Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/12 E. 2023/1505 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/12
KARAR NO : 2023/1505
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 14/03/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat … ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı: kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları …’in dava konusu 598 parsel sayılı taşınmazdaki 50457/63500 payını 08.05.2018 tarihinde satış göstermek suretiyle eşinin ağabeyinin kızı olan davalı …’e devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmazını satma ihtiyacı bulunmadığını, taşınmazın mirasbırakanın oğlu olan … tarafından kullanıldığını, davalının taşınmazı hiç kullanmadığını ileri sürerek, tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, (süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde), yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bedelini ödeyerek dava konusu taşınmazı satın aldığını, davacıların iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, mirasbırakanın borçları nedeniyle dava konusu taşınmazı satmak istediğini, ancak eşinin karşılıksız olarak evde oturmasına izin verilmesi dileği olduğunu, kendisinin de mirasbırakanın bu teklifini kabul etmek zorunda kaldığını, ekonomik gücü bulunduğunu, taşınmaz bedeli 175.000,00 TL’nin mirasbırakana nakit olarak ödendiğini, taşınmazda bulunan yapının alt katını kiraya verdiğini, yine taşınmazdaki başka bir daireyi ise mirasbırakanın oğlu olan …’a kiraladığını, mirasbırakanın arzusu gereği satış sonrası mirasbırakan ve ailesinin oturmasına müsaade ettiğini, ancak vefatı sonrası kira sözleşmesi yapıldığını, mirasbırakanın başka taşınmazları da bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların mirasbırakanın mirasçılarından mal kaçırdığına ve esasen satış işleminin bağış olduğuna ilişkin iddiasını somut ve net bir biçimde ispat edemediği, dava konusu uyuşmazlıkta muris muvazaasının hukuki şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki ve yargılama sırasındaki beyanlarını yineleyip, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasına uygun bir yargılama gerçekleştirilmediğini, somut vakıaya uygun değerlendirilme yapılmadığını, Mahkemenin gerekçe ile çeliştiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mirasbırakanın dava konusu taşınmazdaki payını tek erkek çocuğu olan … ‘e devredilmesi için davalı ile anlaşarak, kız çocuklarından mal kaçırma kastı ile devrettiği ve temlikin muvazaalı olduğu, mirasbırakanın muvazaalı işlem yapma iradesinin bulunduğu gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın en başında davalıya yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerektiğini, sebepsiz bir satış işlemi gerçekleştirilmediğini, mirasbırakanın zaten vefatından önce dava konusu taşınmazın paylarından ve üzerine kayıtlı olan araçlardan 3.kişilere de satış yaptığını, bu durumun, mirasbırakanın taşınır ve taşınmaz satışına ihtiyacı olduğunu gösterdiğini, taşınmazın bir kısmını kiraya verdiğini, bir kısmını kendisinin kullandığını, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, davacıların iddialarının asılsız ve dayanaksız olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu’nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras … çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına,

Aşağıda yazılı 64.506,31 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.