Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/1395 E. 2023/3888 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1395
KARAR NO : 2023/3888
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesiyle; davalılardan … adına kayıtlı … ilçesi, … Mahallesinde kain 177 ada 45 parsel, aynı yerde davalı … adına kayıtlı 177 ada 44 parsel ile …’e ait 175 ada 23 parsel numaralı taşınmazın davacılar adına kayıtlı tapu kaydı kapsamında kaldığını, çekişmeli taşınmazlar ile 175 ada 23 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerine ait olan doğu kısmında kalan kısmının tapusunun iptaliyle, taşınmazların müvekkillerinin murisi adına kayıtlı olması nedeniyle muris …’nin verasetteki hisseleri nispetinde adlarına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … Cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava konusu ettiği hususlarda daha önce açmış oldukları davalar ile kesin hüküm söz konusu olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını iddia ederek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05/06/2013 tarihli ve 2000/89 E. 2013/266 K. sayılı kararıyla; davacıların tapu iptal ve tescil talepli davalarına istinaden mahallinde keşifler yapılmış, fen bilirkişilerinin ibraz ettikleri raporlarında da belirtildiği üzere, davacı tarafın sunmuş olduğu tapu kaydı mahallinde uygulanmış olup, davacıların iddia etmiş oldukları taşınmazları kapsadığı, dava konusu 175 ada 23, 177 ada 44 ve 45 parsellerin görülen şuf’a davası ile … mirasçıları adına tesciline karar verildiği, dava konusu taşınmazların davacılar tarafından kullanıldığının mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığı dava konusu taşınmazlarda tapu kaydı ve veraset ilamına göre hükme elverişli hisse ve hissedar durumlarını gösterir bilirkişi raporu ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20/10/2015 tarihli ve 2015/448 E. 2015/12138 K. sayılı kararıyla, davacı Temmuz 1991 tarih ve 17 sıra, Temmuz 1991 tarih ve 19 sıra no.lu tapu kayıtlarına (geldi kayıtları ile birlikte), davalı taraf ise 28.03.1975 tarih ve 139 sıra no.lu tapu kaydına dayanmışsa da mahallinde yapılan keşifte tapu kayıtlarına ilişkin uygulama ve araştırmanın, hüküm kurmak için yeterli olmadığı, o halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahallinde, yaşlı, tarafsız, ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup hudutlar mahalli bilirkişilere zeminde tek tek gösterilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaretlettirilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazların kim ya da kimler tarafından ne şekilde kullanıldığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, dava konusu taşınmazların davacı ve davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarından hangisinin kapsamında kaldığı duraksamasız belirlenmeli, davacı tarafın dayanağı tapu kayıtlarının dava dışı komşu 175 ada 24 parsel ve 177 ada 43 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gördüğünün dikkate alınması gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin 16/04/2019 tarihli ve 2016/56 E. 2019/609 K. sayılı kararıyla; yapılan yargılama, toplanan deliller, Yargıtay bozma kararı, tapu kayıtları, keşif, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile keşif sonrası alınan teknik bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; bozma sonrası eski tapu kayıtlarının ve tarafların dayandığı tapu kayıtlarının irdelenmesi açısından gerekli araştırmalar yapılarak ve olabildiğince tarafsız mahalli bilirkişi tespit edilerek ve taraflara tanık bildirme hakkı tanımak suretiyle mahallinde keşif yapıldığı, davacı tarafın sunmuş olduğu tapu kaydının mahalline uygulandığı ve iddia edilen taşınmazları kapsadığı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile de davacıların davaya konu taşınmazları kullandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile

a) … ili, … ilçesi, … Mahallesinde kain 175 ada 23 parsel sayılı taşınmazın tapusunun kısmen iptali ile fenni bilirkişi … Teke tarafından sunulan 28/01/2019 tarihli raporunda (23/A) harfi ile gösterilen 2177.52 m2 lik kısmın aynı ada son parselden sonra gelmek üzere yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle fındık bahçesi vasfı ile hesap bilirkişi …tarafından sunulan 18/03/2013 tarihli rapor doğrultusunda taşınmazın tamamı 512 hisse kabul edilerek; 64 payının davacılar… (…), 64 payının …, 64 payının …, 64 payının … (…, 64 payının …(…), 64 payının …, 64 payının …, 12 payının …, 13 payının …, 13 payının …, 13 payının …, 13 payının … adlarına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye kısmın mevcut tapu malikleri üzerinde bırakılmasına.

B) Aynı yer 177 ada 44 ve 45 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ile taşınmazın tamamı ayrı ayrı 512 hisse kabul edilerek; 64 payının davacılar… (…), 64 payının …, 64 payının …, 64 payının … (…, 64 payının …(…), 64 payının …, 64 payının …, 12 payının …, 13 payının …, 13 payının …, 13 payının …, 13 payının … adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekil temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma sonrasında ismi bildirilen mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazların sınırlarını ve kim kullandığı ile kime ait olduğunu ifade edemediklerini, yapılan yargılama işlemi her yönüyle eksik inceleme ve araştırma neticesinde usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerektiğini, dava konusu taşınmazların tümü ya da bir kısmının tapu kaydı dışında kalması durumunda Mahkemece zilyetlik araştırması yapılması gerekirken bu yönün eksik bırakıldığı ve bu yönde bir araştırma da yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/A maddesi; “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal: Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına tespit olunur.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi; “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakkında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda 177 ada 44 parsel sayılı l 578,01 metrekare taşınmaz, 28.03.1975 tarih 139 no.lu tapu kaydı ile fındık bahçesi vasfıyla, … adına, 177 ada 45 parsel sayılı 198,14 metrekare taşınmaz 28.03.1975 tarih 139 no.lu tapu kaydı ve harici satım ile … adına, 175 ada 23 parsel sayılı 9.412,89 metrekare taşınmaz 28.03.1975 tarih 139 no.lu tapu kaydı ile fındık bahçesi vasfıyla … adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Mahkemece, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı, dava konusu taşınmaz ile dava dışı taşınmazların evvelinde tarafların murisleri tarafından satın alındığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamıştır. Bozmaya uyulsa da bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Davacı Temmuz 1991 tarih ve 17 sıra, Temmuz 1991 tarih ve 19 sıra no.lu tapu kayıtlarına (geldi kayıtları ile birlikte), davalı taraf ise 28.03.1975 tarih ve 139 sıra no.lu tapu kaydına dayanmışsa da mahallinde yapılan keşifte tapu kayıtlarına ilişkin uygulama ve araştırma, hüküm kurmak için yeterli değildir. Davacı tarafın delil olarak dayandığı şufa davalarına ilişkin dava dosyaları dosya arasına alınmamıştır. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler taşınmazı ve tarafları tanımadıklarını beyan etmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

3. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri varsa dayanakları (tapu, vergi kaydı gibi) ile birlikte getirtilmeli, taşınmazların kadastro tespiti kesinleşmiş ise tapu kayıtları getirtilip dosya arasına alınmalı, davacı ve davalı tarafın delil olarak dayandıkları dava dosyaları dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.

4.Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında, davacının dayandığı tapu kaydı ile dava konusu taşınmaza tespit sırasında uygulanan tapu kaydı ve yapılacak araştırmaya göre varsa tapu kayıtlarının haritası/krokisi uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca belirlenmelidir. Ancak tapu kayıtlarının haritası/krokisi yoksa, zemine uygun değilse veya uygulama kabiliyeti yok ise bu durumda tapu kayıtlarının sınırlarına itibar edilmeli; bu amaçla dayanak tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtta yazılı hudutların yerel bilirkişilerce zeminde gösterilmesi istenilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların, kayıtların uygulanması ve taşınmazın tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu, komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; dava konusu taşınmazın, davacının dayandığı tapu kaydı ile taşınmaza tespit sırasında uygulanan tapu kaydından hangisinin kapsamında kaldığı duraksamasız olarak belirlenmelidir.
5. Davacı tarafın dayanağı tapu kayıtlarının dava dışı komşu 175 ada 24 parsel ve 177 ada 43 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gördüğü dikkate alınmalı, davacı taraf şufa davası ile davalının hisselerinin adlarına tescil edildiğini iddia ettiklerine göre, bahsedilen şufa davaları tespit edilerek hangi hisselerin iptal edildiği, dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli, söz konusu tapu kayıtlarının ikisinin de dava konusu taşınmazı kapsadığının anlaşılması halinde önceki tarihli, doğru temele dayanan ve hukuki değerini koruyan kayda değer verileceği gözetilmeli; teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir, keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalıdır. Ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerde; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine,

03.07.2023 tarihinde dava değerinin karar düzeltme sınırının altında kalması nedeniyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.