YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1611
KARAR NO : 2023/1959
KARAR TARİHİ : 30.03.2023
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul – Kısmen Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali – tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından yapılan temyiz talebi de 26.07.2016 tarihli ve 2014/165 Esas, 2016/200 Karar sayılı ek karar ile süre yönünden reddedilmiş, anılan ek kararın temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesince karar onanmıştır.
Diğer taraftan, davalı tarafça Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince, Mahkeme kararında 15 günlük temyiz süresi gösterildiği halde temyiz isteğinin 8 günlük temyiz süresi geçirildiğinden bahisle reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği kabul edilerek ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesine iletilmesine karar verilmekle, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda:
1- Azdavay Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.07.2016 tarihli ve 2014/165 Esas, 2016/200 Karar sayılı ek kararının ve Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesinin 26.10.2020 tarihli ve 2017/317 Esas, 2020/4705 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına,
2- Davalı tarafın 15.07.2016 tarihli temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı taraf, 56 ve 57 no.lu parsellerin kadastro öncesinde bir bütün halinde babaları … …′a ait iken eşit olarak kendisine ve davalı kardeşine bölüştürüldüğünü, ancak davalının kadastro sonrasında aleyhine açtığı 2009/110 Esas sayılı el atmanın önlenmesi davasında, taşınmazların kadastro tespiti sırasında eşit miktarda tespit edilmediklerinin anlaşıldığını ileri sürerek, davalının 57 parsel sayılı taşınmazındaki eşitliği bozan miktarın tapusunun iptali ile 56 parsel sayılı taşınmazına ileve edilerek tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf, önceden bir bütün olan taşınmazların babaları … tarafından kendisine ve davacı kardeşine eşit olarak bölündüğünü, kendisinin 70 m2’lik kısmı sonradan davacıdan köy senedi ile satın aldığını belirtip, davanın redini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin 16.07.2013 tarihli ve 2011/1 Esas, 2013/184 Karar sayılı karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.01.2014 tarihli ve 2013/13978 Esas, 2014/277 Karar sayılı kararı ile uygulama noksanlığından bozulmuş; Mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonucunda 16.06.2016 tarihli ve 2014/165 Esas, 2016/200 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafça temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davaya cevap dilekçesindeki savunmalar tekrarlanarak kararın bozulması istenilmiştir.
3. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi harici taksim ve zilyetliğe dayalı tapu iptali – tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ″Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.″,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, ″Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.″,
Aynı Kanun′un 15. maddesi, ″Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. ″ hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
Somut olayda, yukarıda değinilen hükümler de gözetilmek suretiyle, taraflar arasında görülüp kesinleşen Azdavay Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/108-2008/87 Esas ve Karar sayılı davasında, davalının savunmasında sözünü ettiği köy senedi de değerlendirilmek suretiyle kurulan hükmün dayanağı olan bilirkişi rapor ve krokisi esas alınarak keşfen yapılan uygulama sonucunda belirlenen taksim sınırına göre yazılı olduğu üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA;
Aşağıda yazılı 125,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına;
6100 sayılı HMK′nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK′un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere olmak üzere,
30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.