YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3525
KARAR NO : 2023/4071
KARAR TARİHİ : 06.07.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 05.11.2018 tarihli, 2016/10612 Esas, 2018/7072 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın yasal süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar … ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; hudutları dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz bölümünün müvekkilleri tarafından 1965-1970 yılları arasında imar-ihya edildiğini, taşınmaz tarım yapılabilir hale geldikten sonra ise önce tahıl ekilerek, daha sonra zeytincilik yapılarak dava tarihine kadar zilyet edildiğini, taşınmazda zilyetlikle iktisap koşullarının müvekkilleri lehine oluştuğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın taşlık, çalılık, fundalık yerlerden olmakla tescil harici bırakıldığını, taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. … vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini belirterek, dava konusu taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli, 2015/201 Esas, 2016/331 Karar sayılı kararıyla; davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A), (B) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri olduğu, taşınmazların imar-ihya edildiği tarih ile dava tarihi arasında 30 yılı aşkın süre geçtiği, bu süre içerisinde taşınmazlarda davacı tarafça tarım yapıldığı, dava konusu taşınmazlarda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle,
Davanın kabulüne, teknik bilirkişilerin 27.12.2015 tarihli raporu ve eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3.496,33 metrekare, (B) harfi ile gösterilen 7.822,16 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 8.864,77 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin tarla vasfıyla davacılar adına, murisleri … … … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/369 Esas, 387 Karar sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 05.11.2018 tarihli, 2016/10612 Esas, 2018/7072 Karar sayılı kararıyla; 6360 sayılı Yasa uyarınca dava konusu taşınmaz bölümlerinin bulunduğu il ve ilçe belediyeleri davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, dava konusu taşınmaz bölümleri çalılık vasfıyla tescil harici bırakıldığı için 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların davacı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yöntemince araştırma ve inceleme yapılması, bu hususta yapılacak araştırmada hava fotoğraflarından da yararlanılması gereğine değinilmek suretiyle araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 26.11.2020 tarihli, 2019/87 Esas, 2020/328 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca taraf teşkilinin sağlandığı, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A), (B) ve (D) harfleri ile gösterilen dava konusu taşınmaz bölümlerinin imar-ihya edildiği tarih ile dava tarihi arasında 30 yılı aşkın süre geçtiği, bu süre içerisinde taşınmazlarda davacı tarafça tarım yapıldığı, dava konusu taşınmazlarda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle,
Davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişinin 27.09.2020 tarihli raporu ve eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3.496,33 metrekare, (B) harfi ile gösterilen 7.822,16 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 8.864,77 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin tarla vasfıyla davacılar adına, murisleri … … … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/369 Esas, 387 Karar sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, dava konusu taşınmaz bölümlerinin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, ham toprağın sürülmesi veya taşları temizlenmiş bir yere bina veya duvar yapılmasının imar-ihya faaliyetlerinden sayılamayacağını, Mahkemece orman idaresinin de davaya dahil edilmesi gerekirken, edilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; … Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi; “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine re’sen devrolunur.” hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1. 1963 yılında … ili, … ilçesi, Gündoğdu Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz “çalılık” vasfında olduğundan bahisle tescil harici bırakılmıştır.
2. Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dairemizin 12.01.2023 tarih, 2021/5452 Esas, 2023/112 Karar sayılı geri çevirme kararı ile dosya arasına aldırılan belgelerden, dava konusu taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 8. maddesine dayalı olarak kadastro tespitinin yapıldığı ve dava konusu taşınmaz bölümleri hakkında 242 ada 286, 300 ve 301 parsel numaralarıyla kadastro tespit tutanaklarının düzenlendiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesinde mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve dava dosyalarının kadastro mahkemesine re’sen devrolunacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan, yargılamanın her aşamasında Mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir.
Hal böyle olunca; Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın re’sen Kadastro Mahkemesine aktarılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ
Açıklanan sebeple;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.