YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7144
KARAR NO : 2023/3511
KARAR TARİHİ : 20.06.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası…’nun 3238 ada 215 parseldeki 8 no.lu bağımsız bölümü davalı oğlu … satış suretiyle temlik ettiğini, maddi durumu iyi olan mirasbırakanın taşınmazını satmasını gerektirir bir nedeninin bulunmadığını, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanın sağlığında hak dengesini gözeten paylaştırma amacıyla hareket ettiğini, mal kaçırma kastının bulunmadığını, davacıya da …’da bir daire verildiğini, ayrca mirasbırakanın terekesinde başkaca taşınmazlarının da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla değil, paylaştırma kastı ile hareket ettiği, geride başkaca taşınmazlarının da bulunduğu, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Mahkemece, mirasbırakanın paylaştırma kastıyla hareket ettiği kabul edilmişse de, …’da davalının eşine devredilen taşınmazın mirasbırakan tarafından değil tarafların annesi … tarafından devredildiğini, paylaştırmadan söz edilemeyeceğini, bu satışın gerçek olduğunu ve satış bedelinin 40.000 TL’sinin bankadan kredi çekilerek geri kalanın da peyder pey ödendiğini, diğer taraftan, davacıya devredilen dava konusu taşınmaz ile davalının eşine devredilen taşınmaz arasında üç kat değer farkı bulunmakta olup, bu taşınmazların her ikisinin bedelsiz devredildiği kabul edilse dahi hak dengesini gözeten, eşit ve adil bir paylaştırmadan bahsedilmesinin olanaklı olmadığını, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya içeriği ve tanık beyanları değerlendirildiğinde; mirasbırakanın terekesinde başkaca taşınmazlarının bulunduğu, çocukları ile arasında hiç bir sorun yaşanmadığı, davalı oğlunu üstün tutmasını gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı, öncesi mirasbırakana ait olan …’daki taşınmazın 2006 yılında davacının eşine devredildiği, daha sonra dava konusu taşınmazın da 2013 yılında davalıya devredildiği, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket etmediği, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının eşine devredilen …’daki taşınmazın mirasbırakan tarafından değil murisin eşi … tarafından devredildiğini, mirasbırakanın yaptığı bir devir olmadığından paylaştırmadan da söz edilemeyeceğini, davacının eşine yapılan devrin gerçek satış olduğunu, 70.000,00 TL bedel karşılığında satın alınan taşınmazın 40.000,00 TL’sinin banka kredisi kullanılarak, geri kalan kısmının peyder pey elden ödendiğini, diğer taraftan davacıya devredilen taşınmaz ile davalıya devredilen dava konusu taşınmaz arasında üç kat değer farkı bulunduğunu, taşınmazların her ikisinin bedelsiz devredildiği kabul edilse dahi hak dengesini gözeten, eşit ve adil bir paylaştırmadan bahsedilemeyeceğini, davalının savunmasının da çelişkiler içerdiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de … Medeni Kanunu’nun 706., … Borçlar Kanunu’nun 237. ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.