YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6821
KARAR NO : 2023/3061
KARAR TARİHİ : 31.05.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : İlk Derece Mahkemesi Hükmü Kaldırılarak Yeniden
HükümTesisi Suretiyle Davanın Kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanları …’ın kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazların tamamını satış göstermek suretiyle davalı oğlu …’e devrettiğini, murisin ileri yaşlarda tüm taşınmazlarını satmak için herhangi bir gereksinimi, ciddi ve makul bir sebebi bulunmadığını ileri sürerek 246- 721- 1636-617-368-1512 – 101 ada 182 – 112 ada 11- 112 ada 6 – 127 ada 8 – 127 ada 9 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazların devir ve temliklerinde herhangi bir hukuka aykırılık olmadığını, davacı tarafın muris muvazaasına yönelik iddia ve beyanlarının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı itibariyle muris ile davanın tarafı çocukları arasında herhangi bir husumet olmadığı, dava konusu arazinin murisin yaşadığı dönemden itibaren davalı tarafça kullanıldığı, murisin arazi satacak kadar maddi durumunun kötü olmadığı ve kendine bakamayacak kadar sağlığının bozulmadığı, muris ile davalı, eşi ve dava dışı çocuklarının ilgilendiği hususları beraber değerlendirildiğinde muris ile davalı arasında gerçekleşen satışın görünürdeki işlem olduğu murisin gerçek amacının dava konusu yerleri bağışlamak olduğu böylece davacının muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı istinaf dilekçesinde özetle, davacının isminin yanlış yazıldığını, tek davalı olduğu halde davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verildiğini, hükmedilen vekalet ücretinin de 29.473,46 TL olması gerekirken 14.126,55 TL hesaplanmış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, hastalığından ölüm anına kadar muris … ile müvekkili olan oğlunun ilgilendiğini, davacı tarafın hiçbir şekilde muris babasına destek olmadığını, murisi ziyarete dahi gelmediğini, murisin müvekkilinin vefasına karşılık olarak dava konusu taşınmazlarını bedel karşılığında devrettiğini, gerçek iradesinin dava konusu taşınmazları müvekkiline devir etmek yönünde olduğunu, gerekçeli kararın hüküm kısmında karar ve ilam harcında açık hesap hataları ve maddi hatalar bulunduğunu, 61.547,67-TL’lik tutarın dava konusu ile bağdaşmadığını, davacı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti ve miktarının da hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıya muris tarafından yapılan satışların muvazaalı olduğu, gerçek iradenin bağışlama yönünde olduğu ve devir işleminin davacının miras payı oranının iptal edilmesi gerektiği ve davacının miras payına göre belirlenen toplam dava değeri üzerinden harç tahsiline ve vekalet ücreti takdirine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı vekilinin ve davacı vekilinin harç ve vekalet ücreti takdirine dair istemlerinin İlk Dereceli Mahkemesinin 03/11/2021 tarihli tavzih kararı ile giderilmiş olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf itirazlarının esastan reddine dair karar verilmek gerektiği sonucuna varıldığı, ancak, her ne kadar taraflarca istinaf nedeni olarak ileri sürülmemiş ise de, İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın tapu kaydının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tescili ve kalan hissenin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davalı adına olan kaydın ihdas nedenini de değiştirecek ve hükmün infazında sorun yaşanmasına neden olacak şekilde kaydın tümünün iptaline ve taraflar adına yeniden tesciline dair karar verilmesinin yerinde görülmediği, bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu gerekçesi ile Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, davacının açtığı davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, muris tarafından davalıya yapılan temliki işlemlerde muvazaanın bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de … Medeni Kanunu’nun 706., … Borçlar Kanunu’nun 237. ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
2. HMK’nın 297/2. maddesi; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmünü içermektedir. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 933 doğumlu mirasbırakan …’ın 16.04.2018 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızı …, davalı oğlu … ve dava dışı kızı …’nın kaldıkları, murisin adına kayıtlı dava konusu 617-721-1512-1636 ve dava dışı 1638 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 08.08.2006 tarihli ve 1807 yevmiye numaralı satış işlemi ile dava konusu 246 ve 368 ile dava dışı 109 ada 11-17-39 ve 40 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 08.08.2006 tarihli ve 1806 yevmiye numaralı satış işlemi ile dava konusu 101 ada 182-112 ada 11 ve 127 ada 8 parsel ile dava dışı 109 ada 8-9-10 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 08.08.2006 tarihli ve 1805 yevmiye numaralı satış işlemi ile dava konusu 112 ada 6 ve 127 ada 9 parsel sayılı taşınmazlardaki payları ile diğer dava konusu 1512-1636-246-386- 617- 721- 101 ada 182- 112 ada 11- 127 ada 8 parsel sayılı taşınmazlardaki kalan paylarını ise 06.05.2015 tarihli satış işlemi ile davalı oğlu …’e temlik ettiği, davalı …’in dava konusu 1512-1636-246-368-617-721 ve 101 ada 182 parsel sayılı taşınmazlardaki bir kısım paylarını ise 09.05.2016 tarihli satış işlemi ile dava dışı …’dan satın aldığı anlaşılmaktadır.
2. Hemen belirtmek gerekir ki; muristen davalı …’e devredilen çekişme konusu taşınmazlardaki paylar yönünden yapılan temliki işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Ne var ki, HMK.nın 297/2.maddesine aykırı olacak şekilde davalının çekişme konusu taşınmazlarda dava dışı kişilerden edindiği payları da kapsayacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
4. Hal böyle olunca, gerekirse yeniden bilirkişi raporu almak suretiyle çekişme konusu taşınmazlarda davalının muristen edindiği payların saptanması (üçüncü kişilerden edinilen payların hesaba katılmaması) ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
31.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.