Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/57 E. 2023/2649 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/57
KARAR NO : 2023/2649
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali – tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulü kararına karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen başvurunun esastan reddine ilişkin karar süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, mirasbırakanları … …′ün davaya konu 217 ada 2 parsel sayılı taşınmazını sağlığında davalı oğullarına eşit şekilde temlik ettiğini, temlik işleminin mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde yapıldığını ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişledir.

II. CEVAP
Davalılar vekili, taşınmazın davalıların katkılarıyla üçüncü kişilerden satın alındığını, bu nedenle mirasbırakan tarafından davalılara temlik edildiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.09.2022 tarihli ve 2021/46 E., 2022/279 K. sayılı kararında; dava konusu taşınmazın kira gelirlerinin mirasbırakan tarafından vefat edene kadar kullanıldığı, davalıların, taşınmazın bedelinin Almanya′da çalışmaları ile kendileri tarafından ödendiği ve babaları tarafından kendileri adına satın alındığı savunulmuş ise de; dosya içeriğinden, mirasbırakan … … kendisinin de Almanya da çalıştığı, parasal anlamda tüm çocukları ile birlikte hareket ettiği, sadece oğullarının hakkının olduğunun kabul edilemeyeceği; tarafların anneleri Şenel … beyanında, çekişmeli taşınmaz dışında vasiyet yolu ile de oğullarına yer bırakıldığının belirtildiği; mirasbırakan tarafından sadece üç oğlu gözetilerek yatırım yapıldığı, kız çocukları yararına yapılan bir kazandırma bulunmadığı; sonuç itibariyle, dava konusu taşınmaza yönelik yapılan satış işlemi gerçeği yansıtmadığı, mirasbırakanın gerçek iradesinin dava konusu taşınmazı oğulları yararına terekeden kaçırmak olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davalılar vekili, cevap dilekçelerindeki savunmalarını tekrarlayarak İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu bildirip kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.12.2022 tarihli ve 2022/3118 E., 2022/3103 K. sayılı kararında; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtilerek davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili, dava süresince ileri sürdükleri savunmalarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali – tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu’nun 213.) ve Tapu Kanunu’nun (TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalı tarafa yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 84.225,34 TL bakiye onama harcının davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.