Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/81 E. 2023/6230 K. 06.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/81
KARAR NO : 2023/6230
KARAR TARİHİ : 06.11.2023

MAHKEMES İ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/190 E., 2022/1350 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulü / Esas hakkında yeniden hüküm kurulması suretiyle davanın kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ: Keles Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/25 E., 2021/80 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, davalı ile kardeş olduklarını, dava konusu …..,İli ….., İlçesi …..mevkinde bulunan 289 ada 23 parsel sayılı taşınmazı ve davalı ile bir başka davanın konusunu teşkil eden aynı yer 289 ada 18 parsel sayılı taşınmazı 2000 ve 2001 yıllarında harici satış sözleşmesi ile satın aldığını, davalı ile taşınmazların satın alınması aşamasında taşınmazların ortaklaşa alınması ile ilgili konuşma geçmişse de davalının kendisine hiçbir zaman taşınmazların bedelini ödemediğini, taşınmazların kendisine ait olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında 289 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kardeşi davalı adına tespit ve tescil edildiğini, kardeşi olması nedeniyle bu tespite itiraz etmediğini, taşınmazların satış senedinde kendisi tarafından satın alındığının açık olduğunu ileri sürerek 289 ada 23 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, tarafların kardeş olması nedeniyle taşınmaz satış işlemiyle ilgili herhangi bir belge olmadığını, davacı tarafından davalıya yazılan mektupta taşınmazların ortaklaşa alındığına ve iki taşınmazdan büyük olanın davacı adına tescili nedeniyle bunun bölünüp bölünemeyeceği ile ilgili …’a danıştığına dair bilgilerin yer aldığını, taraflar arasında görülen diğer davada davacının mektubun kendi eli ürünü olduğunu kabul ettiğini, taşınmazın bedelinin tarafların ortak mirasbırakanlarından intikal eden taşınmazların kira bedelinin davacı tarafından alınması suretiyle ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının edinme kısmında ceddinden intikal ettiğine dair bilginin doğru olmadığının anlaşıldığı, taşınmazın 2001 tarihli senetle davacı tarafından satın alınan taşınmaz olduğu, davalının taşınmazın 1/2 payının kendisine ait olduğu ve bedelini ödediğine dair savunmasını herhangi bir delille kanıtlayamadığı, davacının eli ürünü olan mektubun bu hususları kanıtlamaya yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre geçmemişse de davacının davasını çok geç açtığını, bu durumun hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğini, İlk Derece Mahkemesince davacının tanıkları üzerinden hüküm kurulduğunu davacının kendi yazdığı mektubun ise hiç değerlendirilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının gerek eldeki dosyanın 06.01.2021 tarihli duruşmasında gerekse Mahkemenin 2019/65 Esas sayılı dosyasının 08.07.2020 tarihli duruşmasında alınan beyanlarında, davalı tarafın dayanağı olan ve mektup olarak nitelendirilen belgenin kendisinin eli ürünü olduğunu, belgenin kendisi tarafından düzenlendiğini kabul ettiği, belgenin incelenmesinde “taşınmazların krokisinin yaklaşık olarak çizildiği ve Başlangıçta…e ait olan tarla müşterek alındı. …ya ait tarla daha sonra, kadastro geçeceği duyulunca ben komşulara tarlanın birinin bana diğerini…’ya yazdırırsınız dedim. Dönümü düşünülmeden” şeklinde ifadelerin bulunduğu, çekişmeli taşınmazın kadastro öncesinde tapusuz olup menkul mal niteliğinde olması birlikte gözetildiğinde taşınmazın davacı ve davalı tarafından birlikte satın alındığının anlaşıldığı, o halde davacının davasının kısmen kabulü ile çekişmeli taşınmazın 1/2 payının davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmak suretiyle davanın 1/2 pay yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, davada ileri sürdüğü iddia ve itirazları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.