Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/961 E. 2023/6499 K. 20.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/961
KARAR NO : 2023/6499
KARAR TARİHİ : 20.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1072 E., 2021/1309 K.
DAVA TARİHİ : 26.12.2014
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Korgan Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/66 E., 2021/60 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının kardeş olduğunu, babaları İsmail’e ait Ordu ili Korgan ilçesi Belalan Mahallesi 167 ada 27 parsel ve 191 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davacının miras payı gözetilmeksizin kadastro çalışmaları sırasında davalı … adına tespit ve tescil edildiğini, mirasçılar arasında herhangi bir taksim ya da satış işlemi yapılmadığını, davacının miras hakkının zedelendiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalı adına tapu kaydının iptali ile davacının miras payı oranında tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, kadastro çalışmalarının yapıldığı sırada tarafların babası İsmail’in sağ olduğunu, dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından paylaştırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2018 tarih, 2014/167 E., 2018/4 K. sayılı kararıyla; davalı tarafın kadastro sırasında mirasbırakanın sağ olduğunu ve Kadastro Kanunu’nun 13 üncü maddesi uyarınca yapılan tespit ve tescilin yerinde olduğunu belirtmişse de kadastro tutanağında mirasbırakanın muvafakat beyanı olmayıp dinlenen kadastro bilirkişisi …’ın da beyanında belirttiği üzere tespitin mirasçı …’ün beyanı üzerine yapıldığı, bu beyandan kadastro teknisyeni huzurunda mirasbırakanın muvafakatinin alınmadığının anlaşıldığı, davacı adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığı, mirasçılar arasında usulünce bir paylaşım yapılmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 26.10.2018 tarihli kararıyla; tarafların mirasbırakanı İsmail tarafından dava konusu taşınmazların bağışlanıp bağışlanmadığının araştırılması gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin 20.11.2019 tarih, 2019/13 E., 2019/128 K. sayılı kararıyla; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla dava konusu taşınmazların davalıya babası tarafından sağlığında bağışlandığı, bağışlandığı tarihten beri davalı tarafça bu parsellerin kullanıldığı, kız çocuklara da bırakılan yerler olduğunun anlaşıldığı, davacının dava konusu taşınmazlarda miras payının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 03.07.2020 tarihli kararıyla; mahalli bilirkişilerin beyanlarındaki çelişkinin giderilmesi ve mirasbırakan tarafından yapılan bağışın araştırılması gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hem mahalli bilirkişiler hem davalı tanıkları hem de davacının kendi tanıklarının beyanlarından, mirasbırakan babanın sağlığında bu yerleri davalı oğluna vererek zilyetliği devrettiğinin, davalının kadastro öncesi bu şekilde taşınmazlara malik olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanı İsmail’den intikal ettiğini, kadastro çalışmaları sırasında davacının miras payının yok sayıldığını, usulüne uygun bir taksim bulunmadığını, davacı adına kayıtlı ya da davacı tarafından kullanılan herhangi bir taşınmaz bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazların kök mirasbırakan tarafından sağlığında davalıya bağışlandığının ve zilyetliğinin devredildiğinin, bu tarihten sonra da davalının zilyetliğinde kaldığının ve bu şekilde taşınmazların kök mirasbırakanın terekesinden çıktığının anlaşıldığı, böylece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesi içeriğini tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-a maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.