Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/1298 E. 2023/2120 K. 06.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1298
KARAR NO : 2023/2120
KARAR TARİHİ : 06.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.06.2019 tarihli, 2019/2139 Esas, 2019/4580 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın yasal süresi içerisinde bir kısım davacılar vekili ile yargılama sırasında vefat eden davalı … mirasçıları olan dahili davalılar … ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar … ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; dava konusu 261 ada 7 ve 269 ada 6 parsel sayılı taşınmazların, davalı tarafla müvekkillerinin müşterek murisi …’den geldiğini, murisin terekesi taksim edilmediği halde kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların yalnızca davalı adına tespit ve tescil edildiğini, ayrıca 269 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan eski evin de tarafların müşterek murisine ait olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının müvekkillerinin miras payı oranında iptali ile adlarına tesciline, 269 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan eski evin tarafların müşterek murisine ait olduğunun tespiti ile bu hususun taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine şerhine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların davacı tarafla müvekkilinin müşterek murisi …’den geldiğini, …’in vefatı üzerine terekesinin yöntemince taksim edildiğini ve dava konusu taşınmazların taksimen müvekkiline düştüğünü, davacı tarafın dava konusu taşınmazlarda hakkının ve zilyetliğinin bulunmadığını, taşınmazlara 40 yıldan fazla süredir müvekkili tarafından zilyet edildiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalılar … ve müşterekleri tarafından davaya cevap verilmemiş; bilahare dahili davalılardan … 28.03.2013 tarihli duruşmadaki beyanında, davacılardan …’in dava konusu taşınmazlarda hakkının bulunmadığını, taşınmaz üzerindeki ahşap evin, murisi … … tarafından meydana getirildiğini ve ona ait olduğunu belirtmiştir.

III. MAHKEME KARARI
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.01.2015 tarihli, 2012/332 Esas, 2015/4 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların evveliyatı itibariyle tarafların kök murisi …’e ait olduğu, murisin terekesinin yöntemince taksim edilmediği, 269 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ahşap evin ise tarafların kök murisi … tarafından meydana getirilmeyip, davalıların murisi … … tarafından meydana getirildiği gerekçesiyle;

Davanın kısmen kabulüne, dava konusu 261 ada 7 ve 269 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/154 Esas, 2014/161 Karar sayılı …’e ait veraset ilamı doğrultusunda 192 pay kabul edilerek; taşınmazların tapu kaydının 128 payının iptali ile 16’şar payının davacılar Vasfiye …, …, …, … … ve … adına, 48 payının ise davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, 269 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ahşap eve yönelik davanın ise reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Davacılardan …’in tek mirasçısı olan … 08.09.2016 havale tarihli dilekçeyle, dava konusu taşınmazlarda herhangi bir hakkının bulunmadığını, davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.

3. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.06.2019 tarihli, 2019/2139 Esas, 2019/4580 Karar sayılı kararıyla; “Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların sair hususlara yönelik temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ne var ki; davacı …’in tek mirasçısı olan …’in, temyiz aşamasında verdiği 08.09.2016 tarihli usulüne uygun dilekçesi ile davasından feragat ettiğini bildirdiği, 6100 sayılı HMK’nın 311. maddesinde feragatın yapıldığı anda kesin hükmün bütün sonuçlarını doğuracağı ve aynı Kanun’un 310. maddesinde de kararın kesinleşmesine kadar davanın her aşamasında feragat edilebileceği hususlarının düzenlendiği, hal böyle olunca, Mahkemece bir karar verilip, davadan el çekildikten sonra temyiz aşamasında davacı tarafından davadan feragat edildiğine ve bu aşamada feragat hakkında karar verme yetkisi yerel mahkemeye ait bulunduğuna göre, davacının davadan feragat beyanı hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği gibi; davacılar ile davalılar aynı kök murisin mirasçıları olup, dava miras payına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğuna göre, bu tür davalarda yargılama giderleri ve vekalet ücreti belirlenirken müddeabihin değeri, davaya konu edilen taşınmazlarda davacının miras payının toplamı kadar olduğu halde, Mahkemece bu husus göz önüne alınmadan, dava konusu taşınmazların tamamının değeri üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
… Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 22.09.2020 tarihli, 2020/101 Esas, 2020/109 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların evveliyatı itibariyle tarafların kök murisi …’e ait olduğu, murisin terekesinin yöntemince taksim edilmediği, 269 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ahşap evin ise tarafların kök murisi … tarafından meydana getirilmeyip, davalıların murisi … … tarafından meydana getirildiği, davacılardan …’in tek mirasçısı tarafından da davadan feragat edildiği gerekçesiyle;

Davanın kısmen kabulüne, dava konusu 261 ada 7 ve 269 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/154 Esas, 2014/161 Karar sayılı …’e ait veraset ilamı doğrultusunda 192 pay kabul edilerek; taşınmazların tapu kaydının 64 payının iptali ile 16’şar payının davacılar …, …, … … ve … adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı …’in davasının feragat nedeniyle reddine, 269 ada 6 parsel üzerindeki ahşap eve yönelik davanın ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili ile yargılama sırasında vefat eden davalı … mirasçıları olan dahili davalılar … ve müşterekleri vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece lehlerine hükmedilen vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerekirken maktu olarak hesaplandığını, öte yandan davalı … yargılama sırasında vefat etmiş olmasına rağmen Mahkemece hüküm yerinde, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin bizzat adı geçen davalıdan alınmasına/davalıya verilmesine karar verilmiş olmasının infazda tereddüt yaratacağını ileri sürerek, kararın bu yönü itibariyle bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Yargılama sırasında vefat eden davalı … mirasçıları olan dahili davalılar … ve müşterekleri vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi …’den taksimen müvekkillerine kaldığının dosya kapsamıyla sabit olduğunu, Mahkemece müvekkilleri lehine hesaplanan vekalet ücretinin hatalı olduğunu, yine murisleri … yargılama sırasında vefat etmiş olmasına rağmen Mahkemece hüküm yerinde vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin murislerinden alınmasına/davalıya verilmesine karar verilmiş olmasının infazda tereddüt yaratacağını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ve dava konusu taşınmaza muhdesat şerhi verilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
a) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”

b) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesinin 1. ve 2. fıkrası; “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”

c) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 701. maddesi; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”

d) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 702. maddesi; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.”

e) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 19/2. maddesi; “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda … ili, … ilçesi, … Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 261 ada 7 parsel sayılı 1.006,25 metrekare ve 269 ada 6 parsel sayılı 1.724,03 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit ve tescil edilmiş; 269 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine, “Bu parsel üzerinde krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4 katlı ev müştereken ve seviyen … evlatları Sataşma ve … ve …’lere aittir.” şerhi yazılmıştır.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğuna, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığına göre, davacılar vekili ile yargılama sırasında vefat eden davalı … mirasçıları olan dahili davalılar … ve müşterekleri vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, davalı … yargılama sırasında vefat etmiş olmasına rağmen Mahkemece harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile ilgili olarak hüküm kurulurken, hüküm yerinde söz konusu giderlerin …’den alınmasına karar verilmiş olması ve …’in vefatı sonrası taşınmazlar 2016 yılında mirasçıları adına intikalen tescil edildiği halde, taşınmazlar halen … adına kayıtlıymış gibi hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi gereğince hükmün değinilen bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekili ile yargılama sırasında vefat eden davalı … mirasçıları olan dahili davalılar … ve müşterekleri vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacılar vekili ile yargılama sırasında vefat eden davalı … mirasçıları olan dahili davalılar … ve müşterekleri vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2. fıkrasında yer alan “… kızı … adına kayıtlı taşınmazlar” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine “… kızı … mirasçıları adına kayıtlı taşınmazlar” ibaresinin yazılmasına; hükmün 7. fıkrasında yer alan “davalı …’den tahsili” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine “davalı … mirasçılarından tahsili” ibaresinin yazılmasına; hükmün 9. fıkrasında yer alan “davalı …’den alınarak” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine “davalı … mirasçılarından alınarak” ibaresinin yazılmasına; hükmün 10. fıkrasında yer alan “… bu davalıya verilmesine” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine “davalı … mirasçılarına verilmesine” ibaresinin yazılmasına; hükmün 11. fıkrasında yer alan “davalı …’den alınarak” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine “davalı … mirasçılarından alınarak” ibaresinin yazılmasına; hükmün 12. fıkrasında yer alan “davalı …’e verilmesine” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine “davalı … mirasçılarına verilmesine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

06.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.