Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2023/1062 E. 2023/6347 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1062
KARAR NO : 2023/6347
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/548 E., 2022/645 K.
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
DAVA TARİHİ : 15.07.2014 – 23.07.2019
HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali – tescil, olmazsa bedel ve bedel davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı asıl davada davalı … vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle duruşma günü olarak saptanan 07.11.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı … vekilleri Avukat …, Avukat …, Avukat … ile temyiz edilen davacı … vekili Avukat … geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar vekilleri gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacı, davalı …’yi satış yetkisi içeren genel vekaletname ile vekil tayin ettiğini, talimatı olmaksızın vekil tarafından 3307 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 32 numaralı bağımsız bölümün aile dostu ve ortağı davalı …’e temlik edildiğini, onun da davalı emlakçı İbrahim’e satış suretiyle devrettiğini, devrin kısa aralıklarla ve değerinin çok altında bir bedelle yapıldığını, davalıların el ve işbirliği içerisinde kendisini zararlandırdıklarını ileri sürerek asıl davada tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bedelin faizi ile tahsiline, birleştirilen davada bedelin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Asıl davada davalı …, davacı ve oğlu adına değişik zamanlarda vekil sıfatıyla daire sattığını, çekişme konusu daireyi davacının oğlunun borcuna teminat teşkil etmesi amacıyla emaneten davalı …’e devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Asıl davada davalı …, taşınmazın satımı için aracılıkla görevlendirildiğini, taşınmaz 20-25 gün içinde satılamayınca satıcının kendisine teklif ettiğini, tapu sicil kayıtlarına güven ilkesi gereğince taşınmazı fiyat bakımından uygun bulduğu için satın aldığını, bedelini kullandığı kredi ve birikimleri ile ödediğini, iyiniyetli olduğunu, davacı ile diğer davalıyı tanımadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Birleştirilen davada davalı …, zamanaşımı süresinin dolduğunu, taşınmazı davalı …’den olan 70.000,00 TL alacağına istinaden emaneten aldığını, parası ödenince Feti’nin beyanı üzerine onun arkadaşı Nurettin’e vekalet verdiğini, taşınmazın kime, ne kadara satıldığını bilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 23.05.2017 tarihli ve 2014/383 Esas, 2017/139 Karar sayılı kararı ile davanın davalı … yönünden kabulüne, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiş; davacı vekili ve davalı … vekilinin istinafı üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18.04.2018 tarihli ve 2017/1072 Esas, 2018/432 Karar sayılı kararı ile, dava dışı ilk el … aleyhine davacı tarafça açılacak davanın işbu dava ile birleştirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılması ile yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2020 tarihli ve 2018/458 Esas, 2020/390 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili ve asıl davada davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi 09.12.2021 tarihli ve 2021/654 Esas, 2021/1768 Karar sayılı kararı ile, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı, davalı …’in vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde hareket ederek davacıyı zararlandırdığı, son kayıt maliki davalı …’in ise taşınmazın alımı için kullandığı konut kredisi ve aynı tarihte Şekerbank hesabından çektiği para dikkate alındığında taşınmazın alımı için 140.000,00 TL ödediği, kredi kullanılan banka eksperince de taşınmazın değerinin 160.000,00 TL olarak belirlendiği ve davalı …’in diğer davalılarla birlikte hareket ettiğine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili ve asıl davada davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairenin 01.06.2022 tarihli ve 2022/1543 Esas, 2022/4406 Karar sayılı kararı ile “… Toplanan delillerden ilk el Halil’in bedel ödediği iddiasında bulunmadığı gibi inançlı işlem savunmasını ispatlayamadığı, Halil ile vekil Feti’nin el ve işbirliği içerisinde hareket ederek davacıyı zararlandırdıkları hususunda kuşku bulunmamaktadır. Bu nedenlerle vekil Feti’nin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine. Davacının temyiz itirazlarına gelince;… Davalı …’in emlakçı olduğu, taşınmazın satımı için aracılık ettiği, satılamayınca 140.000,00 TL bedelle satın aldığını savunduğu, ancak ödemeye dair havale ettiği 92.660,00 TL dışında kanıt sunamadığı, ödemeye dair sunduğu 03.05.2012 tarihli satış sözleşmesi adi nitelikte olup her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, Şekerbank hesabından çektiği paranın ise miktarı dikkate alındığında ödemeyi satıcıya ya da vekiline yaptığını yazılı delille kanıtlayamadığı, kaldı ki eldeki davada taşınmazı 140.000,00 TL ve satın aldığını masrafları ile birlikte 170.000,00 TL’ye mal olduğunu belirtmesine rağmen ceza dosyasında 170.000,00 TL bedelle satın aldığını savunduğu, davacı tanığı Aysun’un ifadesinde davalı …’in kendisine taşınmazı dalavere ile kredi çekerek aldığına yönelik beyanda bulunduğu, emlakçı olan davalının ceza dosyasında 170.000,00 TL bedelle satın aldığını belirtip, kendi tanıklarının beyanlarına göre 140.000,00 -150.000,00 TL bedelle satışa arz etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetildiğinde, ediniminde iyiniyetli olmadığı, bir başka ifade ile TMK’nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır. Hal böyle olunca, tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle, asıl ve birleştirilen dava hakkında ayrı hüküm kurulmadığını, TMK’nın 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 1024 üncü maddesi ile 14.02.1951 tarihli ve 1949/17 Esas, 1951/1 Karar sayılı İBK’nın müvekkili aleyhine tatbik edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin satın almadan önce taşınmazın üzerinde bir şerh bulunup bulunmadığına ilişkin tapu araştırmasını yaptığını, vekalet yetkisinin bulunduğunu kontrol ettiğini ve üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, davalı Fethi ve davacıyı hiç tanımadığını ve aralarındaki ilişki bilmediğini, kullandığı konut kredisi, kredinin havalesine ilişkin banka kayıtları, Şekerbank’taki hesabından aynı tarihte 50.000,00 TL çekmesi ve Nurettin’in tanık olarak alınan beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde satış bedelini ödediğinin ispat edildiğini, davacı tanığı Aysun’un beyanlarının saçma, çelişkili ve itibar edilemez türden olduğunu, eldeki dava ve ceza dosyasında taşınmazın bedeline ilişkin beyanların farklılık arz etmediği, aksine örtüştüğünü, taşınmazı 140-150.000,00 TL’ye satmaya çalışmadığını, kötü niyetli olduğunun ispat edilemediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel; birleştirilen davada ise vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 506 ncı maddesi,

4721 sayılı … Medeni Kanunu’nu 1023 ve 1024 üncü maddeleri,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297 nci maddesinin ikinci fıkrası,

3. Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, yukarıdaki paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak davacının tapu iptali ve tescili isteğinin kabulüne karar verilmesi doğru olduğuna göre; asıl davada davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda, birleştirilen dava ile asıl davanın birbirinden bağımsız olduğu, bağımsızlığını koruyan her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin birleştirilen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsizdir.

3. Hal böyle olunca, asıl ve birleştirilen davaların bağımsızlıklarını korudukları gözetilerek her bir dava hakkında HMK’nın 297 nci maddesine uygun bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden asıl davada davalı … vekilleri için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacıdan alınmasına,

İstek halinde yatırılan peşin temyiz harcının yatırana iadesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.