Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/7615 E. 2023/4524 K. 18.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7615
KARAR NO : 2023/4524
KARAR TARİHİ : 18.09.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1638 E., 2022/1352 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/368 E., 2021/151 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil; tazminat, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili davacıların mirasbırakan anneleri …’in kayden maliki olduğu 731 ada 5 parsel sayılı taşınmazını 24.03.2017 tarihinde davalılardan …’e, 731 ada 4 parsel sayılı taşınmazını ise aynı tarihte diğer davalı …’e satış göstermek suretiyle devrettiğini, annelerinin okuma yazma bilmediğini, parmak izi ile resmi işlerini gerçekleştirmesine rağmen miras payını devrederken imza attığını, bu nedenle yapılan işlemin şekle aykırı ve geçersiz aynı zamanda mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu; öte yandan, bahsi geçen taşınmazlarda davacılara düşen miras paylarının da 24.03.2005 tarihinde satış yolu ile davalılara devredildiğini, ancak davacıların hiçbir şekilde söz konusu payları satma iradelerinin bulunmadığını, davalı kardeşlerinin tevhid işlemlerinin gerçekleştirileceğinden bahisle davacıları tapu müdürlüğüne götürdüklerini, davacıların da bu işlem için imza attıklarını düşündüklerini, ancak daha sonra yaptıkları araştırmalar neticesinde paylarının davalılara devrettiklerini öğrendiklerini ileri sürerek mirasbırakan anneleri …’den devredilen paylar yönünden dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde bedelin tahsiline, olmazsa tenkise; davacıların kendi devrettikleri payları yönünden dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde zararlarının tazminine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı …, adına kayıtlı dava konusu taşınmazı 27.08.2014 tarihinde üçüncü bir kişiye sattığını, bu nedenle hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, mirasbırakanın ve davacıların aynı tarihte aynı işlemle dava konusu taşınmaz hisselerini devrettiklerini, bu nedenle davacıların kendilerinin de taraf olduğu işlemde muvazaa iddiasında bulunamayacaklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı …, davacıların hile iddiasına yönelik taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazların devrine ilişkin resmi senetten de görüleceği üzere mirasbırakan Emine’nin imza atabildiğini, ancak okuma yazması olmadığından iki tanık bulundurularak işlem yapıldığını, aynı tarihte aynı resmi işlemle mirasbırakan ile birlikte kendi paylarını da devreden davacıların dava açmalarında kötü niyetli olduklarını, muvazaa iddialarının dinlenemeyeceğini, ayrıca dava dışı bir takım taşınmazların satışından elde edilen bedelin kız çocuklarına verildiğini, davacıların bu şekilde paylarını aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mersin 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2018/368 Esas, 2021/151 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların devrine ilişkin akit tablosunun son sayfasında maliklerden …’in okur yazar olmadığı belirtilerek, iki tanık olan … ve …’ın iştirak ettirildiği; dolayısıyla …’in okur yazar olmayışı nedeniyle tanık bulundurarak şekil şartlarına uygun biçimde satış akdinin yerine getirildiği, ayrıca satış akitlerinin yapıldığı 2005 yılında davacıların da hisselerini devretmeleri nedeniyle hazır oldukları halde o tarihte geçersizliğine dair herhangi bir şekilde itiraz etmeyip annelerinin de 16/06/2007 tarihinde vefat etmesinden 10 yıl 2 ay sonra bu davayı açarak geçersizlik ileri sürmelerinin kötü niyetli olduklarını gösterdiği, geçersizlik iddiası için 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, keza davacılar tevhit için olduğunu düşünerek resmi akit tablosunu imzaladıklarını, aldatıldıklarını bildirerek hile nedeniyle davalılara devredilen hisselerin de iptallerini istemişlerse de, davacıların hepsinin satış akdiyle ilgili resmi senedi okuyup imzaladıkları, okur yazar oldukları, imzaladıkları evrakın mahiyetini bildikleri, ayrıca bu tarihten itibaren aldatma ve hile için 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği; öte yandan, davacılar muris muvazaasına yönelik iddiada bulunmuşlarsa da, aynı gün davacıların da hisselerini her iki davalıya 20.000’er TL’ye devrettikleri, dolayısıyla davacıların imzaladıkları akit tablosu aleyhine muvazaa iddiasında bulunamayacakları, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.09.2022 tarihli ve 2021/1638 Esas, 2022/1352 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası, hile ve şekle aykırılık iddialarına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel ve tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı … Medeni Kanunu’nun (TMK) 706 ncı … Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237 nci (Borçlar Kanunu’nun (BK) 213 üncü) ve Tapu Kanunu’nun 26 ncı maddeleri
2. 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1 inci (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun(BK) 28/1 inci) ve 39/1 inci maddeleri
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun (HMK) 190 ıncı maddesi ve 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.