Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/599 E. 2023/6344 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/599
KARAR NO : 2023/6344
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1123 E., 2022/2029 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/258 E., 2020/133 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 07.11.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalılar … ve vekili Avukat … ile temyiz edilen davacılar … ve diğerleri vekili Avukat … ve birleşen dosya davacısı … vekili Avukat … geldiler, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan…’nun mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 1242, 1921, 2396, 2397, 2399, 2400, 2404, 2438 ve 2444 parsel sayılı taşınmazlarını 22.02.1990 tarihinde oğlu …’ın kayınbiraderi olan dava dışı …’a temlik ettiğini, …’ın da taşınmazları 27.11.1990 tarihinde davalıların babası olan …’a satış suretiyle devrettiğini, mirasbırakanın satışa ihtiyacı olmadığını, eşi…’nın açtığı davanın kabul ediliğini, anılan kararın güçlü delil niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalılar cevap dilekçelerinde, 1975-1989 yılları arasında mirasbırakanın dava dışı kişilere birçok taşınmaz satışı yaptığını, eşinin 1989 yılında öldüğünü, mirasbırakanın kendisinden 32 yaş küçük olan… ile evlendiğini, üçüncü eşin kendisine güvence istemesi üzerine davaya konu taşınmazları bedeli karşılığında …’a satış suretiyle devrettiğini, babaları …’ın Almanya’da çalışırken yaptığı birikim ile dava konusu taşınmazları …’tan satın aldığını, satışların gerçek olduğunu belirterek asıl ve birleşen davaların reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Ayaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/139 esas sayılı dosyası, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 21.12.2009 tarih, 2009/10641 Esas, 2009/13548 Karar sayılı ilamı, taraf ve tanık beyanları ile dava konusu taşınmazların temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davalılar istinaf dilekçelerinde özetle, davadaki savunmalarını tekrarla kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazları ara malik kullanmak suretiyle davalıların mirasbırakanı olan oğlu …’a devrinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, mirasçı… tarafından açılan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Ayaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.10.2010 tarihli ve 2010/84 Esas, 2010/173 Karar sayılı kararının eldeki dava için güçlü delil niteliğinde bulunduğu, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş olmasının kural olarak doğru olduğu ancak her iki dava bakımından ayrı ayrı davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi ve bakiye payların davalılar üzerinde bırakılması gerektiği belirtilerek istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, aşamalardaki savunmalarını tekrarlayarak ve fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek kararın bu yönü ile de bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davada uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

HMK’nın 362 nci, 366 ncı maddeleri ve 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi,

01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, … Medeni Kanunu’nun 706 ncı, … Borçlar Kanunu’nun 237 nci ve Tapu Kanunu’nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Somut olayda, dava konusu 9 parça taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değerleri toplamı 3.240.608,63 TL olup, miras payları 6/280 olan asıl davada davacılar …’nin her birinin miras payına isabet eden 69.441,61 TL’nin 2022 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 107.090.00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK’nin 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Diğer davacılara yönelik temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan asıl davada davacılar …, …, …, … ve …’e yönelik davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin değer yönünden REDDİNE,

2.Diğer davacılar yönünden; davalılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada da davacılar vekilleri için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.