Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/6842 E. 2023/5689 K. 19.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6842
KARAR NO : 2023/5689
KARAR TARİHİ : 19.10.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/127 E., 2022/381 K.
HÜKÜM/KARAR: Ret/ Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: …1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/114 E., 2020/199 K.

Taraflar arasındaki tescil ve tapu iptali ile tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; … ili, …ilçesi, … Mahallesi çalışma alanında bulunan 202 ada 2, 33, 34, 35, 40, 42 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında eksik tespit edilerek bu taşınmazlar kapsamında bulunması gereken 15.000 metrekare yüzölçümlü taşınmaz bölümünün 202 ada 1 parsel numarasıyla mera olarak sınırlandırıldığını, davaya konu taşınmaz bölümlerinin mera ile ilgisinin bulunmayıp dedesinden beri kullanıldığını, dedesinden babasına, babasından da miras yoluyla kendisine kaldığını, taşınmaz üzerinde meyve ağaçları, sebzelik, sulama havuzu ve sınırlarında istinat duvarı bulunduğunu ileri sürerek kendisine ait bulunan taşınmaz bölümünün mera parselinden ayrılarak uygun olan parsele eklenmek suretiyle adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davacının 202 ada 33 parsel sayılı taşınmaz maliklerine husumet yöneltmediğini, …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/200 Esas sayılı dava dosyasında … tarafından 202 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan davanın derdest bulunduğunu, taşınmazın kadim köy merası olup özel mülkiyete konu olamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar davaya konu taşınmazın davacı tarafından 20 yılı aşkın süredir kullanıldığını belirtmiş ise de harita bilirkişisinin raporuna göre kadastro tespit tarihinden geriye 20 yıllık süre içerisinde herhangi bir tarımsal faaliyetin tespit edilemediği, tarımsal faaliyetin kadastrodan sonra başladığı, davanın davalı Hazine yönünden esastan diğer davalılar yönünden husumet nedeniyle reddinin gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mevcut delillere rağmen 3 adet hava fotoğrafı esas alınarak verilen kararın doğru olmadığını, toprağın taırm arazisi vasfı taşıdığını, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının davacı lehine olduğunu, uydu fotoğraflarından davaya konu taşınmazın sürülü olduğunun anlaşıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile talebin 201 ada 1 sayılı mera parseli hakkında mülkiyet iddiasına dayalı olduğu, 1967, 1984 ve 2002 tarihli hava fotoğrafları ile 2008 tarihli uydu fotoğrafına göre çekişmeli taşınmazın sürülü olmadığı, tespit günü itibariyle davacı tarafından taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun sürdürülen bir zilyetliğin bulunmadığı, bu hususun keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanları ile desteklendiği, taşınmazın 4342 sayılı Mera Kanunu’nda belirtilen yerlerden olduğu, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz iktisabına ilişkin yasal şartların gerçekleşmediği, bu haliyle mevcut delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar Mahkemece gerekçeli kararda davanın Hazine yönünden esastan, …Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği bildirilmiş ise de, çekişmeli taşınmazın mera vasıflı olması karşısında …Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi’nin yasal hasım oldukları ve adı geçenler hakkında da davanın esastan reddi gerektiği, Mahkemece hüküm kısmında ayrıca husumetten ret hükmü kurulmayarak davanın reddine karar verildiği, bu haliyle sonucu itibariyle doğru olan hükümde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamak suretiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil ve tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin 1 inci fıkrası ile 6 ncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dosyanın incelenmesinde, 2009 yılında yapılan kadastro çalışmalarında davaya konu 202 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla tahsis edildiği ve halen de bu amaçla kullanıldığı gerekçesiyle mera olarak sınırlandırıldığı, tespitin 22.12.2009 tarihinde kesinleştiği, davaya konu olup teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakıldığı, davanın 13.03.2019 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açıldığı anlaşılmıştır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.