YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7908
KARAR NO : 2023/627
KARAR TARİHİ : 07.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil – tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 07.02.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat … ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat … … … geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, ortak mirasbırakan babaları …’in 539 ada 10 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak oğlu olan davalıya ölünceye kadar bakım akdi ile temlik ettiğini, dava konusu taşınmazda zemin katta bulunan dükkan ve bir daireden elde ettiği kira geliri ile davalıya yardım ettiğini, mirasbırakanın ile eşinin bir kaç ay ara ile öldüğünü, bakıma ihtiyacının olmadığını, davalıya ve ailesine mirasbırakanın baktığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakan ve eşinin bakıma ihtiyacının olduğunu, davacıların mirasbırakan ile ilgilenmediklerini, arayıp sormadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2018 tarihli ve 2015/134 Esas, 2018/7 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan ile eşinin bakıma muhtaç oldukları, temlikin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı ivaz karşılığı olması nedeniyle tenkis hükümlerinin de uygulanamayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 09.11.2018 tarihli ve 2018/1362 Esas, 2018/1640 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın dava konusu taşınmaz dışında tarlası ve kira gelirlerinin bulunduğu, kendisi ve eşine bakımın gerektiği, temlikte mal kaçırma amacının olmadığı, ortada ivazlı bir akit olduğundan tenkis davasının da dinlenemeyeceği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 23.11.2020 tarihli ve 2019/1566 Esas, 2020/6181 Karar sayılı kararıyla; “…Mirasbırakanın dava konusu taşınmaz dışındaki taşınmazlarının temlik tarihindeki değeri tespit edilerek, dava konusu taşınmazın ölünceye kadar bakım akdi ile devrinin makul sınırda kalıp kalmadığı belirlenerek mirasbırakanın asıl amacının tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulduktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın temlikinde makul oranın aşıldığı, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların miras payı oranında iptal – tescile karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili duruşma istekli temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, 539 ada 12 parseldeki 1 no.lu bağımsız bölüm mirasbırakan adına kayıtlı iken ölümüyle intikalen davanın tarafları adına kaydedildiğini, davacı …’nın oğlunun bu taşınmazda 2010 yılından bu yana kira parası vermeksizin oturduğunu, taşınmazın mirasbırakanın aktif terekesine dahil edilmesi gerektiğini, mirasbırakanın pasifinin tespiti için gerekli araştırmanın yapılmadığını, davaya konu taşınmazın değerinin fahiş hesaplandığını, mirasbırakanın bakıma muhtaç olduğunu, mirasbırakana karşı bakım borcunu yerine getirdiğini, bu hususun hastane kayıtları ve tanık beyanları ile sabit olduğunu, mirasbırakanın temlikteki amacının mal kaçırmak olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09/05/1960 tarihli 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı).
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614).
Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 25.985,59 TL bakiye temyiz harcının temyiz davalıdan alınmasına,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.