Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/844 E. 2023/4820 K. 26.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/844
KARAR NO : 2023/4820
KARAR TARİHİ : 26.09.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/49 E., 2022/2391 K.
DAVA TARİHİ : 20.10.2017
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/261 E., 2019/124 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ile katılma yoluyla davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 26/09/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat … ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat …geldiler duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili, davacıların mirasbırakanı …’nin her ne kadar nüfus kayıtlarında anne adı … olarak kayıtlı ise de gerçek annesinin … olduğunu,…nin babası ….in iki eşli bir yaşam sürdüğünü hem … hem de …’ten müşterek çocukları olduğunu, bu nedenle …’nin kayıtlarda anne adının yanlış tesis edildiğini, bu hususun ispatı için Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/266 Esas sayılı dosyası ile nüfus kaydının düzeltilmesini talep ettiklerini, çekişmeli 115 ada 1, 157 ada 45, 46, 169 ada 1, 171 ada 135, 153 parsel sayılı taşınmazların kadastro sırasında davalıların mirasbırakanı … adına tespit ve tescil edildiğini, ardından bir takım işlemlerle davalılar adına kayden intikal ettiğini, oysa bu taşınmazların …’den geldiğini belirterek mirasbırakan ..’ten anneleri Kafiye’ye intikal eden miras payları oranında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.

II. CEVAP
Davalılar vekili mirasbırakan …’ ün ölüm tarihine göre terekesinin el birliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve davacılar tarafından taksim olgusu da ileri sürülmediğine göre miras payı oranında açılmış olan tapu iptal ve tescil davasının dinlenemeyeceğini, diğer yönden miras ortaklığı adına dava açılmadığı için diğer mirasçıların katılımlarının sağlanması ya da miras ortaklığına temsilci tayini suretiyle de davanın yürütülmesinin mümkün olmadığını, Mahkemece bu gerekçelerle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılar tarafından daha önce aynı iddia ile açılan Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/375 Esas., 2008/326 Karar sayılı kararı ile Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/58 Esas., 2009/533 Karar sayılı kararının eldeki uyuşmazlık yönünden kesin hüküm teşkil ettiğini, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini; dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği 23.07.1992 tarihinden 20.10.2017 olan dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek anılan parseller hakkındaki davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın 3402 sayılı Kanun’un 12/3 üncü maddesinde belirlenen hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile katılma yoluyla davalılar vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süre gerekçesiyle reddi kararının hukuka ve usule aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde Mahkeme kararının gerekçe bölümünde davacıların terekeden kaynaklanan haklarının doğum anı olarak davacıların mirasbırakanı olan …’ün ölüm tarihi yazılması gerekirken müşterek mirasbırakan …. oğlu …’in ölüm tarihinin yazıldığını bu hususun maddi hata niteliğinde olduğu belirterek istinaf yoluyla düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı vekilinin istinaf talebinin kararın gerekçesinde yapılan hatanın maddi hata niteliğinde olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin ise eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı olarak hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı Mahkemenin bu yöndeki tespitinin doğru olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesi içeriğini tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 23.07.1992 tarihi ile davanın açıldığı 23.10.2017 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre davacılar vekilinin temyiz istekleri yerinde görülmemiştir. Ne var ki Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde eldeki davanın ”ketmi verese” hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescili davası olarak nitelendirildiği, oysa eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili niteliğinde olduğu; ancak netice itibariyle karar doğru olduğundan bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.