YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/801
KARAR NO : 2022/3058
KARAR TARİHİ : 13.04.2022
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL – TENKİS
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/01/2019 tarihli ve 2017/86 Esas, 2019/84 Karar sayılı kararı ile tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen 21/10/2021 tarihli 2019/896 Esas, 2021/1906 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı … …’in 11810 ada 38 parsel sayılı taşınmazını dava dışı mirasçılarından oğlu … ve torunu …’in fiili ve organik bağı bulunduğu davalı şirkete devrettiğini, temlik tarihinde davalı şirketin tek hissedarının … … olduğunu, daha sonra davalı şirketin dava dışı mirasçısı …’e devredildiğini, devir tarihinde şirketin sahibi olan …’un dava dışı oğlu …’un kayınbiraderi olduğunu, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, aksi halde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı şirket temsilcisi, mirasbırakan tarafından dava konusu taşınmazın sağlığında bedeli karşılığında şirkete devredildiğini, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın davaya konu taşınmazı üçüncü kişi (davalı şirketin ortağı ve yöneticisi …’in dayısı … …) aracılığı ile aracı kullanmak suretiyle 25/12/2015 tarihinde 25.000,00 TL bedelle davalı şirkete devrettiği, davalı şirketin ortağı ve yöneticisi …’in ev hanımı olduğu, davaya konu taşınmazı alım gücünün bulunmadığı, resmi senetteki satış değerinin Mahkemece keşfen saptanan değerinden çok düşük olduğu, mirasbırakanın taşınmazı satması için haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin … …’dan 15.000 TL bedel ödenmek suretiyle alındığını, işlerinin yoğunluğu nedeniyle şirketin davalıya devredildiğini, bahse konu devrin bedeli karşılığında yapıldığını, mirasbırakan tarafından kendi rızası ile ve bedeli iktisap edilmek suretiyle dava konusu taşınmazın davalı şirkete devredildiğini ve muvazaanın olmadığını, davanın reddi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 21/10/2021 tarihli ve 2019/896 Esas, 2021/1906 Karar sayılı kararıyla; …’in temlik tarihi itibariyle 18 yaşında olduğu, mirasbırakanın mal varlığının araştırılmasında dava dışı dört parça taşınmazını daha torunu …’e devrettiğinin saptandığı, temlikten kısa bir süre önce davalı Şirketin 22/04/2014 tarihinde kurulduğu ve temlikten sonra da 07/09/2016 tarihinde …’in 06/09/2026 tarihine kadar geçerli olmak üzere Şirket müdürü olarak atandığı, davaya konu taşınmazın temlik tarihi itibariyle değerinin 390.000,00 TL olduğunun tespit edildiği, 1937 doğumlu olan mirasbırakanın mal satmasını gerektirir ekonomik ihtiyacının olmadığı, davalı şirket tarafından da bedelin ödendiği hususunun somut bir delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın devredilirken taşlı ve çorak vasfında olduğunu, üzerinde harcamalar yapılarak bugünkü halini aldığını ve değerlendiğini, mirasbırakan tarafından taşınmazın kendi hür iradesi ile satışa konu edildiğini ve bedelin de bizzat kendisine ödendiğini, Mahkemece sadece davacı tanık beyanlarına itibar edilmek suretiyle hüküm kurulduğunu, muvazaanın olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu’nun 237. ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal nedenlere göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragrafta belirtilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.841,47 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına, 13/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.