Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/7870 E. 2023/296 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7870
KARAR NO : 2023/296
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen 2013/91 E sayılı dosya davacıları (birleştirilen 2006/377 E sayılı dosya davalıları), diğer davacılar (birleştirilen davalılar) … ve … (mirasçıları) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Asıl davada davacılar …, … ve …, mirasbırakanları …’in adına kayıtlı 702 ada, 31, 32, 33, 34, 35, 36 ve 37 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu …’e satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemişlerdir.

2.Birleştirilen Uşak 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2006/377 E- 2008/112 K sayılı dosyasında davacı …, mirasbırakanın adına kayıtlı 296 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 288/1926 payını 28.7.1983 tarihli satış işlemi ile davalılar kızı … ve damadı …’a, 27.07.1989 tarihinde ise bu taşınmazdaki 1338/1926 payını davalı oğlu …’e satış yolu ile temlik ettiğini, yine mirasbırakanın sağlığında kendisine ait gayrimenkullerden ikisini satarak, bedelini kızı …’ya Gölcük’te ev alması için gönderdiğini, ayrıca mirasbırakanın 1976 yılında emekli olması sonrası aldığı tazminatını kızının evinin yapımı için harcadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapularının iptali ile payı oranında adına tesciline, murisin karşılıksız olarak verdiği kazanımların terekeye iadesine, iptal ve iade talepleri yerinde görülmezse tenkisine karar verilmesini istemiştir.

3.Birleştirilen Uşak 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2013/91 E- 2013/496 K sayılı dava dosyasında davacılar, muris …’in adına kayıtlı 296 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1338/1926 payını davalı oğlu …’e satış yolu ile, mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devrettiğini, bu taşınmazın imar uygulamaları sonucu, önce Uşak, Cumhuriyet Mahallesi, 702 ada 19 parsel; daha sonra Uşak ili, Merkez ilçe, Cumhuriyet Mahallesi, 4793 ada, 4- 5- 6 parsel numaralarını aldığını, davalının payına karşılık davalı adına 5 parselin tam olarak, 6 parselin ise 1315/2400 pay olarak kayıtlı olduğunu ileri sürerek, 4793 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP
1.Asıl davada davalı, mirasbırakanın çeşitli harcamaları ve ihtiyaçları nedeniyle dava konusu taşınmazları satışa çıkardığını, kendisinin bedellerini ödemek suretiyle bu taşınmazları satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Birleştirilen Uşak 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/377 E- 2008/112 K sayılı dosyasında davalılar, davacının mirasbırakanı kandırarak menkul ve gayrimenkul mallarının sahibi olduğunu, davalı …’in babası …’e parasını vererek dava konusu taşınmazı satın aldığını ve evlerini yaptırdığını, muristen bedelsiz aldığı bir yer olmadığını, davalı … ve …’ın ise gecekondudan dönme evlerinin olduğunu, bu evin arsasını muris babalarından satın alarak karı koca 1/2 hisse nispetinde mal sahibi olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
3.Birleştirilen Uşak 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/91 E- 2013/496 K sayılı dava dosyasında davalı, davacıların iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.06.2017 tarihli ve 2006/232 E. 2017/240 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın sağlığında tüm mirasçılarını gözetecek biçimde ve hoşgörü sınırları içerisinde kalan kabul edilebilir paylaşma yapmadığı, satış işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile asıl dava ve birleştirilen Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/377 E sayılı dosyası yönünden davanın kabulüne, diğer birleştirilen Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/91 E dava dosyasında, birleştirilen 2006/377 E sayılı dosyasında karar verildiğinden bu dosya yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Davalı – birleştirilen dosya davacısı …, Davacı- birleştirilen dosya davalısı … … mirasçıları ve Davacılar …, … ve … vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 07.06.2018 tarihli ve 2018/370 Esas, 2018/954 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın amacının mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı, satma iradesi olan taşınmazlar dışında çocuklarına ev yapması için yer verdiği / ev aldığı ve ev yapılırken yardım ettiği anlaşıldığından davacılar tarafından muvazaa nedeniyle açılan tapu iptal tescil davalarının, ödenen bedelin terekeye döndürülmesi ve tenkis davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün doğru olmadığı gerekçesi ile davalılar tarafından yapılan istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl ve birleşen davaların reddine, ancak … tarafından … aleyhine açılan davada …’nın ölümü nedeniyle davaya dahil olan mirasçısı … tarafından istinaf yoluna başvurulmadığından ve … hakkında verilen karar kesinleşmiş olacağından, birleşen 2006/377 Esas nolu dosya üzerinden … aleyhine açılan davanın mirasçı …’in miras payı üzerinden kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen 2013/91 E sayılı dosya davacıları (birleşen 2006/377 E sayılı dosya davalıları), diğer davacılar( birleşen davalılar) … ve …(mirasçıları) ve davalı (birleşen davacı) … vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece 21.10.2020 tarihli 2018/4186 E. 2020/5290 K. sayılı kararıyla “…Hemen belirtilmelidir ki, asıl ve birleşen davalarda dava konusu taşınmazların temlikine yönelik işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı olarak yapılmadığının tespit edilerek asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Tarafların sair tüm temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Ne var ki, … tarafından açılan birleşen 2006/377 E sayılı dosyada davalılardan … yargılama aşamasında ölmüş olup, … mirasçıları açısından elbirliği mülkiyeti hükümleri geçerli olduğuna göre, davalı …’nın mirasçılarından olan …’in istinaf talebinde bulunmadığı gerekçesi ile dahili davalı … hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş ise de, elbirliği mülkiyetinde ortaklardan birinin temyiz talebinde bulunması, temyiz talebinde bulunmayan ortak açısından da hak doğuracağından dahili davalı … açısından da davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de, … tarafından açılan birleşen davada, dava konusu 4793 ada 4- 5 ve 6 parsellerin davalılardan …, … ve … adlarına kayıtlı olduğu, diğer davalı … adına kayıtlı olmadığı göz önüne alındığında, davalı … açısından davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddedilmesi doğru değil ise de, bu husus temyize getirilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır…” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararına uyularak mirasbırakanın asıl irade ve amacının mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … … mirasçıları vekili ve diğer davacılar (birleştirilen dava davalılar) … ve … (mirasçıları) vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl ve birleştirilen dava davacısı … … mirasçıları vekili, mirasbırakan …’in dava konusu taşınmazları satmaya ihtiyacı olmadığını, davalıların alım gücü bulunmadığını, asıl davaya konu yedi parça taşınmazın aynı anda aynı akit ile değerinin çok altında satılmasının, mirasbırakana bedel ödenmemiş olmasının muvazaanın ispatı olduğunu, mirasbırakanın … …’ a yardım ettiği yönündeki kabulün hiç bir delil ve belgeye dayanmadığını, davalı …’in mirasbırakana gönderdiği iddia edilen paraların ortak hesaplarına …’in evinin tadilatı için harcanan paralar olduğunu, mirasbırakanın tüm malvarlığını temlik ettiğini geriye malvarlığı kalmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Asıl dava davacılar (birleştirilen dava davalılar) … ve … (mirasçıları) vekili, asıl davaya konu 09.04.1999 tarihli temlik ile yedi parça arsa vasıflı taşınmazın mal kaçırma amacıyla gerçek değerinin çok altında bedelle satış suretiyle temlik edildiğini, mirasbırakan ile davalı … arasında siyasi ve dini görüş itibari ile menfaat birliği bulunduğunu, ortak banka hesaplarının olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu’nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras … çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, … ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi şöyledir:
“İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”,
4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi şöyledir:
“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davalarda davacı … … mirasçıları vekili ve diğer davacılar (birleştirilen davada davalılar) … ve … (mirasçıları) vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının asıl ve birleştirilen davalarda davacı … … mirasçılarından, 120,60 TL bakiye onama harcının asıl davada davacılar … ve diğerlerinden, 99,20 TL bakiye onama harcının birleştirilen davada davalılar … ve diğerlerinden alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

19.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.