Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/8097 E. 2023/1962 K. 30.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8097
KARAR NO : 2023/1962
KARAR TARİHİ : 30.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, ecrimisil istemli dava sonunda Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar Dairece araştırma eksikliğinden bozulmuş; Mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; karar süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları …’dan kendilerine intikal eden 997 ada 8 parseldeki 3 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin 24.10.1991 tarih ve 3650 yevmiye sayılı resmi akitte sahte vekâletname ile satış gösterilmek suretiyle davalılara temlik edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline ve beş yıllık ecrimisile karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunarak temlikin vekâlete dayalı olarak gerçekleştirildiğini, 23 yıl sonra dava açılmasının iyiniyetle bağdaşmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 10.06.2014 tarihli ve 2013/745-2014/948 sayılı kararla; davacı tarafın uzunca bir süre geçtikten sonra açmış olduğu davada zamanaşımı süresinin dolduğu, ayrıca uzun süre geçtikten sonra açılan davada davacıların iyi niyetlerinden söz edilemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından, işin esasının incelenmesi gerektiği belirtilerek temyiz isteminde bulunulmuştur.

B Bozma Kararı
Dairenin 28.03.2016 tarihli ve 2014/15930 Esas, 2016/3654 Karar sayılı kararı ile; davanın, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ecrimisil istekleriyle açıldığı, sahte işlemler yapıldıkları anda yok hükmünde olduklarından hiçbir zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi bulunmadıkları, bu nedenle temlik işleminde kullanılan vekâletname altındaki imzaların davacılara ait olup olmadığının Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla saptanması ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30.09.2022 tarihli ve 2016/639 Esas, 2022/635 Karar sayılı kararı ile; sahtecilik iddiası yönünden Adli Tıp Kurumu raporu ile, vekaletnamedeki imzanın davacılardan …′ın eli ürünü olduğunun belirlendiği, diğer davacı … …′ın ise yeterli mukayese imzası bulunmadığından bir değerlendirme yapılamadığı; Adli Tıp Kurumu imza incelemesi için son merci olmadığından bu kez garafoloji uzmanlarından alınan rapor ve ek rapor ile, vekaletnamedeki imzanın davacı … …′ın da eli ürünü olduğunun saptandığı, böylece davaya konu taşınmazların tescilinin yolsuz olmadığı, davalıların haksız bir el atmasının da bulunmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

D. Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

E. Temyiz Nedenleri
Grafoloji uzmanlarından alınan her iki rapor arasında var olan çelişki ile sonuca gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, dosyanın, mevcut bilgi ve belgeler ile konusunda daha uzman olan Adli Tıp İhtisas Kurumuna gönderilerek söz konusu çelişkinin giderilmesi gerektiği ileri sürerek kararın bozulması istenilmiştir.

F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmuş olması temyiz konusu yapılmıştır.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; ″Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.″, 1022. maddesinin 1. fıkrasında; ″Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.″ hükümleri düzenlenmiştir.

2. 15.07.2018 tarih 30479 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanan 4 no′lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin (Adli Tıp Kurumu Teşkilat Kararnamesi) Adli Tıp Üst Kurullarının Görevleri başlıklı 16. maddesinin (d) fıkrası; ″Adli Tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının heyet halinde verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceler ve kesin karara bağlar.” hükmünü amirdir.

3. Değerlendirme
1. Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni hakların tapu siciline tescil ile doğacakları ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunmasının zorunlu olduğu, anılan hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı, sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde tescilin yolsuz tescil niteliği, taşıyacağı ve iptali gerekeceği kuşkusuzdur.

Bunun yanında, Adli Tıp Üst Kurulları çeşitli sağlık kuruluşları ile Adli Tıp İhtisas Daireleri raporları arasında çıkabilecek çelişkileri son merci olarak inceleyip kesin olarak karara bağlayacağı açıktır.

2. Somut olayda; Daire bozma kararı ile sahtecilik hususunun Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla çözümlenmesi yönünde yol gösterildiği ve Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, ″bozmaya uyulmakla taraflar yararına kazanılmış hak oluşacağı″ ilkesi de göz ardı edilerek davacı … … yönünden garafoloji uzmanlarından oluşan heyetten rapor alınması ve alınan 17.11.2021 ve 09.09.2022 tarihli iki adet rapordan ilkinde vekaletnamedeki imzanın davacı … …′ın eli ürünü olmadığı bildirilip ikincisinde ise imzanın … …′ın eli ürünü olduğu bildirilmek suretiyle yaratılan çelişki giderilmeden karar verilmiştir.

3. Hal böyle olunca, dosyanın tümüyle Adli Tıp Kurumuna gönderilip garafoloji uzmanlarından alınan 17.11.2021 ve 09.09.2022 tarihli çelişkili raporlar da değerlendirilmek suretiyle, temliki işlemde kullanılan vekaletnamedeki imzanın davacı … …′ın eli ürünü olup olmadığı konusunda rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

V. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, hükmün 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.