YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7488
KARAR NO : 2023/4601
KARAR TARİHİ : 19.09.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/388 E., 2020/518 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın kısmen kabulüne
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve terkin davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı mirasçılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, Çattepe sınırlarında bulunan bir kısım taşınmazlar için Ilısu Barajı ve HES göl alanı yapımı nedeniyle kamulaştırma kararı alındığını ve işlemlerin devam ettiğini ancak davalılar adına tespit ve tescil edilen 156 parselin 17.150 metrekare’lik kısmının nehir yatağında kaldığını, Devletin hüküm ve tasarrufunda olan bu yerde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 17.150 metrekare’lik kısmının tapusunun iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın iktisap edildiği ve kadastro tespitinin yapıldığı tarihte nehir yatağının kıyı vasfında olmadığını haksız ve hukuka aykırı davanın reddini istemiş, yargılama sırasında davalının ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 29.11.2012 tarihli ve 2012/124 Esas, 2012/527 Karar sayılı kararı ile DSİ ’nin davanın açıldığı tarih itibariyle kamu tüzel kişiliği olduğu, DSİ’yi temsilen Hazine tarafından dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21.01.2014 tarihli ve 2013/5009 Esas, 2014/896 Karar sayılı kararı ile, davacının sıfatı bakımından temsilde hata olduğu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 124/3 üncü maddesi gereği, deliller toplanmak suretiyle sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmasına karar verilmiş, Mahkemenin 17.11.2015 tarihli ve 2014/296 Esas, 2015/685 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyulmak suretiyle dava Hazine ve davalılar arasında görülmüş olup, dava konusu taşınmazın davalı adına tescil edildiği tarihte nehir yatağında kalmadığı, tarıma elverişli arazi olduğu, evveliyatında kadastrosunun yapıldığı gibi zeminin toprak yapıda olduğu ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yagıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.02.2018 tarihli ve 2018/553 Esas, 2018/1947 Karar sayılı kararı ile “… Dava konusu 156 parsel her ne kadar kadastro tespitinin yapıldığı tarihte nehir yatağı altında değilse de yukarıda da açıkça belirtilen ve keşif sonrası alınan raporlardan anlaşıldığı üzere hali hazırda taşınmazın yatak değiştiren aktif dere yatağı sınırları içerisinde olduğu ve 02.07.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda taşınmazın A harfiyle gösterilen 10.254,35 metrekare’sinin Botan Çayı altında kaldığı tespit edilmekle 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 999/2 nci maddesi gereği taşınmazın sonradan kayda tabi olmayan taşınmaza dönüşen bu kısmı dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 10.254,35 metrekarelik kısmın tapusunun iptaline, tapudan nehir yatağı olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı mirasçılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı mirasçılar vekili temyiz dilekçesinde kararın inceleme yapılmaksızın, eksik rapor ile verildiğini, nehir yatağındaki değişikliğin sürekli olup olmadığının netleştirilmediğini, Hukuk Genel Kurulunun 2015/101 Esas sayılı kararında akarsu yatağındaki değişikliğin sürekli nitelikte olup olmadığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde saptanması gerektiğinin belirtildiğini, 1973 yılından itibaren nehrin yatak değiştirdiğini, taşınmazın değerinin çok düşük hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davacı Hazine temyiz dilekçesinde, nehir yatağında kalan dava konus 17.150 metrekarelik alanın tapu kaydının iptali ile Hazineye tescil kararı verilmesi gerektiğini, taşınmazın sonrasında DSİ’ye tahsis edileceğini, kararın eksik incelemeye dayandığını, mahkemece kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesinin zorunlu olduğunu, bu husus göz önünde bulundurulmadan karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 715, 717 ve 999 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin ve davalı mirasçılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı mirasçılara yükletilmesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.