Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/581 E. 2023/4589 K. 19.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/581
KARAR NO : 2023/4589
KARAR TARİHİ : 19.09.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2583 E., 2022/1737 K.
DAHİLİ DAVALI : … vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 08.07.2019
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/İstinaf Başvurusunun Kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pınarbaşı(Kayseri) Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/85 E., 2022/60 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın dahili davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 19.09.2023 Salı günü saat 09:50 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, dava dışı … … ile birlikte ortak iş yaptıklarını, yine dava dışı … …’ın kendilerini … isimli şahısla tanıştırdığını, kendisi ve …’in … ile iki tır yağ almak üzere sözlü olarak anlaştıklarını, bu sözleşme gereğince çekişme konusu 158 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki payını …’un oğlu olan davalı …’a devrettiğini, ancak …’ın taahhüt ettiği yağ teslimini yapmadığını, temlikin hile ile yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında taşınmazın …’a devredilmesi üzerine HMK’nın 125. maddesi gereği davasını …’a karşı devam ettirmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı …, dava dışı … …’ın aracılığıyla davacı ile iki tır yağ satışı hususunda sözlü anlaşma yaptıklarını, davacının bu anlaşma gereği satış bedeli olarak dava konusu taşınmazdaki payını kendisine devrettiğini, ancak …’nin kendisine 75.000,00 TL borcu bulunduğunu ve bu borcu ödemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Dahili davalı …, babası ile birlikte havyancılıkla uğraştıklarını, diğer davalı …’e büyükbaş hayvan sattıklarını ve bedelini alamadıklarını, bu alacağının karşılığı olarak dava konusu taşınmazın kendisine devredildiğini, taşınmazda davacının ikamet ettiğini, taşınmazın tahliyesi için yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını, davacı tarafça hakkında yapılan şikayet nedeniyle Pınarbaşı Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/252 soruşturma sayılı dosyasında takipsizlik kararı verildiğini, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Pınarbaşı (Kayseri) Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2022 tarihli, 2019/85 Esas, 2022/60 Karar sayılı kararı ile; temlikin hile ile yapıldığı, davalı …’ın babası … ile davalı …’in babası …’ın birlikte ticaret yaptıkları, davalı …’ın iyi niyetli olmadığı, davalı …’in ise kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Dahili davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ve babası …’un hayvancılıkla uğraşmakta olup ticaretle uğraşan diğer davalı …’a büyükbaş hayvan sattıklarını ve bedelini alamadıklarını, davalının dava konusu taşınmazı …’ten olan alacağı kapsamında satın aldığını, bu aşamada taşınmazda davacının oturduğunu, Pınarbaşı Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/252 soruşturma dosyasında davalı hakkında takipsizlik kararı verildiğini, kararın kesinleştiğini, evde davacının ikamet etmesi sebebi ile dairenin içinin gezilemediğini ve taşınmazın dışarıdan görülerek alındığını, davalının, malik sıfatı ile ve iyiniyetli olarak taşınmazı edindiğini, davacı ile diğer davalı arasında bilmedikleri hukuki ilişkilerin davalıyı bağlamadığını, davacı ile diğer davalı arasındaki ilişkiler hakkında, davalı ve davalının babası …’ın bilgisinin duyumdan ibaret olduğunu, dava dosyasındaki hiçbir delilin davalının kötüniyetli olduğunu ispat edemediğini, davalının iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, bu nedenle de iktisabının korunması gerektiğini, davalının taşınmazı satın alırken gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini, taşınmazı satın almadan önce tapu kaydını incelediğini, tapu kaydında herhangi bir kısıtlılık olmadığı ve … adına tescilli olduğunu görünce de taşınmazın konumu ve dışarıdan yapısını incelemek sureti ile taşınmazı satın aldığını, olayın oluş şeklinden ve davada ileri sürülen delillerden davalının iyiniyetli üçüncü kişi olduğunun açık olduğunu, tüm bu hususlar göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 19.12.2022 tarihli ve 2022/2583 E. 2022/1737 K. sayılı kararıyla; davacı tarafça dava dilekçesinde, dava dışı …’nin … ile yapacağı ticaret nedeniyle kendi evini takasa koyduğunu söylemiş ise de, …’un cevap dilekçesine karşı verilen, cevaba cevap dilekçesinde ise açıkça kendisi ve …’in yağ ticareti yapmak için … ve … ile anlaştıklarını ve bu sözleşme çerçevesinde kendisine düşen edimin ifası kapsamında dava konusu taşınmazı … oğlu …’e devrettiğini beyan ettiği,dosya arasına gelen savcılık evraklarındaki şikayet dilekçeleri ve ifade tutanaklarının incelenmesinde de davacı, davacı dışı … ile …’in babası … arasında yağ ticareti kapsamında anlaşmanın yapıldığı, hatta davacının 09.11.2020 tarihli soruşturma beyanında; evinin tapusunu … …’nun borcuna karşılık değil, iki tır yudum marka ayçiçek yağı almak için verdiğini ifade ettiği, bu hususlar göz önüne alındığında davacı ile evin devredildiği …’un babası olan … arasında yağ ticareti hususunda anlaşmanın olduğu, davacının bu anlaşmadaki kendi ediminin ifası kapsamında dava konusu taşınmazı sözleşmenin tarafı olan …’un bilgisi ve talebi doğrultusunda …’a devrettiği, bu nedenle devrin …’un hileli hareketi kapsamında …’a yapıldığından söz edilemeyeceği, davacının … ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında ancak karşı tarafın edimini yani iki tır yağın teslimini talep edebileceği, bu haliyle hilenin unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken dahili davalı … aleyhine davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, ayrıca davanın 6100 sayılı HMK’nın 125 inci maddesi gereğince tapu iptali ve tescil davası olarak dahili davalı … aleyhine yürümesine rağmen yargılama giderleri dışında davalı sıfatı kalmayan … aleyhinde pasif husumet yokluğu nedeniyle ret kararı verilmesinin de isabetli olmadığı gerekçesiyle davalı …’un istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, somut olayın incelemesi yapılırken eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, davacının … …’ı tanımadığını, bu kişinin davalı … ve dava dışı … ile davacı arasında yapılan sözleşmeye taraf olmadığını, dava konusu taşınmazın … ile … ve … arasında yapılan ticaret nedeniyle takas edilmediğinin açık olduğunu, sözleşmenin davacı ile davalı … ve dava dışı … arasında sözlü olarak yapıldığını, davalı … tarafından da bu hususun ikrar edildiğini, dava konusu taşınmazın anılan bu sözleşme gereğince davalı …’e devredildiğini, ancak davalının taşınmazı devralmasına rağmen, sözleşme konusu olan 2 tır yağı davacıya teslim etmediği gibi sözleşmenin tarafı olmayan dava dışı …’nin borcundan dolayı da teslim etmeyeceklerini bildirdiği,bu hususun tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, yağların teslim edilmeyeceğinin bildirilmesi ile davacının yapılan hilenin farkına vardığını, davalının edimini yerine getirme niyeti olmamasına rağmen, edimini yerine getirecekmiş gibi davranarak dava konusu taşınmazın temlikini sağladığını, davacı ve dava dışı … arasında herhangi bir ortaklık bulunmadığı gibi, davacının …’nin borcuna kefil olma durumu da bulunmadığını, davalılarca davacının iradesinin sakatlandığını, davalıların en başından beri sözleşmeyi ifa niyetleri bulunmadığını, asıl amaçlarının sözleşme ile ilgisi olmayan ve alacakları olduğunu iddia ettikleri dava dışı …’nin borcunu tahsil edebilmek olduğunu, bu amaçlarına ulaşmak için de davacıyı kandırdıklarını, taşınmazın davacının iradesinin sakatlanması nedeniyle devredildiğinin açık olduğunu, davalı …’in taşınmazı kötü niyetli olarak diğer davalı …’a devrettiğini, davacı ile davalı … ve babası … arasında yağ ticaretine ilişkin yapılan görüşmeler sırasında davalı …’ın babası …’ın da bulunduğunu, taşınmazda helen davacının ikamet ettiğini, bu durumun davalılarca da bilindiğini, …’ın yapılan tüm işlemlerden haberdar olup kötü niyetli olduğunu ve kazanımının korunamayacağını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 s. … Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1 inci ve 39 uncu maddeleri.
2. 4721 Sayılı … Medeni Kanunu’nun (TMK) 1023 üncü ve 1024 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 158 ada 7 parsel sayılı 816,00 m2 miktarındaki iki adet kargir ev ve bahçesi niteliğindeki taşınmazda bulunan 642/827 payını 07.03.2019 tarihinde 16.400,00 TL bedelle davalı …’a satış suretiyle temlik ettiği, hile hukuki sebebine dayalı eldeki davanın 08.07.2019 tarihinde açıldığı, yargılama aşamasında taşınmazın 19.07.2019 tarihli satış işlemi ile …’a temlik edilmesi üzerine HMK’nın 125 inci maddesi gereğince davaya …’a karşı devam edildiği, davacının, hileyle taşınmazının elinden alınarak dolandırıldığı iddialarıyla … …, … …, …, …, … ve … hakkında Pınarbaşı Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı şikayet üzerine yapılan soruşturma sonucunda, şikayet edilen tüm şahıslar yönünden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
2. Hemen belirtilmelidir ki; çekişme konusu taşınmazın satış tarihleri ile dava tarihi gözetildiğinde davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığında kuşku yoktur.
3. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında; dava dışı … ile ortak iş yaptıklarını, …’in, … …’ın kendisini … ile tanıştırdığını, bu kişiden 2 tır yağ alacağını, ancak parası olmadığını, dava konusu taşınmazı yapılacak bu ticarete takas koymasını istediğini, bunun üzerine davacı ve …’in … vasıtası ile ticareti gerçekleştirdiklerini, …’nin ticaretin tarafı olmadığını, davalı … ve …’in dava konusu taşınmazın kendilerine devri sonrası yağları teslim edeceklerini söylediklerini ve bu konuda mutabık kalındığını, bu anlaşma gereği taşınmazını davalı …’e devrettğini, devirden sonra … ve …’ın …’nin kendilerine daha önceden, 75.000,00 TL borcu olduğunu, bu borç ödenmeden yağları teslim etmeyeceklerini söylediklerini, kendisinin de …’nin borcunun kendisini ilgilendirmediğini, taşınmazını geri istediğini söylemesi üzerine ise kendisinden 195.000,00 TL istediklerini, kandırıldığını, temlikin hile ile yapıldığını ileri sürmüş, davalı … cevap dilekçesinde; davacı ile aralarında sözlü satım sözleşmesi olduğunu, davacıya iki tır yağ satacağını, bu malların bedeli olarak davacının evini devrettikten sonra yağların davacıya teslim edileceğini, bu hususta anlaştıklarını, tarafları bir araya getiren …’nin kendisine borcu olduğunu belirtmiş, cevaba cevap dilekçesinde ise; taraflar arasındaki satım sözleşmesinin sözlü olduğunu, bu sözleşmeye göre …’nin davalı …’e olan 75.000,00 TL borcu ödendikten sonra edim konusu yağların teslim edileceğini, sözleşmenin … vasıtasıyla gerçekleştiğini, …’nin de sözleşmenin tarafı olduğunu beyan etmiş, savcılıkta verdiği ifadesinde ise; …’nin babası ve kendisine yaptıkları ticaret nedeniyle önceden borcu olduğunu, … ile iletişime geçtiklerini, O’nun da kendilerini ortağı olduğunu söylediği … ile tanıştırdığını, …’nin borcuna karşılık, İsmail’in evinin tapusunu kendilerine vereceğini söylediğini, bu nedenle babasına vekaletname verdiğini ve babasının vekaletle taşınmazı İsmail’den adına temlik aldığını, … ile ticaret yapmadıklarını, … ile ticaret yaptıklarını beyan etmiş; davalı …’un babası … savcılıkta verdiği ifadesinde; …’nin kendisine 75.000,00 TL borcu olduğunu, …’nin … … ile ortak olduğunu söylediğini, …’in kendisine Pınarbaşında evi olduğunu söyleyerek …’nin borcuna karşılık bu evi kendisine verdiğini, İsmail’den evi temlik alması nedeniyle …’nin kendisine borcu kalmadığını, İsmail ile ticari ilişkisi bulunmadığını, evin aslında …’in olduğunu, bir takım nedenlerle İsmail adına kaydedildiğini kendisine …’in söylediğini beyan etmiş, … yargılama aşamasında tanık olarak verdiği beyanında ise; dava konusu taşınmazın satışı sırasında …’nin İsmail’in kendisinin ortağı olduğunu, beraber iş yaptıklarını söylediğini, …’ye sattığı mallar karşılığı senet aldığını, senetleri ödeyemeyince de dava konusu evi senetin karşılığında verdiklerini, İsmail ile evin devri sırasında tanıştığını, evin üzerinde 6.000,00 TL bedelli ipotek olduğunu, bu ipoteği de kendisinin kapatması şartıyla evi vekaletle oğlu … adına aldığını, İsmail ile hiç ticaret yapmadığını, yağ karşılığında da evi devralmadığını, evi 110.000,00 TL bedelle satın alığını beyan etmiş; son kayıt maliki …’un babası … savcılıkta verdiği ifadesinde; … ve …’nin kendilerinden mal aldığını, karşılıksız çek ve senet vererek kendilerini dolandırdıklarını, …’in kendilerine olan borcunu ödeyemeyince, Pınarbaşındaki evimi devredeyim, üzerine de bana mal verin dediğini, kendilerinin de paralarını kurtarmak için bu teklifi kabul ettiklerini, …’in kendilerine İsmail’in evini devrettiğini beyan etmiş, … yargılama aşamasında tanık olarak verdiği beyanında ise; …’e geçmişte 10 büyük baş hayvan sattığını, alacağını alamadığını, …’in borçları karşılığında Pınarbaşı’ndan ev vermeyi teklif ettiğini, kendisinin önce kabul etmediğini, daha sonra bu teklifi kabul ettiğini ve taşınmazın oğlu …’a devredildiğini ifade etmiş, … … savcılıkta verdiği ifadesinde; …’in kendisinde ev olduğunu, evini ipotek vererek malzeme alınacağını söylediğini, evin İsmail’e ait olduğunu bilmediğini, bu durumu sonradan öğrendiğini, davalı … ve …’ın evi bize devredin, 2 tır yağ vereceğiz, ev teminat olacak, sattıktan sonra parayı alacağız dediklerini, taşınmazın değerinin 200.000,00 TL olarak belirlendiğini, ancak daha sonra taşınmazın değerinin 100.000,00 TL olduğunun ortaya çıktığını, …’ın taşınmazı İsmail’e iade edeceğini söylediğini, kendisinin de …’ın taşınmazı devretmesi için …’a olan önceki borcundan dolayı 47.000,00 TL’lik senet verdiğini, ancak yine de …’ın tapuyu iade etmediğini, …’in kendisine önceki ticaretten 17.000,00 TL borcu bulunduğunu beyan etmiş, … … savcılıkta verdiği ifadesinde; … ile tanıştığını, …’nin de kendisini …, … ve … isimli kişilerle tanıştırdığını, İsmail’i arayarak ayçiçek yağı ticareti yapacağını, kendisinin de bu işe ortak olabileceğini söylediğini, İsmail’in bu durumu kabul ettiğini, … ile …’ın yanına gittiklerini ve pazarlık yaptıklarını, o sırada …’ın yanında …’ın da olduğunu, İsmail’in teminat olarak evin tapusunu …’a vereceğini, …’ın da iki tır ayçiçek yağı vereceğini, tapuyu …’ın oğlu …’e devrettiklerini, ertesi gün, … ile …’ın yanına gittiklerinde …’ın kendilerine …’nin kendisine borcu olduğunu, evi de bu nedenle aldığını, …’nin kendisine olan borcunu ödemesi halinde tapuyu geri vereceğini, aksi takdirde yağ ve tapuyu vermeyeceğini söylediğini, kendisinin …’nin …’a borcu olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Anılan bu ifadeler ile davacı tanık beyanları ve tüm dosya içeriğinden, davalı …’in davaya cevap ve cevaba cevap dilekçeleri ile savcılık ifadeleri arasında çelişkiler bulunduğu, davacı ile dava dışı … …’nun birlikte ticaret yaptıkları, …’in, … vasıtasıyla davalı …’in babası … ve son kayıt maliki davalı …’ın babası … ile tanıştığı, bu kişilerle yağ ticareti işi yapmak istediği, …’nin … ve …’a borcunun bulunduğu, … ve …’ın …’den olan alacaklarını tahsil edebilmek amacıyla, davacıyı, kendisi ve … ile yağ ticareti yapılacağı, bu kapsamda … tarafından iki tır ayçiçek yağının teslim edileceği hususunda kandırılarak hileye düşürüldüğü ve davacıya ait dava konusu taşınmazın …’ın oğlu olan davalı …’e devrinin sağlandığı, yargılama aşamasında taşınmazı temlik alan …’un ise, …’ın oğlu olup, durumu bilmesi gereken kişi konumunda olduğu, ayrıca …’ın taşınmazı görmeden temlik aldığı, taşınmazda halen davacının ikamet ettiği, tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde, hile iddiasının ispatlandığı, davalı …’un da iyiniyetli olmadığı, TMK’nın 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır.

Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. SONUÇ:
Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 371’inci maddesi, 1-ç bendi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.