Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/780 E. 2023/2959 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/780
KARAR NO : 2023/2959
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre,temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … adına kayıtlı … ili, … ilçesi, … … Mahallesi, … mevkiinde bulunan 82 ada 252 parsel (eski 66 parsel) sayılı taşınmazın evveliyatı itibariyle …Vakfı’ndan geldiğini, kök muris …’nin taşınmazın maliki olduğunu, …vakfının icareteynli vakıf olduğunu, taşınmazın zemininin vakfa ait olduğunu, … Tapu Müdürlüğü’nce, … Kadastro Müdürlüğü’ne gönderilen 11/09/1969 tarihli yazı ekinde gönderilen tapu kaydında taşınmazın kök muris adına kaydedildiğini, hal böyleyken 82 ada 62 parsel (yeni 82 ada 252 parsel) sayılı taşınmazın … Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı olmasının açıkça yasaya aykırı olduğunu belirterek, tapu kaydının iptaline ve kök muris olan asitaneli (İstanbullu) … üzerine tescil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; 82 ada 252 numaralı parseldeki …/…. oranındaki 200000 m² hissenin müvekkili Belediye ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) arasında yapılan 29/03/2016 tarihli … ili … ilçesi sınırlarında bulunan … … Kentsel Gelişim ve Dönüşüm bölgesinde bulunan parselleri kapsayan taşınmazın, trampa ve planlama protokolu kapsamında bedeli mukabilinde TOKİ’den devir alındığını, davanın zamanaşımı nedeniyle ve davalı müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olması nedeniyle husumet yönünden reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın icareteynli ve mukataali vakıf arazisi şerhi bulunduğunu, davacının dayanak tapu kayıtlarının mahallinde istenmediğini, vakıf şerhi bulunduğundan hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını öne sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağının açıklandığı, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği, somut olayda dava konusu 82 ada 252 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 82 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 23/08/1968 tarihinde kesinleştiği, davacı dedelerinden kalan eski tapu kayıtlarına göre hak sahibi olduğunu iddia ederek kadastro tespitinden önceki bir nedene dayandığı dosya kapsamından anlaşıldığı, eldeki dava ise 24/02/2020 tarihinde açılmış olup, buna göre dava tarihi itibari ile yasada öngörülen 10 yıllık sürenin dolduğu, hal böyle olunca, davanın hak düşürücü süre nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/03/1996 tarihli ve 1995/20-1086 Esas, 1996/174 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; “…Bu sürenin doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle davanın hangi aşamasında olursa olsun, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Bu nitelikleriyle dava engellerinden olup, ilk önce incelenmesi icap eder. Davada hak düşürücü süre söz konusu ise dava dinlenilemez, işin esası incelenemez.”

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu 82 ada 1 parsel sayılı 577.575 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz Hazine adına tapuya tescil edilmiş, kadastro tespiti 23.08.1968 tarihinde kesinleşmiştir. 1977 yılında yapılan hükmen ifraz ile 82 ada 60 parsel sayılı 573.535 m2 yüz ölçümünde Hazine adına tescil edilmiş, yine 1987 yılında yapılan ifraz işlemi ile 82 ada 66 parsel sayılı 571.542,33 m2 yüz ölçümünde Hazine adına tescil edilmiş, 2015 yılında kamu kurumları arasında yapılan bedelsiz devir ile … Büyükşehir Belediyesi adına, 2016 yılında yapılan satış işlemi ile belli bir hissesi de TOKİ adına tapuya tescil edilmi ştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu’nun 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.