Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/6470 E. 2023/3507 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6470
KARAR NO : 2023/3507
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen tespit, miras taksim sözleşmesinin iptali, tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1-Asıl davada davacılar, dava konusu 35, 62, 321, 294, 430, 439, 696, 706, 804, 957, 970 ve 1019 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan …’nin ölümü ile mirasçılarına kaldığını, taksim sözleşmesi ile paylarının davalılara devredildiğini, 11.11.1977 tarihli taksim sözleşmesini imzalamadıklarını, taksim sözleşmesinin yapıldığı tarihte Tapu Dairesine hiç gitmediklerini ileri sürerek, miras taksim sözleşmesindeki imzalar kendilerine ait olmadığından hükümsüz olduğunun tespiti ile taksim sözleşmesinin iptalini ve taşınmazların miras payları oranında tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline, olmazsa miras payları oranında taşınmazın günümüz koşullarına göre değerlerinin hesaplanarak şimdilik 5.000,00 TL’den toplam 10.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
2.Birleştirilen davada davacılar, asıl davada belirtilen nedenlerle, dava konusu miras taksim sözleşmesine konu 35, 62, 321, 294, 430, 539, 696, 706, 804, 957, 970 ve 1019 parsel sayılı taşınmazların devrine ilişkin 08.12.1977 tarihli 3937 yevmiye no.lu resmi senetteki imzalar kendilerine ait olmadığından, tüm mirasçıların katılımı ile tanzim edilmediğinden hükümsüz olduğunun tespiti ile iptaline, taşınmazların miras payları oranında tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde davacıların hisselerine isabet edecek taşınmazlardaki paylarının değerlerinin hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı …, davanın zamanaşımına uğradığını davacıların tamamen farazi savunmalarda bulunduğunu, dava konusu taşınmazları babaları vefat ettikten sonra davacılardan kardeşi Sami ile birlikte satın aldıklarını, davacıların da Tapu Müdürlüğüne gelerek taşınmazları sattıklarını beyan ettiklerini, karşılığında ise taşınmazların satış bedellerini aldıklarını, imzaların kendilerine ait olmadığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, dava konusu edilen taşınmazların satış usulüne uygun bir şekilde devrinin gerçekleştiğini, taşınmazları yıllardır kendisinin ve kardeşinin kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli ve 2017/216 E., 2020/455 K. sayılı kararıyla; iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde; delilleri toplanmadan, tanıkları dinlenmeden, keşif yapılmadan kesin tespit içermeyen ve kendi içerisinde çelişkili olan Adli Tıp raporu doğrultusunda eksik inceleme ile karar verildiğini, Tapu Müdürlüğüne gitmediklerini, taksim sözleşmesi ve resmi senetteki imzaların kendilerine ait olmadığını, yapılan işlemlerle babasından intikal eden taşınmazların ağabeyleri Sabri ve ölen kardeşleri o tarihlerde yaşı küçük Sami adına tescil edildiğini sadece bir parselin kız çocukları ve annelerine bırakıldığını, o tarihte henüz 18 yaşına yeni girdiklerini, tecrübesiz olduklarını, mirastan yoksun bırakıldıklarını, resmi işlem ve miras taksim sözleşmesinin şekil şartlarının da bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 17.05.2022 tarihli ve 2021/398 E., 2022/774 K. sayılı kararıyla; iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
… Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen dava tespit, miras taksim sözleşmesinin iptali, tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur.
Aynı Yasa’nın 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” 32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; asıl ve birleştirilen davanın ayrı ayrı 10.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazların değeri keşfen saptanmadan ve harç ikmali yapılmaksızın sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
2.Harçlar Kanunu’nun uygulaması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Öte yandan dava konusu taşınmazlarla ilgili verilecek nihai kararların istinaf ve temyiz yollarına tabi olup olmayacakları dava değerine göre belirlenecektir.
3.Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların (dava konusu 430 ve 539 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kayıtlar da dosya arasına alınarak) başında keşif yapılarak Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin belirlenmesi ve belirlenen değer üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacılara süre verilmesi, harcın tamamlanması halinde davaya devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına,
20.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.