Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/7310 E. 2022/7841 K. 01.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7310
KARAR NO : 2022/7841
KARAR TARİHİ : 01.12.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar…. ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 195 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, müvekkillerinin kök murisi ….. tarafından Beykoz eşrafından …..’den satın alındığını ancak kadastro sırasında taşınmazın Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ve bilahare İstanbul Belediyesine intikal ettirildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkillerinin miras payları oranında adlarına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde ise fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle şimdilik 30.000,00 TL’nin kamu alacaklarına ödenen faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten 51 yıl sonra açılan eldeki davanın kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın usulden, zamanaşımından ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın İstanbul Belediyesi adına kayıtlı olduğunu, bu nedenle aleyhlerine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kaldı ki dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin ve zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MÜDAHALE
1. … ile … vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkillerinin de davacılarla birlikte kök muris …..’nın mirasçıları olduğunu ileri sürerek ve davacılarla aynı sebebe dayanarak, davaya katılma talebinde bulunmuştur.
2. ….. ve müştekleri vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkillerinin de davacılarla birlikte kök muris ….’nın mirasçıları olduğunu ileri sürerek ve davacılarla aynı sebebe dayanarak, davaya katılma talebinde bulunmuştur.
IV. MAHKEME KARARI
Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2013 tarihli, 2012/7 Esas, 2013/737 Karar sayılı kararıyla; eldeki davanın tespit öncesi nedene dayalı olarak açıldığı, dava konusu 195 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 21.07.1958 tarihinde kesinleştiği, dava ve müdahale tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, kaldı ki davacı ve müdahil davacıların ……mirasçıları olduğuna ilişkin iddialarını kanıtlayamadıkları, tazminat talebi ile ilgili olarak da 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 2613 sayılı Yasa uyarınca yapıldığını ve bu Yasa’da 10 yıllık hak düşürücü sürenin düzenlenmediğini, bu nedenle kazanılmış haklarının olduğunu, mülkiyet hakkının hak düşürücü sürelere dayanılarak sona erdirilemeyeceğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda İstanbul ili, Beykoz ilçesi, ….. Mahallesi çalışma alanında bulunan ….. ada 4 parsel sayılı taşınmaz, tapu kayıtları uyarınca İstanbul Belediyesi adına tespit ve 21.07.1958 tarihinde tescil edilmiştir.
Dava; kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde tazminat istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 4/3. maddesi; “2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler.”
3.2.3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 21.07.1958 tarihi ile davanın açıldığı 06.01.2012 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin ve aynı Kanun’un Geçici 4/3. maddesinde yazılı 1 yıllık sürenin geçmiş bulunduğu anlaşıldığına göre, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulumamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 53,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.