Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/2061 E. 2023/6440 K. 09.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2061
KARAR NO : 2023/6440
KARAR TARİHİ : 09.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/449 E., 2023/222 K.
DAVA TARİHİ : 09.06.2020
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölpazarı Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/43 E., 2021/100 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu Bilecik ili, Gölpazarı ilçesi, Alıç köyünde bulunan 102 ada 62 parsel sayılı … adına kayıtlı taşınmazın kendisine ait aynı yer 102 ada 63 parsel sayılı taşınmaz sınırından taşması sonucu taşınmazının bir bölümünün davalı … adına tesil edildiğini, bunu 2009 tarihi itibariyle öğrendiğini, yapılan kadastro tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek taşan kısmın … adına olan tapu kaydının iptali ile adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili; davalı …’ın Bilecik ili, Gölpazarı ilçesi, 102 ada, 62 parselde kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, dava konusu taşınmazı 22.07.2010 tarihinde diğer davalılardan …’dan satın alarak adına tescil ettirdiğini, dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine dava konusu 102 ada, 62 parseldeki taşınmazın 2004 yılı kadastro çalışmalarından sonra davalı … adına tescilinin söz konusu olmadığını, davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, davacının iddialarının 2004 yılında gerçekleştirilen kadastro çalışmalarına dayanmakta olduğunu, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil istemine yönelik olduğu, çekişmeli taşınmazın davalılardan … adına tespit edilip 23.11.2004 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, davalı …’ın, adına kayıtlı dava konusu taşınmazını 22.07.2010 tarihinde diğer davalı …’a satarak devrettiği, taşınmazda davanın açılış tarihi itibari ile davalılardan yalnızca …’ın tapu kayıt maliki olup davanın açıldığı tarihte tapu kayıt maliki olmayan davalılar … ve …’a’ a karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, diğer davalı ve tapu kayıt maliki olan … yönünden yapılan incelemede ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu, eldeki davanın 09.06.2020 tarihinde açıldığı, buna göre dava tarihi itibari ile 10 yıllık sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; kararın hatalı olup eksik inceleme neticesinde verildiğini belirtip dava dilekçesindeki iddiaları da tekrarla hükmün kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka, kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 2004 yılında yapılan kadastro sonucu; dava konusu 102 ada 62 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tespitin itirazsız olarak 23.11.2004 tarihinde kesinleştiği davanın açıldığı 09.06.2020 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 89,95 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.