Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/7198 E. 2023/3894 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7198
KARAR NO : 2023/3894
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen Kıyı Kanunu gereğince açılan tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 8. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili … ilçesi … Mah. … mevkiinde kain 616 ada 8 parsel sayılı taşınmazın zeytinlik ve tarla vasfı ile tapuya kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın 159,75 m²’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, … mevkiinde kain 524 ada 2 parsel sayılı taşınmazın zeytinlik vasfı ile tapuya kayıtlı olduğunu, taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, … mevkiinde kain 524 ada 6 parsel sayılı taşınmazın arsa vasfı ile tapuya kayıtlı olduğunu, taşınmazın 80,81 m²’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, … mevkiinde kain 524 ada 7 parsel sayılı taşınmazın zeytinlik vasfı ile tapuya kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın 54,97 m²’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, taşınmazların malikinin davalı olduğunu davalıya gereken tebligatlar yapıldığı halde kıyıya terkin işlemine rıza göstermediği gibi bu işlemlere karşı idari yargıya da başvurmadığını belirterek, taşınmazların tapusunun iptali ile kıyıya terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve karşı davasında özetle; davalının taşınmazları bedellerini ödemek suretiyle iktisap ettiğini, kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısımlar yönünden bir diyeceklerinin bulunmadığını, kıyı şeridine terk nedeni ile davalının zarara uğrayacağı ve bu zararın tazmininin gerektiğini, davalının iktisabından bu yana uzun zaman geçtiğini belirterek, dava konusu 616 ada 8 parsel için 5.000,00 TL, 524 ada 2 parsel için 10.000,00 TL, 524 ada 6 parsel için 2.500,00 TL, 527 ada 7 parsel için 2.500,00 TL tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.05.2022 tarihli ve 2020/292 Esas, 2022/ 175 Karar sayılı kararıyla;
1-Asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, karşı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine,
2-… ili … ilçesi … Mah. … mevkiinde bulunan dava konusu 616 ada 8 no.lu parselin dosyada yer alan 08/11/2021 tarihli heyet bilirkişi raporu ve ekinde yer alan krokide belirlenen hat doğrultusunda, A1 ile gösterilen 11,51 m² ve A2 ile gösterilen 353,70 m² olarak tespit edilen kısımlarının davalı …Ş. adına olan tapu kaydının iptali ile bu kısmın davacı adına kıyı olarak terkinine, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davalı karşı davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalı …ye verilmesine karar verilmiştir.

IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli 2015/644 Esas, 2016/308 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.06.2020 tarih ve 2016/19022 Esas, 2020/3129 Karar sayılı kararı ile; “Somut olayda, Mahkemece, 29.02.2016 tarihinde 1 İnşaat,1 Harita ve 3 Jeolog bilirkişi ile mahalinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında, dava konusu 616 ada 8 parsel sayılı taşınmazın bir kısmı dışında diğer taşınmazların kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı tespit edilerek, Mahkemece bu doğrultuda karar verilmiş ise de, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde İdarece onaylı kıyı kenar çizgisi haritasının 09.05.1978 tarihinde geçirildiği, koordinat sisteminin 10.08.2011 tarihinde güncellediği ve Bakanlıkça revize edildiği, buna ilişkin evrakların dosya içerisine alındığı, fen bilirkişi raporuna göre, 616 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 351,57 m2 lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı, bunun dışına kalan taşınmazlar ile 616 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kalan kısmının kıyı kenar çizgisi kapsamı dışında kaldığının bildirildiği, bilirkişi raporuna ek krokide “iptal edilen kıyı kenar hat” ve “yeni kıyı kenar hat” şeklinde ifadelere yer verilerek, idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi ile jeolog bilirkişi kurulu tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisinin net olarak belirtilmediği ve her iki hat arasındaki çelişkinin sebebinin açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, az yukarıda bahsi geçen ilkelere göre, hükme ve Yargıtay denetimine elverişli bir bilirkişi raporundan söz edilemeyeceğinden kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma kararına uyularak; “Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesinde; Mahkemece bozma kararına uygun re’sen icrası gerçekleştirilen keşif neticesinde bilirkişi heyetince yerinde yapılan incelemeler doğrultusunda, Kıyı Kanunu’nun uygulanmasına dair yönetmelik hükümlerine uygun olarak, bilimsel veriler dahilinde dava konusu taşınmazların kadastro teknik evraklarının sayısallaştırılıp kıyı kenar ile çakıştırılması neticesinde kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının dava konusu edilen 616 da 8 parsel sayılı taşınmazın krokide belirlenen hat doğrultusunda A1 ile gösterilen 11,51 m² ve A2 ile gösterilen 353,70 m² kısımları içerisinde kaldığının rapor edildiği” gerekçesiyle, denetime elverişli ve hüküm için yeterli görülen rapor doğrultusunda tapu iptali ve terkinine yönelik olarak kısmen kabul kararı verilmiştir.

2. Davalı karşı davacı …Ş.’nin Hazineye yönelik tazminat istemine ilişkin olarak; “davalı karşı davacının talebi uyarınca toplanan delillere göre talep değerlendirildiğinde, evveliyatı kıyı olan bir yerin gerçek kişiler adına tespit edilip tapu kaydının oluşturulduğu anlaşılmakla, davalı karşı davacının sicile güven ilkesi gereği bu taşınmazın maliki olduğu, bu şekilde yanlış oluşturulan tapu kaydının sonuçlarından ve doğacak zararlardan Devletin sorumluluğunun esas olduğu, dosya kapsamında yer alan heyet raporu ile birlikte değerlendirildiğinde dava konusu 616 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan 365,21 m2’lik kısmının dava tarihi itibariyle değerinin 146.084,00 TL olarak rapor edildiği, Mahkememizce tazminat talebi yönünden heyet raporunda tespit edilen değerin hükme esas alındığı, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği davalı karşı davacının talebi uyarınca 5.000,00 TL tazminatın kabulüne, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısım tespit edilmediğinden bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde İdarece oluşturulmuş ve idari dava açılmadığı için kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisi bulunduğu, kesinleşen idari kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmın iptaline karar verilmesi gerekirken şahıslarca idari yargıda dava açılmamışken davanın 616 ada 8 parsel yönünden kısmen kabul diğer parseller için ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, karşı dava açısından ise tapusunun iptaline karar verilen kısım için davanın kabulüne karar verildiği, bilirkişi raporundaki değeri kabul etmedikleri beyan edilerek kararın bozulması istenilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile … Medeni Kanunu’nun (TMK) 715 ve 999. maddelerine dayalı olarak açılmış tapu kaydının iptali ile sicilden terkini istemine ilişkindir. Karşı dava ise 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali halinde uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kıyıdan yararlanma” başlıklı 43. maddesi; “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.”

2. 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun “Genel Esaslar” başlıklı 5. maddesi; “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır.”

3. 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun “Sahipsiz yerler ve yararı kamuya ait mallar” başlıklı 715. maddesinde; “Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait mallar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

Aksi ispatlanmadıkça, yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar, buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynaklar, kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu olamaz.”

4. … Medeni Kanunu’nun “b. Kaydedilmeyecek taşınmazlar” başlıklı 999. maddesi; “Özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz. Tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır.”

5. … Medeni Kanunu’nun 1007. maddesi; Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

03.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.