Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/1311 E. 2023/6283 K. 06.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1311
KARAR NO : 2023/6283
KARAR TARİHİ : 06.11.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1430 E., 2022/1506 K.
DAVA TARİHİ : 02.11.2018
HÜKÜM/KARAR : Ret / Karar Kaldırılarak Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/586 E., 2022/231 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ve dahili davalılar …, …, … ve … … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı … … ve arkadaşları vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; Samsun ili, İlkadım ilçesi, Çelikalan Mahallesi 89 parsel sayılı taşınmazın davalının mirasbırakanı tarafından 29.09.1953 tarihinde babası … …’a noterde yapılan bir sözleşme ile satıldığını ve taşınmazın fiilen alıcıya teslim edildiğini, o günün şartlarında mirasbırakanının tapuda gerekli işlemi yaptırmadığını, tapu kaydının halen satıcı taraf üzerinde kaldığını, en son 10.01.2012 tarihinde taşınmazın davalı … … adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek tapusunun iptal edilerek adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davaya konu taşınmazın 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu kapsamında mirasbırakanlarına tahsis edilen yerlerden olduğunu, satışa konu olabilmesinin mümkün bulunmadığını, iddia edildiği gibi Noter’de yapılan anlaşmanın da geçerliliği olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Dahili davalı TC. Ziraat Bankası A.Ş vekili duruşmadaki beyanında, müvekkili lehine konulan ipotek terkin edildiğinden, müvekkili yönünden husumet nedeniyle ret kararı verilmesini istemiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2018/586 Esas, 2022/231 Karar sayılı kararıyla; ilk kadastro tarihi olan 27.04.1981 tarihinden itibaren, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmadığı süreden sonra kadastro öncesi sebeplere dayalı olarak talepte bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve dahili davalılar …, …, … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1953 yılından beri fiilen müvekkilinin mirasbırakan tarafından kullanıldığını, kadastro tespiti sonrası müvekkilinin yurt dışında bulunması, davalılar ve mirasbırakanların taşınmazı kullanmamış olmaları nedenleri ile itiraz edilemediğini, bunun hak kaybına yol açmasının çok ağır bir hukuki sonuç olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Dahili davalılar …, …, … ve … … istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönüyle kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.12.2022 tarihli ve 2022/1430 Esas, 2022/1506 Karar sayılı kararıyla; tespitin kesinleştiği, 25.04.1981 tarihinden 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açılmış olmasına göre Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Davalılar … … ve arkadaşları vekilinin istinaf başvurusu yönünden ise; davalı gerçek kişiler ile davalı Ziraat Bankası aynı hukuki nedenle davalı sıfatını birlikte taşıdıklarından ve aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan tüm davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde ” davalı davada kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 15.468,85 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine” şeklinde belirsiz şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü gerektiği belirtip İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine, davalılar davada kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 15.468,85 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu’nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu; Samsun ili, İlkadım ilçesi, Çelikalan Mahallesi 89 (yeni 182 ada 42) parsel sayılı taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 27.04.1981 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 02.11.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.