Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/747 E. 2023/5550 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/747
KARAR NO : 2023/5550
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/506 E., 2022/2270 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / İstinaf İsteğinin Kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/650 E., 2022/3 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı … vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 17.10.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı … vekili Avukat …ile temyiz edilen davacı … Aktaş vekili Avukat … geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davalı … gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Almanya’da ikamet ettiğini, gurbette yaşayan vatandaşların Türkiye’deki resmi işlerini halletmek, yurtdışı emeklilik işlemlerini gerçekleştirmek veya iş kurmak amacıyla yardım edeceğini söylerek insanların para ve mallarını hukuka aykırı yöntemlerle ellerinden alan kişiler tarafından dolandırıldığını, kendisine noterde bir kağıt imzalatıldığını ancak noter kayıtlarında bu belgenin çıkmadığını, bu kişilerin, kiracısının tahliyesinde kendisine yardımcı olacaklarını, diğer taşınmazının da devredilmesi halinde satış işlemlerinin daha kolay olacağı yönünde kendisini ikna ederek maliki olduğu 13426 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki A-Blok 13 nolu bağımsız bölüm ile 13426 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki A-Blok 1 nolu bağımsız bölümün davalı … Çevik’e satış suretiyle temlikini sağladıkları, anılan kişilere bir miktar para da gönderdiğini,kendisine herhangi bir satış bedeli ödenmediğini,adına herhangi bir iş kurulmadığı gibi emeklilik işlemlerinin de halledilmediğini, …’un da taşınmazları muvazaalı olarak birlikte hareket ettikleri diğer davalı …’a devrettiğini, temliklerin hile ile yapıldığını, davalılar tarafından dolandırıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL ‘nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … Çevik (Yolaç), iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı …,iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını, banka hesap hareketleri ile bedelin ödendiğinin sabit olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.07.2018 tarihli ve 2017/154 Esas, 2018/431 Karar sayılı kararı ile; davalıların temlik öncesinde birbirini tanıdığına dair delil bulunmadığı, taşınmazların keşfen saptanan değerleri ile akitte gösterilen değerlerinin birbirine yakın olduğu, davalı …’in satış bedelini hesabı bulunan bankalardan çektiğine dair dekontların mevcut bulunduğu, bu durumun … tarafından satış bedelinin davalı …’un vekili olan …e ödendiği kanaatini güçlendirdiği, davalı …’in diğer davalı ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğinin saptanamadığı, davalı …’a yapılan temlikin ise hileli olduğu gerekçesiyle davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL’nin …’dan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … Çevik (Yolaç) istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı
… Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 27.11.2020 tarihli ve 2018/2108 E., 2020/1444 K. sayılı kararıyla; vekil … ile davalı … ve çalışanı … arasında ticari, beşeri veya herhangi bir münasebetin temlik öncesinde bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından adı geçenlerin yaşadığı mahallerde kolluk araştırmasının yapılması, davalı …’in emlakçı olduğu, vekilin de muhasebeci olduğunun dosyadan anlaşıldığı, ilgili tapu müdürlüklerine, vergi dairelerine, belediyeye, …’in hesapları bulunan bankalara müzekkere yazılarak temlik tarihi öncesi … ile aralarında bir işlem tesis edilip edilmediğinin sorulması, taşınmazların temlik tarihi itibariyle ödemelere ilişkin evrakların incelenmesi, vekilin hesabına yatan paranın akıbetinin araştırılması, temlikten sonra aynı miktarda paranın … hesabına aktarılıp aktarılmadığının kontrol edilmesi ve davacının bu hususta ileri sürdüğü tüm delillerin toplanarak hasıl olacak sonuca göre TMK’nın 1023 üncü ve TMK 1024 üncü maddeleri çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf itirazlarının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kabulüne, davalı … Çevik (Yolaç)’ın istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.01.2022 tarihli ve 2020/650 Esas, 2022/3 Karar sayılı kararı ile; davalı …’un temliki hile ile sağladığı, taşınmazları temlik aldıktan çok kısa bir süre sonra diğer davalı …’e devrettiği, … tarafından davacıya satış bedeli ödenmediği, davalıların temlik öncesinde birbirini tanıdığına dair delil bulunmadığı, taşınmazların keşfen saptanan değerleri ile akitte gösterilen değerlerin birbirine yakın olduğu, davalı …’in satış bedelini hesabı bulunan bankalardan çektiğine dair dekontların mevcut olduğu,bu durumun … tarafından satış bedelinin davalı …’un vekili olan …e ödendiği kanaatini güçlendirdiği, davalı …’in diğer davalı ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğinin saptanamadığı,davalı …’a yapılan temlikin ise hileli olduğu gerekçesiyle davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL’nin …’dan tahsiline karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak, her iki taşınmaz ile ilgili gider makbuzları incelendiğinde makbuzlardan birinin 88.000,00 TL, diğer makbuzun ise 122.000,00 TL olup her iki makbuzun da … adına düzenlendiğini, bu paraların …’e ödenmediğini, alınan bilirkişi raporları ve makbuzların incelenmesinde …’ın 88.000 TL bedelle satın aldığını iddia ettiği dairenin gerçekte 187.000,00 TL ve 122.000,00 TL bedelle aldığını iddia ettiği dairenin ise bilirkişi raporuna göre gerçekte 216.000,00 TL olduğunu, buradan da …’ın diğer emlakçılar ile bir araya gelerek söz konusu iki adet daireyi yarı fiyatından daha düşük bir değere aldığını, tüm bu hususlar göz önüne alındığında davalı …’ın iyi niyetli olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 01.12.2022 tarihli ve 2022/506 E., 2022/2270 K. sayılı kararıyla; dava dışı …in davacının iradesini fesada uğratarak taşınmazlarının …’a temlikini sağladığı, …’un taşınmazlar için herhangi bir bedel ödemediği,davalı …’un dava dışı … ile birlikte el ve işbirliği içerisinde hareket ettiği, davalı …’in emlakçı olduğu, taşınmazların keşfen belirlenen değerleri ile resmi senette gösterilen değerleri arasında fahiş fark bulunduğu, davalı …’in taşınmazların bedelini ödediğini ispatlayamadığı, taşınmazları görmeden satın aldığı, daha sonra da içinde oturan kiracıya satmaya çalıştığı, …’in çalışanı …un …’un vekili … ile daha önce de iş bağlantıları bulunduğu,davalı tanık beyanlarının çelişkili olduğu, …’in iyi niyetli sayılamayacağı, davacıyı kandıran dava dışı vekil … ve ara malik … ile el ve iş birliği içinde hareket ederek taşınmazı edindiği, iptal-tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK’nın 353/1-b-2 nci maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama süresince bildirdiği savunma ve itirazlarını tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1 inci (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1 inci) ve 39/1 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 1023 üncü, 1024/2 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı … vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden önce dava konusu 13426 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki A-Blok Zemin kat 1 nolu bağımsız bölümün 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi gereğince yenileme çalışmaları sonucu 13424 ada numarasını aldığı halde eski ada numarası üzerinden hüküm kurulması isabetsiz ise de bu hususun maddi hatadan kaynaklandığı ve mahallinde düzeltilebileceği gözetilerek bozma sebebi yapılmamıştır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 21.005,31 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalı …’dan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.