış bedeli olan 250.000 TL’nin bilahare ödeneceği konusunda kendisini inandırdığını, ancak daha sonra davalı …’in yurt dışında olacağından bahsederek taşınmazı yeğeni olduğunu beyan ettiği diğer davalı …’ya devretmesini istediğini, akabinde davalı …’nın taşınmazı el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri diğer davalı …’a devrettiğini, taşınmazının elinden yolsuz şekilde alındığını, davalı … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığında 2016/49832 soruşturma sayılı evrakı ile şikayetçi olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1.Davalı …, dava konusu taşınmazı tapu kayıtlarına güvenerek ve iyiniyetli olarak satın aldığını, taraflar arasındaki ilişkileri bilmediğini, diğer davalıları tanımadığını, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı …, taşınmaz satışı sırasında herhangi para alıp vermediğini, davalı …’in hem kendisini hem de davacıyı kandırdığını beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
… 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2021 tarihli ve 2020/214 Esas, 2021/349 Karar sayılı kararıyla; davacının dava konusu taşınmazın hile ile devredildiğini, davalılar tarafından aldatıldığını öğrendiğinin … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/587 E sayılı dosyasında verdiği 19.03.2018- 25.05.2018 ve 23.10.2018 tarihli beyan dilekçelerinde açıkça sabit olduğu, ancak hile sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davasının 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra 6.7.2020 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın yolsuz tescil sebebiyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, hukuki dayanağının, 4721 sayılı Kanunun 1024 ve 1025 inci maddeleri olduğunu, başlı başına hile sebebiyle tapu iptali – tescil davası olmadığını, müvekkilinin, davalı … ile tanıştıran … isimli dava dışı üçüncü kişi konumundaki tanıdığına da duyduğu güven sebebiyle bu devir işlemini ihtiyaçlı ve borçlu olmasındaki zaruret sebebiyle bedelsiz yapmakta o an için bir sakınca görmediğini, ödenen kapora ile ihtiyaçlarının bir kısmını karşıladığını, kalan miktarını kısa sürede ödeneceğine güvendirilerek tapu devrini 11.02.2015 tarihinde davalı … adına gerçekleştirdiğini, ne var ki, kalan alacağı olan 209.000.TL’nin devrin ardından makul zaman içinde verilmemesi ve hep oyalanmış olması sonrası davacının kalan alacağının kendisine hemen ödenmesini ya da kendisinin aldığı kaporayı iade ederek taşınmazın geri verilmesini istediğini davalı …’e bildirdiğini, davalının bu istem üzerine davacıya, kendisinden aldığı 41.000.-TL kapora bedelini 144.000.-TL olarak iade etmediği takdirde taşınmazın tapusunu vermeyeceğini bildirdiğini, bunun üzerine davacının … Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ettiğini, 2016/49832 soruşturma sayılı evrak ile hazırlık soruşturma dosyasında 30.05.2016 günü alınan ifadesinde taşınmazının elinden kandırılarak hile ile alındığını bildirdiğini belirtip iddialarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 20.10.2022 tarihli ve 2022/862 Esas, 2022/2254 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı … Borçlar Kanunu′nun (TBK) 36 ncı ve 39 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Temyiz edilen davalı vekili duruşmaya katılmadığından, lehine duruşma vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)

– KARŞI OY –
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince (BAM) istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir. Kararın temyizi üzerine Dairemizce onama kararı verilmiştir.

Sayın Çoğunlukça aramızda oluşan uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı olarak açılan davada 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun (TBK) 39. maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürede davanın açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır. Kanaatimce aşağıda belirtilen nedenlerle hak düşürücü süre nedeniyle ret kararı verilmesinin şartları oluşmamıştır.

Anayasa’nın 36. maddesinde “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” denilmek suretiyle hak arama özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri de mahkemeye erişim hakkıdır. “Mahkemeye erişim hakkı, hukuki bir uyuşmazlığın bu konuda karar verme yetkisine sahip bir mahkeme önüne götürülmesi hakkını da kapsar. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkının tanınması hak arama özgürlüğünün ön koşulunu oluşturur” (AYM, E.2018/99, K.2021/14, 3/3/2021, § 21). Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28/4/2023 tarihli ve E. 2021/5, K. 2023/2 sayılı kararında da açıkça ifade edildiği üzere “Davanın bir mahkeme tarafından görülebilmesi ve kişinin adil yargılanma hakkı kapsamına giren güvencelerden faydalanabilmesi için ilk olarak kişiye mahkemeye erişim imkanının tanınması gerekir (YİBBGK, s. 23-24).

Belirtmek gerekir ki Anayasa’da güvence altına alınan hakların geniş bunlara getirilen sınırlamaların dar yorumlanması en önemli yorum ilkelerindendir. Diğer taraftan usul kurallarının mahkemeye erişim hakkını kısıtlayacak şekilde katı uygulanmaması gerekir(YİBBGK, E. 2021/5, K. 2023/2, 28/4/2023, s. 25).

TBK’nın 39. maddesinin birinci fıkrası uyarınca “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.” Anılan hükmü yorumlayan Dairemiz içtihadı uyarınca 6098 sayılı Kanun’un 39. maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde sözleşmeye bağlı olmama bildiriminin karşı tarafa ulaştırılması gerekmekte olup bu bildirimde geçersizliğin sebebinin detaylı olarak açıklanması şart değildir. Keza sözleşmeye bağlı olmama bildirimi hiçbir şekle tabi değildir. Bu beyan karşı tarafa ulaştığı andan itibaren sözleşme ilişkisini kesin olarak hükümsüz hale getirir ve iptal beyanı geri alınamaz. İrade açıklaması karşı tarafın hakimiyet alanına ulaştığı anda istenen sonucu kendiliğinden doğurmaya yeterlidir. Ayrıca bir iptal davası açmaya, dolayısıyla iptali dava yoluyla ileri sürmeye gerek yoktur (1HD, E.2021/1957, K.2021/594 21.10.2021).

Somut olay bu ilkeler ışığında ele alındığında İDM’ce davacının dava konusu taşınmazın hile ile devredildiğini bir başka ifadeyle davalılar tarafından aldatıldığını … 1. Aile Mahkemesinin 2016/587 esas sayılı dosyasında verdiği 19/03/2018, 25/05/2018 ve 23/10/2018 tarihli beyan dilekçelerinde öğrendiğini ifade ettiğini, ancak davasını 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra 06/07/2020 tarihinde açtığını, bu nedenle davanın hak düşürücü süreden ret edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Varılan bu sonuç yukarıda belirtilen Kanun hükümleri ve bunu yorumlayan Dairemiz içtihadına uygun düşmemektedir. Zira mahkemenin araştırması gereken husus davacının hileyi öğrendiği tarihten itibaren davayı bir yıllık süre içerisinde açıp açmaması değil bir yıllık süre içerisinde sözleşmeden dönme iradesini karşı tarafa ulaştırıp ulaştırmadığıdır. Davacının gerek … Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/49832 soruşturma sayılı dosyasında gerekse de 12/08/2016 tarihinde aile konutu olması iddiası ile … 1. Aile Mahkemesinde açılan 2016/587 Esas sayılı dosyada davalı tarafa sözleşmeye bağlı olmama iradesini ulaştırmış olması ihtimal dahilindedir. Buna göre Mahkemesince bu yönden bir araştırma yapılarak davacının sözleşmeye bağlı olmama iradesini davalıya ulaştırılıp ulaştırılmadığının araştırılması gerekirken yukarıda belirtilen şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu açıktır.

Öte yandan temel hak ve özgürlüklerin geniş, buna getirilen sınırlamaların dar yorumlanması gereğine ilişkin yorum ilkesi ile usul kurallarının mahkemeye erişim hakkını kısıtlayacak şekilde katı uygulanmaması yönündeki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun içtihadı (bkz. YİBBGK, E. 2021/5, K. 2023/2, 28/4/2023, s. 25) dikkate alındığında da burada davacının mahkemeye erişim hakkının bulunup bulunmadığının titizlikle araştırılması gerkir.

Açıklanan nedenlerle yukarıda belirtilen hususun araştırılarak hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin araştırılması amacıyla BAM kararının kaldırılarak İDM kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken Sayın Çoğunlukça yukarıda belirtilen nedenlerle verilen onama kararına iştirak edemiyorum.