Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/8055 E. 2023/3969 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8055
KARAR NO : 2023/3969
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava birleştirilen davada dava konusu 110 ada 50,84; 111 ada 2,14,37; 113 ada 8; 118 ada 7,25,60; 119 ada 31; 121 ada 9; 122 ada 7; 126 ada 18,37,57,80,101,111; 130 ada 9; 142 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine; dava konusu diğer taşınmazlar yönünden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle hak düşürücü süre nedeniyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, kök mirasbırakanları …’un … Noterliğinin satış vaadi içerikli genel vekaletnamesi ile … ilçesindeki tüm taşınmazlarını ve paylarını …ile kendi mirasbırakanları …’a sattığını ve zilyetliklerini teslim ettiğini, mirasbırakanlarının yıllarca bu yerleri kullanmaya devam ettiğini, … ili, … ilçesi … Mahallesi 110 ada 53, 56, 118, 119; 111 ada 6, 29, 42; 112 ada 18, 25; 113 ada 12; 114 ada 9; 115 ada 3; 116 ada 2; 117 ada 5; 118 ada 18, 70; 119 ada 2, 25, 32, 38, 41, 49; 121 ada 35; 122 ada 2; 126 ada 48, 67, 74, 75; 130 ada 3; 135 ada 3 parsel sayılı taşınmazların 1/2 paylarının mirasbırakanları … adına tescili gerektiğini, ayrıca … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/509 Esas, 2016/169 Karar sayılı kararı ile kök mirasbırakan …’un … ili, … ilçesi, … Mahallesi 110 ada 50, 84; 111 ada 2, 14, 37; 113 ada 8; 118 ada 7, 25, 60; 119 ada 31; 121 ada 9; 122 ada 7; 126 ada 18, 37, 57, 80, 101, 111; 130 ada 9; 142 ada 6 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğuna ilişkin karar verildiğini, taşınmazların …’a ait olduğu yönündeki karar dikkate alındığında bu taşınmazların da noter evrakı kapsamına girmesi nedeni ile buradaki payların da iptal edilerek 1/2 payların mirasbırakanları … adına tescil edilmesi gerektiğini, bu davada yargılama aşamasında kendilerinin davaya dahil edilmediğini, haberdar olup gerekli savunma haklarını kullanamadıklarını ileri sürerek, tapu kayıtlarının 1/2 paylarının iptali ile mirasbırakanları … adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/509 Esas, 2016/169 Karar sayılı dosyasında, davanın tapu iptal ve tescil davası olduğu, davacıların …, …, davalıların …, …, … olduğu, 110 ada 50,84; 111 ada 2,14,37; 113 ada 8; 118 ada 7,25,60; 119 ada 31; 121 ada 9; 122 ada 7; 126 ada 18,37,57,80,101,111; 130 ada 9; 142 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dava açıldığı, kararın 30.05.2016 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davada anılan taşınmazlar yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine; dava konusu diğer taşınmazların kadastro tutanaklarının 13.10.2009 tarihinde kesinleştiği, Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 16.09.2020 tarihinde dava açıldığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davada dava konusu diğer taşınmazlar yönünden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların yokluğunda yapılan bir yargılama sonucu verilen kararın, davacılar yönünden maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, “kadastrodan önceki hukuki sebepler” olarak çok geniş bir kapsamla malikin dava açma hakkının elinden alınmasının başta Anayasa’ya ve mülkiyeti ilgilendiren diğer kanunlara aykırı olduğunu, kadastro uygulamalarındaki teknik, maddi ve geometrik hataların KK’nın 22. ve 41. maddeleri ve TKGM’nin genelgeleri gereğince herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın düzeltilebildiğini, fakat hukuki hataların 10 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle süre geçtikten sonra düzeltilemediğini ve 10 yıllık süre içerisinde dava açmamış olan hak sahiplerinin hak arama hürriyetlerinin sınırlandırıldığını, her zaman dava edilebilmesinin mümkün olması gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/509 Esas, 2016/169 Karar sayılı dosyasının taraflarının bu dosya davacıları olmadığından kesin hüküm oluşturmayacağı, ancak bu parsellerin kadastro tespitlerinin 16.03.2009 tarihinde kesinleştiği, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden hak düşürücü süre yönünden davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığından tüm parseller yönünden hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yeniden esas hakkında karar verilerek asıl ve birleştirilen davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, aksi halde dahi gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil kararı verilmesi gerektiğini, davacıların … Noterliğinin 562 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil talebinde bulunabileceğini, mülkiyeti devir borcu altında bulunun kök mirasbırakan vefat etmiş olduğundan, mirasçılarına karşı sözleşmeye dayalı olarak hak ileri sürüldüğünü, sözleşme kadastro işleminden sonra ve halen geçerli olduğuna göre davanın temeli olan hukuki sebebin kadastro öncesine dayandığından söz edilemeyeceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi şöyledir; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl davada davacıdan; 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden birleştirilen davada davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.