Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/6645 E. 2022/7130 K. 31.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6645
KARAR NO : 2022/7130
KARAR TARİHİ : 31.10.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen 05/03/2020 tarihli ve 1990/997 Esas – 2020/181 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan Dairenin 23/02/2022 tarihli ve 2022/726 Esas – 2022/1443 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresinde davacı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul ili, ….. köyünde bulunan 2, 6, 13, 14, 15, 28 ve 398 parsel sayılı taşınmazların davalıların murisi … adına tespit edildiğini, Bakırköy Tapulama Hakimliğinde 1975/121 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan tespite itiraz davasının davalıların murisi olan …’un ölü olması nedeni ile reddolduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili, dahili davalı … vekili, davalı … vekili ve dahili davalı … vekili cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/03/2020 tarihli ve 1990/997 E., 2020/181 K. sayılı kararıyla; dava konusu İstanbul ili, Başakşehir ilçesi, Kayabaşı köyünde kain 6, 15, 28 ve 398 parseller ile eski 13 parselin ifraz edilmesiyle oluşan 1548 parsel ve 1549 parsel sayılı taşınmazların davacı Hazinenin dava dilekçesinde belirttiği gibi mübadele zamanında göç eden Rum köylülerinden Türk Hükümetine kalan taşınmazlar olduğu hususunun ispatlanamaması, bu taşınmazların davacı Hazine adına tapuda kayıt ve tescilini gerektirir ispata yarar delillerin davacı tarafından dosyaya sunulamamış olması ve bu taşınmazların uzun yıllardan beri davalılar tarafından iyiniyetli olarak malik sıfatıyla kullanılıyor olduğunun anlaşılması, dava konusu 2 ve 14 parsel sayılı taşınmazların ise tapuda Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; …. köyü eski adıyla …. olan köy yerinin …. yılında Lozan Anlaşması gereği Selanik Vilayeti Drama Livası Kovitsa köyünden mübadele yoluyla Türkiye’ye getirilen Türklerin yerleşim birimine dönüştüğünü, 10/06/1930 tarihli Ankara Anlaşması ile Rumların Türkiye’de bıraktıkları menkul ve gayrımenkul malların mülkiyetinin Türk Hükümetine geçtiğini, dosya arasında bulunan emsal kararlara rağmen Mahkemece haksız olarak davanın reddine dair karar verildiğini belirterek, temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Onama Kararı
Dairenin 23/02/2022 tarihli ve 2022/726 E., 2022/1443 K. sayılı kararı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
4. Karar Düzeltme Talebi
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen onama kararına karşı davacı Hazine vekili süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
5. Karar Düzeltme Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesindeki taleplerini tekrar ile onama kararının kaldırılmasını, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
713. maddesinin 1. fıkrasında, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunun’un 14/1. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kadastro sonucunda İstanbul ili, …. ilçesi, …. köyü çalışma alanında bulunan 2 parsel sayılı 3.350,00 m2 ve 14 parsel sayılı 3.700,00 metrekare yüzölçümlü taşınmazlar hükmen Hazine adına; 6 parsel sayılı 5.300,00 metrekare, 28 parsel sayılı 2.208,67 metrekare, 15 parsel sayılı 3.950,00 metrekare yüzölçümlü taşınmazlar hükmen … adına, 398 parsel sayılı taşınmaz komisyon kararı ile Mehmet Uykucu adına, 13 no.lu parselin ifrazından oluşan 1548 ve 1549 parsel sayılı taşınmazlardan 1548 parsel sayılı taşınmaz 5.200,00 metrekare yüzölçümü ile …, 1549 parsel ise 14.800,00 metrekare yüzölçümü ile ½’şer hisselerle … ve … adına hükmen tespit ve tescil edilmiş, bilahare taşınmazlarda imar ve satış işlemleri gerçekleşmiştir.
6.3.2. Davacı Hazinenin dava konusu 2, 14, 28 ve 398 parsel sayılı taşınmazlar hakkında kurulan hükme yönelik karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK’un 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla bu taşınmazlar yönünden karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı Hazinenin dava konusu 6, 13 ve 15 parsel sayılı taşınmazlara yönelik karar düzeltme istemine gelince;
Davacı Hazine davasında, taşınmazların mübadil Rumlardan ilgili kanun hükümleri uyarınca Devlete kalan yerlerden olduğunu ve ayrıca taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki fundalıktan açıldığını iddia etmektedir. Mahkemece, Hazinenin iddiasını ispatlayamadığı, davalıların taşınmazlara uzun süre zilyet olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, bu hususta yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki, komşu parsellerin hükmen tescili yönündeki, Bakırköy Tapulama Mahkemesinin 1975/122 Esas, 1978/71 Karar sayılı dava dosyasında; davacı Hazine tarafından davalı Tayyar Kurtuluş aleyhine, Kayabaşı köyü, Sıçanlı mevkiindeki 3, 10, 14, 29, 544 ve 220 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki 28.11.1974 tarihli komisyon kararına karşı tespite itiraz davası açılmış, Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna, davalının usulen belgeli sözlerine, dinlenen tanık beyanlarına, resmi kayıtlara ve özellikle iskanen verilen belgelere ve diğer delillere göre, dava konusu yerlerin Hazineye intikal etttiği, yasal yollarla Hazinenin elinden çıkmadığı gerekçesi ile taşınmazların Hazine adına tesciline 25.12.1978 tarihinde karar verilmiş, anılan karar 02.05.1980 tarihinde kesinleşmiştir. Yine, Bakırköy Tapulama Mahkemesinin 1975/123 Esas, 1978/20 Karar sayılı dava dosyasında, davacı Hazine tarafından davalılar … ve arkadaşları aleyhine, …. köyü, …. mevkiindeki 4, 12, 16 ve 219 parsel sayılı taşınmazlara karşı tespite itiraz davası açılmış; Mahkemece, dava konusu 4, 12 ve 16 parsellerin, mübadeleye tabi Rumların ekip biçtikleri tarlalar iken bunların mübadelesinden sonra kanun gereği Hazineye intikal ettiği ve Yunanistan’dan mübadele sureti ile gelen Mustafa oğlu Hasan, … ve kardeşleri tarafından ekilip biçilmeye devam edildiği, hiç bir surette Hazinenin elinden çıkmadığı, usulen Hazinece davalılara ve hissedarlarına temlik ve teslim edilmemiş olduğu, sözü edilenlerin sadece zilyet bulundukları gerekçesi ile 3, 4, 12 ve 16 parsellerin Hazine adına tapuya tescillerine karar verildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla dava konusu çevre parsellerle ilgili Mahkeme kararları gözetildiğinde, dava konusu taşınmazların mübadeleye tabi taşınmazlardan olmadığını tereddütsüz olarak söyleyebilme imkanı yoktur.
Hal böyle olunca; Mahkemece, bahsi geçen ve yine dosya içerisinde kararı bulunan Hazine ile … mirasçıları ve çevre parsel malikleri arasındaki gerek Kadastro Mahkemesinde ve gerekse Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış ve karara bağlanarak kesinleşmiş dava dosyalarının dosya arasına alınmak, ayrıca mübadeleye ve iskana ilişkin kayıtlar getirilmek sureti ile dava dosyaları içindeki kroki ve raporların uygulanması, taşınmazların bulunduğu bölgede Milli Savunma Bakanlığınca yapılan kamulaştırmalar ve sonuçlarının göz önünde tutulması, ayrıca çekişmeli taşınmazların 1930 tarihli Ankara Antlaşması kapsamında İstanbul Belediyesi hudutları içerisinde kalıp kalmadığı araştırılarak öncelikle çekişmeli taşınmazların mübadil yeri veya kaçak ve yitik kişilerden kalıp kalmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması, mübadil yeri veya kaçak ve yitik kişilerden kalmamış ise çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, niteliği, hangi tarihte zilyet olunduğu, imar-ihya edilip edilmediği, kim tarafından ve nasıl kullanıldığı, kimden kime, nasıl ve ne şekilde geçtiği, ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğin süresi ve sürdürülüş biçimi itibarıyla hak kazandırıcı nitelikte olup olmadığı, tutanaktaki edinme sebebinin doğru olup olmadığının araştırması ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz isteminin çekişmeli 6, 13 ve 15 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kabulü ile hükmün bu nedenle bozulması gerekirken maddi hata ile onandığı anlaşıldığından karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. SONUÇ
1. (IV/6.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin çekişmeli 2, 14, 28 ve 398 parsel sayılı taşınmazlar hakkında kurulan hükme yönelik karar düzeltme isteğinin reddine,
2. (IV/6.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin çekişmeli 6, 13 ve 15 parsel sayılı taşınmazlara yönelik karar düzeltme isteğinin 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 440. maddesi uyarınca kabulüne, yukarıda belirtilen gerekçelerle Dairenin 23/02/2022 tarihli ve 2022/726 Esas, 2022/1443 Karar sayılı onama kararının bu taşınmazlar yönünden ortadan kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenlerle 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 31/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.