Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/8371 E. 2023/6155 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8371
KARAR NO : 2023/6155
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/697 E., 2022/1521 K.
DAVA TARİHİ : 16.03.2020
HÜKÜM/KARAR : Kabul/ Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/123 E., 2021/633 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 74 yaşında ve bekar olduğunu, ilerleyen yaşı nedeniyle sağlık problemleri bulunduğunu, davalının davacıyı ölünceye kadar bakma vaadi ile kandırarak 882, 2820, 1151 ve 1007 parsel sayılı taşınmazlardaki davacı hisselerinin kendisine devrini sağladığını, ancak devirden sonra davacının talebine rağmen bakım akdine uymadığını, davacının davalının bakım sözleşmesine aykırı hareketleri nedeniyle şüphelenerek 2020 yılı şubat ayı içinde tapu kayıtlarını incelediğinde ölünceye kadar bakma sözleşmesi yerine satış sözleşmesi yapılmış olduğunu anladığını ve kandırıldığını farkettiğini ileri sürerek davaya konu taşınmazlarda davacıya ait payların tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı, süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında ölünceye kadar bakma sözleşmesi olmadığı, dinlenen tanık beyanlarından davacının ölünceye kadar bakma akdi inancı ile taşınmazları davalıya devir ettiği, devir öncesi kız kardeşi tanık Zahide Yurtçu’ya bakım karşılığı taşınmazları devretmeyi teklif ettiği, davacının iradesinin bakım şartıyla devir olduğu, davacıya bir bedel ödenmediği, davacı bakıma ihtiyaç duyduğunda ve özellikle pandemi döneminde bakım borcunun yerine getirilmediği düşüncesiyle araştırdığında satış işlemi yaptığını fark ettiği, böylelikle davacının hatasından yararlanılarak tapuda işlem yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazlarda davacıdan davalıya devrolunan hisse oranında tapu iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; satış işleminin memurlar önünde gerçekleştirildiğini, davacının ayırt etme gücünün bulunduğunu, bu hususun tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, resmi şekilde bir ölünceye kadar bakma akdinin yapılmadığını, davacının kızının bulunması nedeniyle davacının bakıma muhtaç olmadığı 2011 yılında böyle bir sözleşme yapmasının da yersiz olduğunu, davalının yılın belli dönemlerinde yurt dışında yaşadığını, son 1 yılda ortaya çıkan yeni bir durumun olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, satış işlemlerinin rayiç değer üzerinden yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hak düşürücü sürenin hesabında davacının öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü 2020 yılı şubat ayının esas alınması gerektiği, aksinin davalı tarafça kanıtlanmadığı, taşınmazların devir tarihindeki gerçek değerlerinin satış değerinin 13 katı olduğu, satış bedelinin ödendiğinin kanıtlanamadığı, tanık beyanlarına göre davacının yaşlı, hasta ve bakıma muhtaç bulunduğu, sosyo-kültürel ve eğitim düzeyinin düşük olduğu, tarafların kardeşi olan tanık Zahide YURTÇU’nun taşınmazların ölünceye kadar bakma karşılığı devredildiği kanaatinde olduğu, devir işleminin temelini davalının bakım vaadinin teşkil ettiği, davacının gerçek iradesi ile tapuda yapılan satış işleminin birbiri ile uyuşmadığı, böylece davacıya ölünceye kadar bakma sözü verilip tapunun da ölünceye kadar bakma karşılığı devredildiğine inandırılarak tapuda kati satış işleminin yapılmış olmasının “hile” niteliği taşıdığı, davacının gerçek iradesini yansıtmayan ve hileye dayanan satışın ve tapu kaydının iptalinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarla davacının işleme taraf olduğunu, devrin başka bir amaçla yapıldığının kabulü halinde dahi davacı tarafın kendi muvazaasına dayanamayacağını, davacı satış işlemini bildiğinden hak düşürücü sürenin bu tarihten başlaması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36 ıncı maddesinin 1 inci fıkrası.

3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğinden, davaya konu taşınmazlardaki davacı paylarının 10.08.2011 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.