YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2780
KARAR NO : 2023/4683
KARAR TARİHİ : 20.09.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/173 E., 2021/473 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın davacıların mirasbırakanına ait olmasına rağmen kadastro tespiti sırasında … adına tespit edildiğini belirterek tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.10.2012 tarihli ve 2012/21 Esas, 2012/316 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı asil tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince yapılan inceleme neticesinde dava konusu edilen taşınmazın kesin olarak belirlenmesi, buna göre 3402 sayılı Kanun’da öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunun değerlendirilmesi gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarihli ve 2016/17591 Esas, 2020/2237 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı olduğu, dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kanun’da öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekiği belirtilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Yapılan kadastro tespitinin usulüne uygun olmadığı gibi tespitte adı geçen kişinin de davalı olmadığı, davanın süresinde açıldığı, maddi gerçeklere aykırı ve temelinde suç teşkil eden eylemlere dayalı olarak yapılan tespit esas alınmak suretiyle hüküm kurulamayacağı belirtilerek hükmün bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kanun’un 12/3 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 77 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Dava konusu taşınmazların kadastro tespiti 1962 yılında kesinleşmiş olup, davacılar kadastro öncesi nedene dayanarak 19.01.2012 tarihinde dava açtıklarına göre davada 3402 sayılı Kanun’un 12/3 üncü maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davacılar vekili dava dilekçesinde; … mirasçıları olan … , …, …, …, …, … ve …’ya vekaleten dava açmış, son temyiz dilekçesi dışındaki dilekçelerini de adı geçenler adına sunmuş, Dairenin 26.01.2023 tarihli geri çevirme kararı sonrasında ise davacılardan sadece … ve …’ın vekili olduğunu bildirmiş olup, temyize konu karar başlığında …, …, …, ve …’nin davacı yanda gösterilmek suretiyle aleyhlerine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Mahkeme kararının başlık kısmında davacılar arasında gösterilen “1- … – …, 2- … – … Mahallesi 24. Sokak No :13 … / …, 3- … – … No:6 İç Kapı No:1 Gedikli Köyü … / …, 6- … – … Mimar Sinan Mah. 48022. Sk. No:10 İç Kapı No:03 … / … ” ibarelerinin karar başlığından çıkartılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.