Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/2952 E. 2023/6435 K. 09.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2952
KARAR NO : 2023/6435
KARAR TARİHİ : 09.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1885 E., 2022/374 K.
DAVA TARİHİ : 21.02.2017
HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/60 E., 2018/210 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Mersin ili, Mezitli ilçesi, Bozön mahallesi, Durutlu Mevkiinde kayıtlı 4 pafta 215 parsel nolu 7.800 m2’lik gayrimenkulün 2.157,399 m2’lik bölümünün sahibinin davacıların mirasbırakanı Hacı Ahmet Tel olduğunu, ancak tapu kayıtlarında sehven gayrimenkulün tamamının … adına tapulandığını belirterek taşınmazın tapuya davacılar adına tescil edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; haksız davanın hakdüşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2018 tarihli ve 2017/60 Esas, 2018/210 Karar sayılı kararıyla; kadastro öncesi sebebe dayalı davada, dava tarihi itibariyle, 3402 sayılı Kanun’un 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili, tapu iptali ve tescil davalarının nitelikleri gereği zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Dava konusu taşınmazın davalı adına 1981 yılında Kadastro tespiti ile tespit edildiği, tespite karşı Kadastro Mahkemesinde açılan dava sonucu davalı adına tam hisse olarak 15.01.1992 yılında tescil edildiği anlaşılmıştır. Açılan davanın Kadastro Kanunu 12 nci maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiği, ancak 10 yıllık süre geçtikten çok sonra eldeki davanın açıldığı, bu sebeplerle İlk Derece Mahkemesince verilen karar netice olarak doğru ise de davanın türü itibariyle ve davanın reddine karar verildiğinden davacı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde nispi vekalet ücretine karar verilmesi hatalı görülerek bu yönden istinaf başvurusunun kabulüne, Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2018 tarihli ve 2017/60 Esas, 2018/210 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurmak suretyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili tarafından, istinaf sebepleri tekrar edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.

Davalı vekili, vekalet ücreti yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü ve 14 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacıların hak iddiasında bulunduğu yerin …. ili, ….ilçesi, …mahallesinde bulunan 215 parsel sayılı taşınmaz kapsamında bulunduğu, 7.800,00 metrekare yüzölçümündeki 215 parsel numaralı taşınmazın kadastro tespit tutanağının 25.06.1975 yılında düzenlenmiş olduğu, Hazine tarafından itiraz edilmesi üzerine Mersin Kadastro Mahkemesinin 1982/214 Esas ve 1989/459 Karar sayılı kararıyla tespit gibi tescile karar verildiği, kararın 29.03.1991 tarihinde kesinleşerek infaz için ilgili tapu müdürlüğüne gönderildiği, taşınmazın … adına 15.01.1992 tarihinde hükmen tapuya tescil edildiği, eldeki davanın ise 21.02.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 89,95 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.