YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/349
KARAR NO : 2023/362
KARAR TARİHİ : 19.01.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava dışı … …’ın, kendisini Mersin Belediyesinde kadrolu işe aldıracağı vaadinde bulunduğunu, bu doğrultuda 2978 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan P blok 4 nolu bağımsız bölümün işe alınması karşılığında teminat amacıyla davalıya devredilmesini, işe başladıktan sonra dava konusu taşınmazın geri kendisine devredileceğinin söylendiğini, bu işlem karşılığında kendisine bir bedel ödenmediğini, halen bahse konu taşınmazda ikamet etmeye devam ettiğini, aradan uzunca bir süre geçmesine rağmen işe alınmadığını, davalı ve dava dışı … …’ın fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava dışı … ile bir bağlantısının olmadığını, taşınmaz bedelini davacıya ödeyerek satın aldığını, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2019 tarihli ve 2018/411 Esas, 2019/315 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 24.09.2020 tarihli ve 2020/181 Esas, 2020/822 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan temyiz inelemesi neticesinde; davacı tanıklarının beyanları, davacının taşınmazını satmayı gerektirecek bir durumunun bulunmaması, taşınmazın satış tarihindeki keşfen saptanan toplam bedeli 76.000 TL olmasına karşın 02.12.2014 tarihli akitte 27.000 TL olarak gösterilmesi, davalının eldeki dava ile soruşturma dosyasındaki savcılık ifadesinde satış bedeline ilişkin çelişkili beyanları, davaya konu 2978 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 nolu bağımsız bölümde halen davacının oturuyor olmasına rağmen davalı tarafından davacıya herhangi bir ihtar çekilmemesi veya davacının uyarılmaması hususları hayatın olağan akışı ile birlikte değerlendirildiğinde taşınmazın hile ile davalıya temlik edildiği sonucuna varıldığı, hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile hüküm bozulmuştur.
B. İlk Derec Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mersin 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
İlk derece Mahkemesinin Yargıtay kararına karşı direnmesi gerektiği, Mahkemece uyma kararı verilirken Yargıtay ilamının yazılmakla yetinip yeterli gerekçe belirtmediği, davacı tarafın davalının hilesini ispat edemediği, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu belirtilerek hükmün bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, “hile”(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 39. maddesi hükmüne göre aldatma (hile) iddialarının aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunludur. Hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereklidir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 4.098,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
19.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.