YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2167
KARAR NO : 2023/2783
KARAR TARİHİ : 22.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının reddine, Hazinenin tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; hudutlarını belirttiği taşınmazın davacı tarafından uzun yıllardır tarım arazisi olarak kullanılmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağını savunarak davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.11.2013 tarihli ve 2011/254 Esas, 2013/421 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne fen bilirkişi Hikmet Akural tarafından tanzim edilen raporda (A) harfi ile gösterilen 12.651,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Karar; Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 10.04.2014 tarihli ve 2014/2937 E., 2014/4294 K. sayılı kararı ile; ”Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince devlete intikal eden yerlerle ilgisinin olmadığı, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihi ve nedeni Kadastro Müdürlüğünden sorulmamış, komşusu olan parsellerin kadastro tutanakları ve dayanakları getirtilerek nitelikleri belirlenmemiş, tarihi dosyadan anlaşılmayan … fotoğrafları üzerinde konunun uzmanı olmayan bilirkişiye yöntemine uygun olmayacak şekilde inceleme yaptırılarak ve bilirkişilerin zilyetlik konusunda yeterli olmayan raporlarına dayalı olarak hüküm kurulmuştur. Davacı, tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak adına tapuya tescil isteğinde bulunmuştur. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesine müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi şartıyla kazanılması mümkündür. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi … fotoğraflarıdır. … fotoğraflarının en az üç ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için çekişmeli taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait (1985, 1990 ve 1995 yılları) stereoskopik … fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift … fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan … fotoğraflarından yöntemine uygun yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, öncelikle, çekişmeli taşınmazın tespit harici bırakılma tarihi ve nedeni kadastro müdürlüğünden sorulmalı, komşusu olan taşınmazların ada ve parsel numaraları belirlenerek bu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanaklarının onaylı örnekleri getirtilmeli, çekişmeli taşınmazın dava tarihinden geriye doğru yukarıda belirtilen şekilde üç farklı tarihe ait … fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift … fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisine incelemesi yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz … fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesi, niteliği, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve dava tarihine kadar davacı yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporuyla denetlenmeli, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.” gerekçeleri ile eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
… 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.05.2019 tarihli ve 2014/491 Esas, 2019/506 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde davacı açısından Kadastro Kanunu 14, 17 ve 4721 sayılı Kanun’un 713/1 maddesinde belirtilen imar-ihya, ekonomik amaca uygun zilyetlik ve geçmesi gereken süre şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, 19.12.2016 havale tarihli Necdet Demir’e ait fen bilirkişi raporunda gösterilen toplam 11.201,84 m2’lik kısımların Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 18.madde uygulaması sonucu kayıt maliki olanların taşınmazla ilgilerinin olmadığını beyan ettiklerini, taşınmazın tamamının taşlık olmadığını, taşınmazın güvenlik sıkıntısı nedeniyle bir dönem kullanılamadığını, Hazine adına tescil kararının hatalı olduğunu, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve bilahare yargılama sırasında imar uygulaması sonucu tapu kaydı oluşan taşınmazın tescili isteğinden ibarettir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun;
297. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
3. Değerlendirme
1. Çekişmeli taşınmazın yörede 1974 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766/2 maddesi gereğince tespit harici bırakıldığı, bilahare geri çevirme kararı sonrası dosya arasına giren bilgi ve belgelerden (A) ve (B) harfleri ile gösterilen dava konusu taşınmaz bölümlerinin kısmen yolda, kısmen parkta, kısmen 7775 ada 1 parsel ve kısmen de 7776 ada 1 parsel içerisinde kaldıkları, 7775 ada 1 parsel ile 7776 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ise imar nedeniyle 12.04.2022 tarihinde Hazine adına kaydedildikleri anlaşılmaktadır.
2. Bu kapsamda temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3.Ancak temyiz incelemesi sonucu dosya arasına giren belgelerde taşınmazın parsellere ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, Hazine adına tesciline karar verilen kısmın hangi parsel içerisinde kaldığı belirlenip buna göre Hazine adına tapu kaydı oluşup oluşmadığı da dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, bu husus göz ardı edilmek suretiyle dava konusu taşınmazın hangi parseller içinde kaldığı belirlenmeden mükerrer kayda yol açacak şekilde tescil hükmü kurulması isabetsiz olduğu gibi harcın davacıya yükletilmesi de isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.