YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6323
KARAR NO : 2023/2653
KARAR TARİHİ : 17.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı şirket vekili, davalı … tarafından davacı şirket aleyhine açılan … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/81 Esas sayılı tapu iptal ve tescil davasının sonucunda, şirketin dava dışı… isimli kişiden bedelini ödeyerek satın aldığı işyerinin tapu kaydının iptali ve davalı eski malik … adına tescil edilmesine karar verildiğini, kararın kesinleşmesi ile taşınmazın yeniden davalı adına tescil edildiğini, anılan kararın öncesinde mahkemenin 20.03.2013 tarihli ve 2008/184 Esas, 2013/83 Karar sayılı davanın reddine ilişkin kararına karşı …’nun temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.03.2014 tarihli bozma kararında; “…Esasen bu husus davalı …’ın da kabülünde olup savunmasında açıkça taşınmazın kredi temini için kendisine aktarıldığını, kredi alamayınca dava dışı… aracılığıyla diğer davalı … kredi alması amacıyla bedelsiz devrettiğini beyan ettiği görülmektedir…” şeklinde diğer davalı …’a ait olduğu kabul edilen 15.07.2008 tarihli cevap dilekçesinin davalı …’a ait olmadığının bizzat davalı …’ın temyiz dilekçesinde açıkça ileri sürüldüğünü, karar düzeltme dilekçelerinde bu hususun araştırılması gerektiğine değindiklerini, bu maddi olgular hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini, karar düzeltme taleplerinin reddedildiğini, yerel mahkemece de bozma kararına uyularak tapu iptal ve tescil davasının kabul edildiğini, anılan dilekçenin ve altındaki imzanın davalı …’a ait olmadığının ortaya çıkması ile yargılamanın yenilenmesinin istenmesine olanak sağlayacak kesin bir yargı kararı elde edileceğini, söz konusu maddi olgunun tespitini istemekte hukuki yarar bulunduğunu ileri sürerek, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/81 Esas, 2015/320 Karar sayılı dosyasında bulunan davalı …’a ait olduğu kabul edilen dava konusu 15.07.2008 tarihli cevap dilekçesinin ve altındaki imzanın davalı …’a ait olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı …, zamanaşımı itirazı olduğunu, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/81 Esas sayılı dosyasında tüm iddialar değerlendirilerek davanın karara bağlanmış olmasına rağmen davacının huzurdaki davayı açarak kötü niyetli davrandığını, tapu iptali ve tescil davasının esasının inançlı temlik olduğunu ve bu konuda mahkemenin kararını verdiğini, davacının taşınmazda hala işgalci durumda olduğunu, taşınmazı geri alma adına her türlü hileli davranışları yapma iradesi gösterdiğini, ana sözleşme ve toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirildiğini ve Yargıtay tarafından da bu hususlar gözetilerek bir karar verildiğini, nitekim …’nın, o davada duruşmada bizzat kendisinin beyanda bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Diğer davalı …, savunma getirmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/81 Esas sayılı dosyasında, davalıların aralarında akdettikleri 18.12.2007 tarihli belgenin inançlı işlemin belgesi niteliğinde olduğunun kabul edildiği, davacı … Takım … San. ve Tic. A.Ş.’nin de davalılardan taşınmazın sahibi …’nun kiracısı olması ve …’nun ekonomik sıkıntı içerisinde olduğunu bildiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle Medeni Kanun’un 1023. maddesi korumasından yararlanamayacağı kanaatiyle davacı … Takım … San. ve Tic. A.ş. adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile davalılardan … adına tesciline karar verildiği, bu haliyle … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/81 Esas sayılı dosyasında verilen tapu iptal tescil kararında salt davalılardan …’nın cevap dilekçesine dayalı olarak kabul kararı verilmediği, davalılar arasında inançlı temlikle satış olduğu, davacının ise medeni kanun gereğince iyiniyetinin korunamayacağı kanaatiyle kabul kararı verildiği ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçtiği, davacının açmış olduğu davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm maddi delillerin sunulduğunu, davalı …’nın davanın hiç bir aşamasında davaya cevap vermediğini, davalının dinlenilmesi amacı ile hiç bir karar verilmediğini, davanın tespit davası olduğunu, bu davada yargılamanın iadesi talebinde bulunulmadığını, mahkemenin sanki yenileme talebinde bulunulmuşcasına davanın subut bulmadığına hükmettiğini, oysa ki mahkemenin talep doğrultusunda tespiti yapmak zorunda olduğunu, tespit sonrasında açılacak yenileme talepli davada o davaya bakan mahkemenin yenileme şartlarının olup olmadığına hükmedebileceğini, tespit yapılmadan karar verilmesinin de doğru olmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, … 3. Asliye hukuk Mahkemesinin 2015/81 Esas sayılı dosyasında inançlı işleme dayalı olarak tapu iptali ile tescil davası açıldığı, dosyanın Yargıtay denetiminden geçtiği, söz konusu dosyada davalı …’ya ait cevap dilekçesinin dikkate alındığı, …’nun işlerinin kötü gitmesi nedeniyle ileride iade edilmek üzere …’nın kredi çekmesi karşılığında dava konusu 582 ada 4 parsel sayılı taşınmazın …’ya devredildiği, davalılar arasında protokol düzenlendiği, daha sonra Kaan’ın bu taşınmazı…’a devrettiği, …’ın da dava devam ederken davacı şirkete devrettiği, sadece davalı …’ın cevap dilekçesi değil, taraflar arasında akdedilen 18.12.2007 tarihli belgenin inançlı işleme ilişkin belge olarak kabul edildiği, ilk verilen kararın Yargıtay tarafından davanın kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, dosya davacısının iyi niyetli bulunmadığı, söz konusu hususların ilgili dosyada incelendiği, bu şekli ile davacının tespit isteminde dava koşulu olan hukuki yararının bulunmadığı, böylece mahkemenin ret kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf mahkemesinin dayanak yaptığı ve Adli Tıp Kurumu incelemesi sonrasında imzası …’ya ait olan dilekçenin 2007 tarihli inanç sözleşmesi olduğunu, huzurdaki davanın konusu 15.07.2008 tarihli davaya cevap dilekçesinin Kaan’a ait olduğuna dair bir tespit bir raporu olmadığını, dayanak edilen dilekçenin tarihi ve konusunun farklı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesi şöyledir:
“(1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
(3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.”
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.