Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/6363 E. 2022/7290 K. 07.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6363
KARAR NO : 2022/7290
KARAR TARİHİ : 07.11.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar süresi içinde davalı … vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; mevki ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 50 dönümlük taşınmazın davacının zilyet ve tasarrufu altında olduğunu, daha önceleri taşlık arazi iken babası ile beraber bu taşınmaz içerisindeki büyük taşları toplayarak dava konusu yeri tarla haline getirdiklerini, taşınmazın DSİ Genel Müdürlüğü’nün kamulaştırma kararı ile sulama projesine girdiğini, tapusuz olduğunu bu şekilde öğrendiklerini ileri sürerek, söz konusu taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/05/2011 tarihli ve 2009/137 E., 2011/209 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 03/05/2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 43.523,42 metrekare bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20/03/2012 tarihli 2011/5593 E. 2012/2024 K. sayılı kararıyla, taşınmazın sınırları içerisinde bulunduğu Argıncık köyüne ait tahsisli ve kadim mer’a kayıtlarının olup olmadığının, İlçe Özel İdare ile Tapu Sicili Müdürlüğünden sorulması, tahsisli ve kadim meralara ait tapu ve vergi kayıtları ile haritalar getirtilerek dosya arasına konulması, meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yöreyi bilen
yaşlı yerel bilirkişilerin Mahkemece seçilmesi, aynı biçimde meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından tanıklarını belirleyip bildirmeleri konusunda taraflara süre ve imkan tanınması, tanık ve yerel bilirkişilerin davetiye ile çağrılarak taşınmaz başında dinlenilmesi, tahsisli ve kadim meralara ait belgeler ile haritaların teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, dava konusu taşınmazın tahsisli ve kadim mera kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, şayet anılan kayıtlar kapsamında kalmadığı saptanır ise, bu taktirde kadim mera araştırmasının yapılması, dava konusu taşınmazın bitişikte bulunan 162 sayılı parselle belirlenen kadim mera parselinden açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığının, meranın bütünlüğünü bozup bozmadığının araştırılması, bundan ayrı davacı ve babasının taşınmazın imar ve ihyasına hangi tarihte başladıklarının, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdüklerinin, hangi biçimde emek ve masraf sarf ettiklerinin yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, DSİ tarafından yapılan sulama kanaletine ait kamulaştırma harita ve belgelerinin teknik bilirkişi aracılığıyla keşifte uygulanması, sulama kanalına bir tecavüzün olup olmadığının belirlenmesi, komşu 176 (396) sayılı parsele revizyon gören vergi kaydının yukarıda açıklandığı biçimde uygulanması, dava konusu taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK’un 265. maddesi uyarınca keşifte ayrı ayrı dinlenilmeleri, daha önce götürülmeyen toprak konusunda uzmanlığı bilinen bir akademisyen aracılığıyla taşınmaz ve bitişiğinde bulunan kadim mera parseli bir bütün olarak düşünülmek suretiyle dava konusu yerin bitişikteki meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığının saptanması, taşınmazın kuru veya sulu tarım arazisi olup olmadığının saptanması, teknik ve uzman bilirkişiden gerekçeli, karşılaştırmalı ve denetime açık rapor alınması, davacı, babası ve babasının dava dışı kalan tüm mirasçıları hakkında belgesiz araştırması yapılması, var ise belgelerinin ilgili yerlerden getirtilmesi, miktar sınırlandırması yönünden göz önünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/04/2015 tarihli ve 2012/474 E., 2015/402 K. sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlik koşullarının oluştuğunun anlaşılması nedeniyle davanın kabulüne, 11/07/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 39.059,12 metrekare bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ile davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; Mahkemenin eksik inceleme neticesinde karar verdiğini, alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli olmadığını belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
5.2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemenin eksik inceleme neticesinde karar verdiğini, bozma kararı gereklerinin yerine getirilmediğini, davacı lehine zilyetlik süresinin ve koşullarının oluşmadığını belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Mahkemece Yargıtay bozma kararına uyulduğu halde, bozma kararı gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece, davacı lehine iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesi ile bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, bozma kararında taşınmazın imar ihyaya muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise ne zaman yapıldığı ve tamamlandığının araştırılması gereğine işaret edilmiştir. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, 1985 yılı hava fotoğrafının çekişmeli bölümü kapsamadığı, 1999 yılı hava fotoğrafının ise tek olması ve 3 boyutlu görüntü elde edilemediği gerekçesiyle inceleme yapılamadığı belirtilmek suretiyle yöntemince hava fotoğrafı incelemesi yapılmamıştır. Ziraat bilirkişisinin taşınmazın imar ihyaya muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise ne zaman imar ihya işlemlerinin tamamlandığı hususlarını açıklamayan, taşınmazın keşif günündeki durumunu belirten soyut içerikli raporu ile yetinilmiş, davacı yönünden belgesiz araştırması yapılması istenildiği halde yöntemince araştırma yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetli değildir.
6.3.2. Hal böyle olunca; Mahkemece, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraftan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ilgili kurumlardan getirtilerek dosya arasına alınmalıdır.
6.3.3. Dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
6.3.4. Dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, çekişmeli taşınmazlar öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve bu çalışmaların hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
6.3.5. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki tarihli zirai bilirkişi raporları da irdelenmek sureti ile taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olmaları halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz bölümleri ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmazların sınırlarının işaretlenilmesi istenilmelidir.
6.3.6. Jeodezi ve fotogrametri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmaları halinde imar-ihyalarının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisine, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmelidir.
6.3.7. Ayrıca 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesi gereğince Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden belgesizden edinilen taşınmazlara ilişkin araştırma yapılmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; Hazine ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı … tarafından yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.