Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/8189 E. 2023/223 K. 16.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8189
KARAR NO : 2023/223
KARAR TARİHİ : 16.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ile tescil davasından dolayı Gevye Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen hak düşürücü süreden ret kararın onanmasına dair Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 29/06/2022 tarih ve 2021/4790 Esas 2022/5279 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde davacı … vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA
Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle, yörede yapılan kadastro çalışmaları sonucu tapu kaydı nedeni ile petrol hattı vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilen 78 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünün eksik yazıldığını ve bu eksikliğin 53.37 metrekarelik kısmının bitişikte bulunan 392 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını, 189.86 metrekarelik kısmının ise tespit harici bırakılan kısım içerisinde kaldığını ileri sürerek bu kısımların Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı TCDD vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Geyve Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/12/2013 tarihli 2013/254 Esas 2013/704 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, çekişmeli 392 parsel sayılı taşınmazda 14.11.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 53,37 m2’lik kısmın tapu kaydının iptali ve Hazine adına kayıt ve tesciline, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen tescil harici bırakılan alanın 189,86 m2’lik kısmın davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMA SONRASINDAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TCDD vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21/03/2018 tarihli ve 2018/98 Esas 2018/1984 Karar sayılı kararı ile çekişmeli 392 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 1984 yılında kesinleştiğini, davacı Hazinenin tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tescil edilen 78 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünün eksik tespit edildiği iddiası ile 24.05.2001 tarihinde dava açtığını, bu sebeple davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesi gereği hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerektiğini belirtilerek” mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Geyve Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/02/2020 tarihli 2019/136 Esas 2020/85 Karar sayılı kararı ile davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Nedenleri
Davacı … vekili temyiz dilekçesinde özetle, dosyada hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını, Mahkemenin bozmadan önceki kararında dava konusu olan tespit harici bırakılan kısım hakkında kabul kararı verildiği halde ve bu kısım temyize konu olmadan kesinleştiği halde Mahkemece verilen bozma kararından sonra bu kısım hakkında herhangi bir karar verilmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Temyiz İsteğinin Reddi-Onama Kararı
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 29/06/2022 gün ve 2021/4790 Esas 2022/5279 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararı onanmıştır.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Yargıtay’ın bu kararına karşı süresi içerisinde davacı … vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.

B. Karar Düzeltme Nedenleri
Davacı … vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle, dava konusu 392 parsel ile tescil harici bırakılan bölümün 78 nolu parsele eklenmesi talebi olduğu, tescil harici bırakılan taşınmazlarda hak düşürücü sürenin aranmadığını öne sürerek verilen onama kararının bozularak düzeltilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapu iptali tescili ve tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
a) 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

b) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’hükümlerini içermektedir.

3.Değerlendirme
Davacı vekilinin sair karar düzeltme itirazları HUMK’nın 440. maddesinde yazılı dört halden hiçbirine uymadığından yerinde değildir. Ancak; davacının karara ekli krokide davalı TCDD’ye ait olan (B) harfi ile gösterilen taşınmazın tapu kaydının iptal – tescili ile (A) harfi ile gösterilen bölümün tescilini talep ettiği, mahkemece her iki talebin de kabul edildiği, kararın davalı TCDD tarafından sadece 78 parsel ile ilgili olarak verilen iptal – tescil kararı yönünden temyiz edildiği, tescil harici bırakılan bölümle ilgili verilen tescil kararı yönünden temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleştiği anlaşılmıştır. Karar (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından temyiz edilen bölüm açısından “hak düşürücü sürenin geçtiği” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın tümden reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu karar düzeltme aşamasında anlaşılmış ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması gerekir.

VII. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 29/06/2022 tarih ve 2021/4790 Esas 2022/5279 Karar sayılı kararının onama kararının kısmen ORTADAN KALDIRILMASINA, hükmün 1. fıkrası hükümden çıkarılarak yerine “14/01/2002 tarihli Fen Bilirkişi Raporunda (A) ile gösterilen bölüm yönünden verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 14/01/2002 tarihli Fen Bilirkişi Raporunda (B) ile gösterilen bölüm yönünden açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine” cümlelerinin yazılmasına hükmün 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMUK’nın 438/7. maddesi gereğince bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/01/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.