Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/6473 E. 2023/587 K. 31.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6473
KARAR NO : 2023/587
KARAR TARİHİ : 31.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil – tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı … temsilcisi vekili (katılma yoluyla), davalı … ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 31/01/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı … vekili Avukat … ile temyiz edilen … Temsilcisi … vekili Avukat … geldiler. Davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı … ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, … karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları …’in torunu olan davalı …’ın, mirasbırakandan aldığı vekaletname ile mirasbırakanın 9 parsel sayılı taşınmazını davalı …’ye, 19 parsel sayılı taşınmazını da dava dışı … Odasına temlik ettiğini, o dönemde mirasbırakanın sağlık sorunları ve hafıza zayıflığı yaşadığını, vekalet yetkisinin de kötüye kullanıldığını ileri sürerek, 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tesciline, aksi takdirde bedelinin miras payları oranında tahsiline; 19 parsel sayılı taşınmazın ise bedelinin miras payları oranında davalı …’dan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı …, satış işlemlerinin geçerli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuş; diğer davalı …, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.05.2014 tarihli ve 2010/84 Esas, 2014/237 Karar sayılı kararıyla, vekalet yetkisinin davalı … tarafından kötüye kullanıldığı, ancak diğer davalı …’nın iyiniyetli olduğu gerekçesiyle, her iki taşınmaz bakımından da davacıların miras payları karşılığı tazminatın davalı …’dan tahsiline, 9 parsel sayılı taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı … temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 11.04.2017 tarihli ve 2014/13769 Esas, 2017/1847 Karar sayılı kararı ile, “…Davadaki isteğin murisin terekesi adına ve O’na teb’an ileri sürüldüğü ve davanın elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tâbi bulunduğu açıktır. Nitekim, muris … dava dışı mirasçısının bulunması nedeniyle yargılama aşamasında terekesine Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.12.2010 tarihli kararı ile temsilci olarak yazı işleri müdürü … atanmış; ancak, 12.04.2012 günlü duruşmada kendisine usulünce tebligat çıkarılmasına karar verilip, çıkarılan tebligat 17.04.2012’de usulünce tebliğ edilmişse de, … temsilcisi, kendisine tebligatla bildirilen 28.06.2012 günlü duruşmaya ve sonraki duruşmalara katılmamış, davalı taraf da yargılamanın … temsilcisinin yokluğunda sürdürülmesi yönünde herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Bilindiği üzere, davanın görülebilirlik koşulu olan terekeye temsilci tayininden sonra … ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkisinin ortadan kalkacağı ve davanın … temsilcisinin huzuruyla yürütülmesi gerekeceği tartışmasızdır. Hal böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 150/2. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir… ”gerekçesiyle karar bozulmuş; davacılar ve … temsilcisinin karar düzeltme istemi Dairemizin 11.04.2018 tarihli ve 2017/4459 Esas, 2018/8936 Karar sayılı kararı ile, karar düzeltme dilekçelerinde yazılı nedenlerin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

B. Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin 18.06.2020 tarihli ve 2018/261 Esas, 2020/288 Karar sayılı kararıyla, bozma kararı öncesindeki gerekçeye aynen iştirak edildiği belirtilerek, dava konusu her iki parsel bakımından da davacıların miras payları karşılığı tazminatın davalı …’dan tahsiline, 9 parsel sayılı taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı … ve … temsilcisi vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 12.01.2022 tarihli ve 2020/3860 Esas, 2022/174 Karar sayılı kararı ile, “…Dosya içeriği ve toplanan deliller itibariyle, ATK raporu ile ehliyetsiz olduğu tespit edilen murisin yaptığı işlemlerin geçersiz olduğu gözetilerek, davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı …’in temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine…Ne var ki, Adli Tıp Kurumu raporuyla mirasbırakan Mümtaz’ın temlikten 4 gün önce düzenlenen vekâletname tarihinde ehliyetli olmadığı saptandığına göre dava konusu 9 parsel sayılı taşınmazı ilk el olarak devralan diğer davalı …’ye yapılan satış işleminin geçersiz olduğunda kuşku bulunmamakta olup, dava konusu 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, 02.06.2022 tarihli ve 2022/125 Esas, 2022/263 Karar sayılı kararı ile, ehliyetsizlik iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … temsilcisi vekili, davalı … ile
davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. … temsilcisi vekili, karar başlığından mirasçı …’in davacı olarak gösterilmemesi ya da 861 ada 19 parsel sayılı taşınmaz bakımından hüküm altına alınan 22.500,00 TLnin miras payları oranında davacılar …, … ve …’ye verilmesine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca hakkaniyet ilkesi gözetilerek bu taşınmazın karar tarihine yakın bir tarihteki değeri tespit edilerek bu değer üzerinden tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı …, iyiniyetli olduğunu, vekaletname ve satış tarihinde mirasbırakanın akıl sağlığı hakkında düzenlenmiş bir sağlık raporu bulunmadığı gibi, bu tarihlerden sonra mirasbırakanın temyiz kudretini kaybedip kaybetmediği konusunda şüpheden uzak bir bilgi de bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Davalı … vekili, gerekçeli karar başlığında davacı olarak yer verilen …’in önceki kararın Yargıtay incelemesi sırasında 26.12.2020 tarihinde öldüğünü, ancak mirasçılarının davadan haberdar edilmediğini, talep kısmen kabul edildiği halde tamamı kabul edilmiş gibi hüküm kurulduğunu ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini, hükmün infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğunu, terekeye temsilci atanmakla davacı olarak yer alan … ve …’in davayı takip yetkilerinin kalmadığını, bu nedenle bu kişiler lehine hüküm kurulmaması gerektiğini, aynı vekaletname ile satışı yapılan 861 ada 19 parsele ilişkin temlikin geçerliliği kabul edilirken, 1092 ada 9 parsele ilişkin temlikin geçersiz kabul edildiğini, vekil olan davalı …’ın iyiniyetli hareket ettiğini, vekil eden mirasbırakanın talimatı doğrultusunda temlik işlemlerini gerçekleştirdiğini, hüküm altına alınan alacak için işlem tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiğini oysa davalı … yönünden temerrüt olgusunun gerçekleşmediğini bu nedenle kabule göre dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usulü kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09/05/1960 tarihli 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı).

2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 28. maddesi şöyledir:
“Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.
Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder.”

3.HMK’nın 26. maddesinde taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiş olup, buna göre, “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.”

3. Değerlendirme
1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 1929 doğumlu mirasbırakan …’in 08.05.2009 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi davacı … ve kızları diğer davacılar … ve … ile dava dışı oğlu …’ın kaldıkları, mirasbırakanın maliki olduğu 1092 ada 9 parsel sayılı taşınmazın, mirasbırakan adına vekaleten (… 2. Noterliğinin 01.08.2008 tarihli vekaletnamesi ile) dava dışı oğlu …’dan torunu olan davalı … tarafından 05.08.2008 tarihinde diğer davalı …’ye satış suretiyle temlik edildiği, mirasbırakanın adına kayıtlı 861 ada 19 parsel sayılı taşınmazın da yine vekil Mümtaz tarafından 07.08.2008 tarihinde satış yolu ile dava dışı … … Odasına devredildiği, davacıların mirasbırakanın vekalet ve işlem tarihlerinde ehliyetsiz olduğunu, ayrıca vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek terekeye iade istemli olarak eldeki davayı açtıkları, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1396 Esas, 2010/1866 Karar sayılı kararıyla mirasbırakanın terekesine …’nün temsilci olarak atandığı, davacılardan …’nin yargılama aşamasında 18.10.2018 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak kızları davacılar ile oğlu …’ın kaldığı, … 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/199 Esas, 2019/963 Karar sayılı kararıyla …’nün davacı …’nin terekesine de temsilci olarak atandığı, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun 24.06.2013 tarihli raporunda; mirasbırakan Mümtaz’ın vekaletname verdiği tarih olan 01.08.2008 tarihinde hukuki işlem ehliyetini haiz olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanun ile bozma kararına uygun olup tarafların aşağıdaki parağrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Mirasbırakan …’in mirasçılardan olan …’ın yargılama sırasında 26.12.2020 tarihinde öldüğü, terekesinin mirasçılarına intikal ettiği, TMK’nın 28. maddesine göre kişiliğin ölümle sona erdiği gözetildiğinde; miras payları dikkate alınarak … mirasçıları adına hüküm kurulması gerekirken Mahkemece, ölü … adına hüküm kurulması doğru değildir.

4. Öte yandan, davacılar …, … ve …, 861 ada 19 parsel sayılı taşınmazın resmi satış senedinde yer alan 30.000,00 TL satış bedelinden her birinin miras paylarına (1/4’er) isabet eden 7.500,00’er TL olmak üzere toplam 22.500,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ettiklerine ve toplam satış bedelinden mirasçılardan …’ın (1/4) payına da 7.500,00 TL karşılık geldiğine göre, Mahkemece, toplam 30.000,00 TL bedelin mirasbırakan …’in tüm mirasçılarının payları oranında tahsiline karar verilmesi gerekirken tüm mirasçılar için toplam 22.500,00 TL bedele hükmedilmesi de doğru değildir.

5. Her ne kadar hakkında bedel isteği bulunan 861 ada 19 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanan değeri olan toplam 50.000,00 TL’nin hüküm altına alınması gerekir ise de taleple bağlılık ilkesi gözetilerek bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

6. Yukarıda işaret edilen yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK’nın geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle … temsilcisinin ve davalıların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. (3) ve (4) numaralı paragraflarda açıklanan nedenlerle, … temsilcisi ve davalıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;

Mahkeme kararının hüküm fıkrasının;
(1) numaralı bendi hükümden çıkarılarak yerine (1) numaralı bent olarak; “1092 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil istekli davanın kabulüne; … ili, … ilçesi, … Mah. 1092 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davalı … (… oğlu) adına olan tapu kaydının iptali ile, 8/24 payının …. TC kimlik numaralı davacı … Dağdelen, 8/24 payının … TC kimlik numaralı davacı … Dağdelen, 2/24 payının … mirasçısı …. TC kimlik numaralı …, 3/24 payının … mirasçısı … TC kimlik numaralı …, 3/24 payının … mirasçısı … TC kimlik numaralı … Seçil adlarına tapuya kayıt ve tesciline,” cümlesinin yazılmasına,
(2) numaralı bendi hükümden çıkarılarak yerine (2) numaralı bent olarak; “861 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden bedel istekli davanın kabulüne; 30.000,00 TL alacaktan davalı …’in miras payına (3/24) isabet eden bedel (3.750,00 TL) düşüldükten sonra geriye kalan 26.250,00 TL’nin davalı …’den tahsili ile; 10.000,00 TL’sinin davacı … Dağdelen’e, 10.000,00 TL’sinin davacı … Dağdelen’e, 2.500,00 TL’sinin … mirasçısı …’e, 3.750,00 TL’sinin … mirasçısı … Seçil’e, satış tarihi olan 07.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden … temsilcisi vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı … vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

31.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.