Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/7583 E. 2023/4645 K. 20.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7583
KARAR NO : 2023/4645
KARAR TARİHİ : 20.09.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/498 E., 2022/1348 K.
DAVA TARİHİ : 14.05.2018
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/76 E., 2021/456 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; davacının mirasbırakan babası Kazim Şeyhoğlu’nun Kocaeli ili, Kartepe ilçesi, Çiftlik köyü, Kocakırma mevkiinde kain 5417 parsel sayılı taşınmazı davalı …’na 08.07.2009 tarihinde 25.000,00 TL bedelle sattığını, ancak bu satış işlemin muvazaalı olduğunu, mirasbırakanının varlıklı olup işlem tarihinde satıştan umabileceği bir çıkar bulunmadığını, tarafların gerçek iradelerinin mirastan mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve miras payı oranında davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; davalı ile tarafların mirasbırakanı arasında mirasçılardan mal kaçırma amaçlı hiçbir muvazaalı işlem gerçekleştirilmediğini, taşınmaz mirasbırakan adına kayıtlı iken mirasbırakanın da onayıyla davalı tarafından 1987-1989 yılları arasında arsa üzerine ev yaptırıldığını, davalının dava konusu taşınmazı mirasbırakandan o zamanki rayiç değeri olan 25.000,00 TL bedelle satın aldığını ve bedelini ödediğini, mirasbırakanın emekli maaşı ve az miktarda fındık gelirinden başka geliri bulunmadığını, davacının iddia ettiği gibi varlıklı bir kişi olmadığını, davalının, mirasbırakanın ölümüne kadar onunla birlikte yaşadığını ve ona baktığını, mirasbırakanın yaşamının son dört beş yılında alzheimer hastası olduğunu, davalının satış işleminde nakit ödeme yapmadığının bir an gerçek olduğu kabul edilse dahi muvazaa iddiasının doğru olmadığını, satış işleminde malın bedelinin (semenin) illa para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya emek de olabileceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli ve 2018/247 Esas, 2019/327 Karar sayılı kararıyla, mirasbırakan tarafından yapılan görünürdeki satış işleminin muvazaalı olduğu, gizlenen bağış iradesinin ise şekil noksanlığı bulunduğundan geçersiz olduğunun kabulünün gerektiği belirtilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 31.01.2020 tarihli ve 2020/68 Esas, 2020/112 Karar sayılı kararıyla; davalıya temlik edilen taşınmazın mirasbırakanın tüm mamelekine oranının makul karşılanabilecek sınırda kalıp kalmadığının tespiti ile bu hususta değerlendirme yapılmamış olması ve mirasbırakan Kazim Şeyhoğlu’na ait mirasçılık belgesi temin edilmeden karar verilmiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 ncı maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 17.12.2021 tarihli ve 2020/76 Esas , 2021/456 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanın tüm mal varlığı gözetildiğinde dava konusu taşınmaz yönünden temlikin makul sınırlar içerisinde kalmadığı, dinlenen tanık beyanları ve toplanan diğer tüm delillere göre mirasbırakanın varlıklı birisi olduğu ve mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı, bu itibarla mirasbırakan tarafından yapılan görünürdeki satış işleminin muvazaalı olduğu, gizlenen bağış iradesinin ise şekil noksanlığı bulunduğundan geçersiz olduğunun kabulünün gerektiği belirtilerek davanın kabulüne dava konusu 5417 parselde kayıtlı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile mirasbırakan Kazim Şeyhoğlu’nun veraset ilamındaki davacının hissesi oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye hissesinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrarlayarak İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.10.2022 tarihli ve 2022/498 Esas, 2022/1348 Karar sayılı kararıyla,mirasbırakan …’nun 08.07.2009 tarihli ve 14094 yevmiye nolu temlik işlemini kız çocuklarından mal kaçırma kastı ile yaptığı ve temlikin muvazaalı olduğu sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı belirtilmiş; ancak İlk Derece Mahkemesince davacının miras payı karşılığı olan 194.396,67 TL üzerinden harç alınmasına karar verilmesi gerekirken eksik harç alınmış olması sebebiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisi suretiyle davanın kabulüne, Kocaeli İli, Kartepe İlçesi, Ataevler (eski; Çiftlik) Mahallesinde kain 1072 ada 2 parsel (eski; 0 ada – 5417 parsel) sayılı taşınmazın Kocaeli 6. Noterliğinin 24.04.2018 tarih ve 08666 yevmiye nolu mirasçılık belgesindeki miras payları dikkate alınarak 1/3 payının iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 2/3 payın ise davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvurusunda ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; … Medeni Kanunu’nun 706 ncı … Borçlar Kanunu’nun 237 nci ve Tapu Kanunu’nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR :
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA;

Aşağıda yazılı 9.758,46 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına;

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

– MUHALEFET ŞERHİ –

1. Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olup, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir. Sayın Çoğunluk tarafından da Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

2. Sayın Çoğunlukla aramızda oluşan uyuşmazlık muris muvazaasının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Aşağıda belirtilen nedenlerle muris muvazaasının somut olayda gerçekleşmediği değerlendirilmektedir.

3. Öncelikle muvazaa iddiasının davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Davada dinlenilen hiçbir tanık satışın muvazaalı olduğuna ilişkin beyanda bulunmamış aksine tanıklardan Hüseyin Şeyhoğlu satışın kendisinin de bulunduğu ortamda gerçekleştiğini, para alışverişini dahi gördüğünü ifade etmiştir.

4. Öte yandan davalı taraf taşınmazı yirmibeşbin … lirası bedelle satın aldığını ayrıca alzheimer hastası olan murise ölümüne kadar baktığını, bir an için ödeme olgusunun gerçekleşmediği kabul edilse dahi semenin mutlaka para olmasının şart olmadığını savunmuştur. Davada dinlenilen tüm tanıklarca da alzheimer hastası olan murisin ölene kadar davalının evinde yaşadığı ve davalı tarafından bakıldığı teyit edilmiştir.
5. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenen İlk Derece Mahkemesi kararında davalının murise yaptığı bakımın yetersiz olması nedeniyle minnet duygusuna dayalı satış iradesine değer verilmeyeceği belirtilmiş ise de davalının ancak kendi imkanları ölçüsü içerisinde murise bakmasının söz konusu olabileceği, dosya kapsamında davalının imkanları çerçevesinde murise bakmadığının da ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.

6. Buna göre taşınmaz satışının muvazaalı değil gerçek olduğu, bedelin düşük olmasının ise murisin davalının yanında kalması ve onun tarafından bakılması olgusuna dayandığı, zaten murisin başka taşınmazlarının da bulunduğu, muvazaa iradesinin bulunması halinde bunları da davalıya devredebileceği birlikte değerlendirildiğinde muris muvazaasına dayalı davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmaktadır.

7. Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken onanması yönündeki Sayın Çoğunluğun görüşüne iştirak edemiyorum.