YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/126
KARAR NO : 2023/4317
KARAR TARİHİ : 13.09.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2317 E., 2022/2023 K.
DAVA TARİHİ : 04.05.2016
HÜKÜM/KARAR : Ret/Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/241 E., 2019/539 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının, davalı …’ın müteahhit olarak inşa ettiği binadan dava konusu 5 ve 11 numaralı bağımsız bölümleri satın aldığını, davalı …’ın iskan işlemlerini yapmak üzere davacıyı kandırıp vekaletname alarak 5 ve 11 numaralı bağımsız bölümleri diğer davalılar … ve …’e devrettiğini, temliklerin muvazaalı olduğunu, davalıların işbirliği içerisinde ve ortak hareket ettiklerini, satış bedelinin davacıya ödenmediğini, vekaletnamenin kötüye kullanıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili; davalının, dava konusu 11 numaralı bağımsız bölümü diğer davalı …’tan 203.000,00 TL bedelle satın aldığını, iyiniyetli olduğunu, … ile davacı arasında vekaleti kötüye kullanma hususu varsa bile davalının bu durumu bilmediğini ve bilmesine olanak bulunmadığını, satış bedelini EFT yoluyla davalı … ‘a ödediğini, yine tapu takip işlerini yürüten Fatih Sakıcı hesabına tapu masrafları için 4.350,00 TL ödeme yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili; davalının iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, dava konusu taşınmazı diğer davalı …’tan satın aldığını, davacı ve davalı … Azrakı tanımadığını, taraflar arasındaki ilişkiyi bilinmesinin mümkün olmadığı gibi bunları araştırma zorunluluğunun da bulunmadığını, davacı tarafın taşınmazın satışı iradesi ile vekaletname verdiğinin açık olduğunu, önce taşınmazın satışı için yetki verip daha sonra bu yönde tesis edilen işlemi dava etmesinin kötüniyetini gösterdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili; dava konusu taşınmazların satışı konusunda davalı ile davacının anlaştıklarını, dava konusu taşınmazların süresinde tamamlandığını ancak iskan alınamaması nedeniyle teslimatın yapılamadığını, bu durumun davacı ve oğluna bildirildiğini, tarafların satış ofisinde bir araya geldiklerini ve davacı ile oğlunun dükkanın iadesi noktasında yapmış oldukları teklifi davalının kabul ettiğini, buna göre dükkanın iade edileceğinin, davalının da 300.000,00 TL tutarında senet vereceğinin kararlaştırıldığını, davalıya taşınmazın satışı hususunda da vekaletname verildiğini, davalının, davacıya olan 300.000,00 TL borcunu kabul ve ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak ekonomik sıkıntılar nedeniyle ödeme yapamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.06.2019 tarihli ve 2016/241 Esas, 2019/539 Karar sayılı kararıyla;davalı …’ın vekalet görevini kötüye kullandığı sabit olsa da diğer davalıların iyiniyetli oldukları, taşınmazları bedeli karşılığında satın aldıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 28.10.2021 tarihli ve 2019/1809 Esas, 2021/1993 Karar sayılı kararıyla;davalılar … ve …’ın durumu bildikleri ya da kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde bilebilecek konumda bulundukları, beklenen özenin gösterilmediği, vekaleti kötüye kullanan davalı vekil … ile yapılan temlikte diğer davalıların iyiniyet korumasında olmadıkları gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili ve davalı Melahat Aydın vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 07.06.2022 tarihli ve 2022/1383 Esas, 2022/4601 Karar sayılı kararıyla; davalı … ve davalı …’in kötüniyetli olduklarına dair ispat külfetinin davacıda olduğu, davalıların kötüniyetli olduklarına ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı, davalı vekil … tarafından davacıya 300.000,00 TL bedelli senet verildiğinin ise dosya kapsamından anlaşıdığı buna göre vekil …’ın vekalet veren davacının iradesine uygun davrandığı, davacının taşınmaz bedellerini tahsil edememesi nedeniyle dava açıldığı sonucuna varıldığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2022 tarihli ve 2022/2317 Esas, 2022/2023 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava ve aşamadaki iddialarını tekrarla delillerin yanlış değerlendirildiğini eksik araştırma yapıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri
4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 2 nci ve 3 üncü maddeleri
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR :
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı fazla yatan 7.073,47 TL peşin harcın talep halinde temyiz eden davacıya iadesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.