Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/7174 E. 2023/260 K. 17.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7174
KARAR NO : 2023/260
KARAR TARİHİ : 17.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı … aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar ile ilgili olarak daha önce verilen hüküm bozma sebebi yapılmaksızın kesinleşmiş olduğundan bu davalılar yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istemli olarak, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 17.01.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar … v.d. vekili Avukat … geldi, davetiye tebliğine rağmen davalılar … v.d. vekili v.d. gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, kardeşleri mirasbırakan …’ın bekar ve çocuksuz olarak öldüğünü, ölümünden çok kısa bir süre önce kardeşleri davalı …’e verdiği vekaletname ile kayden maliki olduğu 362 ada 9 parsel sayılı taşınmazı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla çok düşük bir bedelle satış gibi göstererek …’in eşi davalı …’e devrettiğini, …’ün de taşınmazı daha sonra bedelsiz olarak davalı …’ye devrettiğini, taşınmaz üzerinde inşa edilen 6 daireden birinin …’in konutu olduğunu, diğer 5 tanesinin ise … tarafından kiraya verildiğini, taşınmaz maliki olarak görünen …’nin taşınmaz üzerinde hiçbir tasarrufunun olmadığını, muris …’ın ölümünden 50 gün önce taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, kanser hastası olan …’ın satışta kullanılan vekaletnameyi ölüm döşeğinde iken hastaneye çağrılan noter huzurunda … yardımıyla imzaladığını, davalıların taşınmazı satın alacak ekonomik gücünün olmadığını ileri sürerek, taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalı … ve …, vekaletnamenin ekinde murisin fiil ehliyetinin bulunduğuna dair sağlık raporu olduğunu, taşınmaz maliki olmadıklarından kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, kardeşlerden Mevlüde’nin vekaletnamenin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı olarak aynı taşınmaz hakkında açtığı davanın reddedildiğini, muris …’ın diğer kardeşleri ile ilişkisini kestiğini, murisin 1999 yılından beri kendileri ile yaşadığını, diğer kardeşlerinin muris ile ilgilenmediğini, taşınmaz üzerinde bulunan binayı birlikte inşa ettiklerini, şeklen muris adına kayıtlı olsa da birlikte tasarruf ettiklerini, murisin tüm tedavi giderlerini karşıladığını, ölümünden sonra da tüm işlemleri ile kendisinin ilgilendiğini, murisin sağlığında da taşınmaza …’in sahip olmasını arzu ettiğini, murisin son yıllarda çalışma gücünün bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.11.2019 tarihli ve 2017/170 Esas, 2019/309 Karar sayılı kararıyla;murisin maddi durumunun iyi olduğu, hastalanması üzerine murise kardeşi Mevlüde ve çocuklarının baktığı, davalı …’in murisin tüm ihtiyaçlarını karşıladığı hususunu kanıtlayamadığı, davalıların taşınmazı satın alacak maddi durumlarının olmadığı, taşınmaz bedelinin düşük gösterildiği ve ödendiğinin kanıtlanamadığı, taşınmaz üzerinde davalı …’in tasarruf etmeye devam ettiği, davalı … ile …’in yakınlığının bulunduğu ve …’nin iyi niyetli olmadığı, davalıların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği ve mal kaçırmak amacıyla devir yapıldığı gerekçesiyle davalı … hakkında açılan davanın kabulüne, davalılar … ve … hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.03.2021 tarihli ve 2020/618 Esas, 2020/394 Karar sayılı kararıyla; davalı …’in bakımının ahlaki ödev kapsamında olduğu, davalıların alım gücünün olmadığı, taşınmazın davalı …’e değil eşi …’e devredilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, murisin davalı … ile diğer kardeşlerinden daha yakın olduğu, murisin mal kaçırma amacıyla hareket ettiği, davalı …’nin işlemin muvazalı olduğunu bilen veya bilmesi gereken kişi olduğu gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 01.11.2021 tarihli ve 2021/2221 Esas, 2021/6222 Karar sayılı kararıyla, ” …dinlenen tanık beyanlarına göre mirasbırakanın temliki mal kaçırma amacıyla yaptığı hususunda somut olgular ortaya konulamadığı gibi dosya kapsamından mirasbırakanın temliki kendisiyle ilgilenen kardeşinin eşi olan davalı …’e minnet duygusu ile yaptığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, temlikin mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı iddiası davacı tarafından, HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca usulünce ispat edilemediği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalının savunması üzerinden gerekçe oluşturularak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı … aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar ile ilgili olarak daha önce verilen hüküm bozma sebebi yapılmaksızın kesinleşmiş olduğundan bu davalılar yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, murisin tek taşınmazında bulunan 6 dairelik binasının satılması için vekil tayin ettiği, vekilin taşınmazı eşi …’e çok düşük bir bedel ile (100.000 TL) sattığı, aradan bir ay gibi bir zanan geçmeden …’ün taşınmazı 200.000 TL bedel göstererek eşinin samimi arkadaşı davalı …’e satış işlemi ile devrettiği, murisin tek taşınmazı ve malvarlığı olan binasını satmasını gerektirecek bir durumunun ve ihtiyacının da bulunmadığı, murisin gerçek iradesinin kardeşi ve vekili …’in eşi …’e bağışlama olduğu, murisin vekalet verdikten kısa bir süre sonra öldüğü, terekesinde yapılan satış bedellerinin bulunmadığı, taşınmazı satın alan … ve bundan da satın alan …’in taşınmazı satın alacak iktisadi güçlerinin bulunmadığı hususlarının bir arada değerlendirilmesi neticesinde yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunun açık olduğunu, yapılan satış işlemlerinin iptali gerekmekte iken aksi görüş ve kanaat ile davanın reddinin yasal olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde; ” (1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi…” düzenlemesi mevcuttur.

3. Değerlendirme
1. Bilindiği üzere, mahkemelerce verilen gerekçeli kararların, hüküm fıkrası ile hükmün diğer kısımlarının birbiri ile uyumlu olması gerekmektedir. Somut olayda ise, İlk Derece Mahkemesince bozma kararına uyularak verilen kararın gerekçe kısmında başka bir dava dosyasına ait olduğu anlaşılan, eldeki temyize konu dosya ile ilgisi bulunmayan kişi, olgu ve taşınmazları içeren bir dava dilekçesinden behsedilerek iddia, savunma ve hüküm fıkrasında çelişki oluşturulduğu, bu hususun ise 6100 sayılı HMK’nın 297/1/c. maddesine aykırılık teşkil ettiği anlaşılmaktadır.

2. Hal böyle olunca, Mahkemece HMK.nın 297. maddesine uygun şekilde bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacılara iadesine,

03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.