Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/7215 E. 2023/4056 K. 06.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7215
KARAR NO : 2023/4056
KARAR TARİHİ : 06.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde;müvekkilinin malik olduğu 36, 37, 38 ve 39 parsel sayılı taşınmazların bir kısmı davalılara ait olması nedeniyle kendisine ait payları üzerinde bırakıp, kalanı 1/3 er paylar ile davalılara temlik etmek istediğini, ancak davalıların hileli davranışları, müvekkilinin de hatası sonucu taşınmazların tamamını 15.09.2014 tarihinde satış suretiyle davalılara temlik ettiğini, müvekkiline bedel ödenmediğini, müvekkilinin düştüğü hatayı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2016 yılı içinde yapılmakta olan …-… karayolları çalışmaları nedeniyle gönderilmiş olan uzlaşma davetiyelerinden öğrendiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ve müvekkili adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 10.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 21.01.2020 tarihli celsede dava konusu taşınmazları davalılara 2014 yılında devrettikten bir ay sonra işlemde bir hata olduğunu fark ettiğini beyan ettiği, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu dava konusu taşınmazlardaki davalılara ait payları devir etmek isterken davalılardan kaynaklanan hile ve müvekkilin içine girmiş olduğu hata sonucu 15.09.2014 tarihinde taşınmazların tamamını davalılar adına 1/3’er pay ile devrettiğini, müvekkiline bedel ödenmediğini, hata ve hile durumunu Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2016 yılı içinde yapılmakta olan …-… karayolları çalışmaları nedeniyle göndermiş olduğu uzlaşma davetiyelerinden öğrendiğini, her ne kadar Mahkemece gerekçeli kararda davacının hatayı devir işleminden bir ay sonra öğrendiğini ikrar ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, müvekkilinin kendisini iyi ifade edemediğini, davacının bu yönde bir beyanı bulunmadığını, davacının hata yaptığını öğrendiği tarihin dava dilekçelerinde belirttikleri tarih olduğunu, hak düşürücü sürenin geçmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının duruşmadaki beyanında dava konusu taşınmazları 15.09.2014 tarihinde davalılara temlik ettikten bir ay sonra iradesinin fesada uğradığını anladığını kabul ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile, hata hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.Bilindiği üzere,”hile”(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

2. Sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı kuşkusuzdur. Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (sübjektif unsur), hem de … hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur.

Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Yeter ki hatanın ileri sürülmesi TBK’nın 35. ve TMK’nın 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın.

Sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir. Ne var ki, TBK’nın 35. maddesinde öngörüldüğü gibi hatayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müspet zararının ödenmesi gerekir.

3. TBK’nın 39. maddesi şöyledir:
“Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.”

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.