Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/702 E. 2022/1821 K. 07.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/702
KARAR NO : 2022/1821
KARAR TARİHİ : 07.03.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda verilen davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından süresi içerisinde duruşma istekli ve davalı … … tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 07/07/2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat … geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı … … v.d. gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Dosya incelenerek tespit edilen eksikliklerin dosyanın iki kez geri çevrilmesinden sonra ikmal edilmesi üzerine dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan annesi … …’ın maliki olduğu 101 ada 29, 105 ada 28, 106 ada 38, 106 ada 58, 106 ada 62, 106 ada 63, 106 ada 68, 101 ada 47, 101 ada 48, 101 ada 66, 114 ada 32, 106 ada 57, 137 ada 10, 111 ada 16, 111 ada 20, 111 ada 22, 115 ada 77, 114 ada 25, 110 ada 56, 110 ada 77 ve 118 ada 18 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak davalı …’ya satış suretiyle devrettiğini, temliklerdeki asıl amacının taşınmazları ileride oğulları davalılar … ve İshak’a devretmek olduğunu, yine mirasbırakan …’ın maliki olduğu 110 ada 56 ve 116 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu … veya …’in göstermiş olduğu kişilere vekaletname vermek suretiyle sattığını ve satış bedellerini …’e miras payına mahsuben verdiğini, diğer taraftan mirasbırakan … … adına kayıtlı 102 ada 12 ve 103 ada 9 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalı …, 106 ada 64 parsel sayılı taşınmazın ise davalı … adına tespit edildiğini, tespitin hatalı olduğunu, işlemlerin mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek, 110 ada 56 ve 116 ada 3 parsel sayılı taşınmazların satış bedelleri hakkında denkleştirme yapılarak, davalı …’e verilen bedellerin miras payından mahsubuna, diğer taşınmazlar bakımından miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemiş, aşamada davalı … ve İshak davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin, 25/11/2011 tarihli, 2014/449 E., 2015/516 K. sayılı kararı ile; davacının mirasbırakan …’ın muvazaalı olarak bir kısım taşınmazlarını davacıdan mal kaçırmak amacıyla davalı …’ya devrettiği iddiasını kanıtlayamadığı, davacının miras payına mahsuben kendisine düşecek olan taşınmazların devri hususunda, davalı …’e yetki verdiğinden işlemlerin muvazaalı olmadığı sonucuna varıldığı, 102 ada 12, 103 ada 9 ve 106 ada 64 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise iddianın sabit olduğu, anılan taşınmazların evveliyatında davacı ile bir kısım davalıların kök mirasbırakanı olan … …’dan geldiği, … …’nın sağlığında taksim yapıldığı hususunun tespit edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, diğer taşınmazlar ve sair talepler bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … … tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; denkleştirme talepleri bakımından ret kararı verilmesine rağmen gerekçenin açıklanmadığını, mahalli bilirkişi olarak dinlenilen … …’nın tarafların dayısı olduğunu, mahalli bilirkişi olarak dinlenilmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde “her türlü yasal delil” denilmek suretiyle yemin deliline de dayandıklarını ancak yemin delili hatırlatılmadan karar verildiğini, mirasbırakanın ölümünden bir ay önce 80 yaşında iken tüm malvarlığını davalı …’ya devrettiğini, diğer davalılar … ve İshak’ın organize bir şekilde satışı sağladıklarını, dava konusu taşınmazları halen davalılar İshak ve …’in kullandığını, davalı …’in miras paylaşımı dışında bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı … … temyiz dilekçesinde özetle; tanıkların davacının miras hakkını aldığını beyan ettiklerini, miras hakkına karşılık iki adet bono ve bir miktar para verildiğini belirttiklerini, kararın hatalı olduğunu belirterek, bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası ve kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
3.2.3. Anayasanın 141/3. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde hükmün kapsamının hangi hususları içereceği düzenlenmiş olup, aynı maddenin (c) fıkrasında ”Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini” içermesi gerektiği belirtilmiştir.
01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu’nun 237. ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3.2.5. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi, “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.”
hükümleri düzenlenmiştir.
4.2. Değerlendirme
4.2.1.Somut olayda mirasbırakan … …’nın 14/11/2014 tarihinde, mirasbırakan … …’nın 02/07/1994 tarihinde öldüğü, geride davacı kızları Sağra, davalı oğulları İshak ve … ile dava dışı oğulları …’in mirasçı olarak kaldıkları, davalı …’ın tereke yönünden 3. kişi konumunda olduğu, mirasbırakan … …’nın dava konusu 21 parça ( 101 ada 29, 105 ada 28, 106 ada 38, 106 ada 58, 106 ada 62, 106 ada 63, 106 ada 68, 101 ada 47, 101 ada 48, 101 ada 66, 114 ada 32, 106 ada 57, 137 ada 10, 111 ada 16, 111 ada 20, 111 ada 22, 115 ada 77, 114 ada 25, 110 ada 56, 110 ada 77, 118 ada 18 parseller) taşınmazdaki paylarının tamamının dava dışı vekil … … tarafından 14/10/2014 tarihinde davalı …’ya satış suretiyle temlik edildiği, dava konusu 102 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 20 seneden fazla nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla dava dışı … … zilyetliğinde iken 1980 yılında aralarında yapılan harici satış ile davalı …’a devredildiği gerekçesiyle 13/01/2006 tarihinde davalı … adına tespit edildiği, dava konusu 106 ada 64 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, 20 seneden fazla nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetlikten davalı … adına 06/02/2006 tarihinde tespit edildiği, dava konusu 103 ada 9 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, 20 seneden fazla nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetlikten davalı … adına 15/2/2006 tarihinde tespit edildiği, tespitlerin 17/8/2006 tarihinde itirazsız kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4.2.2. Hemen belirtmek gerekir ki, mirasbırakan … … tarafından davalı …’a temlik edilen taşınmazların mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak devredildiği iddiasının TMK.nın 6. ve …nın 190. maddeleri gereğince usulünce kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde; diğer taraftan, kadastro tespiti ile davalı … adına tespit ve tescil edilen 102 ada 12 ve 103 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tarafların tanık listelerinde yer almayan … …’ın HMK’nın 25. maddesine aykırı şekilde mahalli bilirkişi olarak alınan beyanlarının hükme esas alınması doğru değil ise de, tanık ifadeleri ve dosyadaki diğer delilerden anılan taşınmazların mirasbırakan … …’dan geldiği ve mirasçılar arasında yapılmış bir taksim bulunmadığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan ve davalı …’ın tüm temyiz itirazlarının reddine.
4.2.3.Davacının diğer temyiz itirazına gelince; denkleştirme istemine konu edilen 116 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti ile mirasbırakan … … adına tespit ve tescil edildiği, tespitin 17/8/2006 tarihinde itirazsız kesinleştiği ve en son dava dışı kişiler tarafından dava dışı … … …’a devredildiği, taşınmazın mirasbırakan … tarafından kime hangi tarihte hangi işlem ile devredildiğine ilişkin resmi akitler getirtilmeden karar verildiği, denkleştirme istemine konu edilen diğer taşınmaz olan 110 ada 56 parsel ile birlikte gerekçesiz olarak hüküm tesis edildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca, 116 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tüm devirlerini gösterir resmi akitlerin ve kütük sayfasının getirtilmesi, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek 116 ada 3 ve 110 ada 56 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacının iddiası ve talebi dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek ve HMK’nın 297/1-c maddesine aykırı olacak şekilde gerekçesiz olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
V. SONUÇ:
1.Yukarıda (IV/4.2.2.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle, davacının sair, davalı …’ın ise tüm temyiz itirazlarının reddine
2. (IV/4.2.3) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.