Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/6211 E. 2023/3203 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6211
KARAR NO : 2023/3203
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 06.06.2023 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davacı vekili Avukat … ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat … geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra … karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı … vekili dava dilekçesinde; dava konusu 101 ada 183 parsel sayılı taşınmazın evveli itibariyle müvekkilinin murisi …’e ait olduğunu, taşınmazın müvekkiline miras yoluyla kaldığını, taşınmaz uzun yıllardır müvekkilinin murisi ve müvekkili tarafından zilyet edilmesine rağmen kadastro tespiti sırasında davalıların murisi adına tespit ve tescil edildiğini, kaldı ki 1987 yılında davalıların murisi tarafından dava konusu taşınmaza tecavüz edildiğini, müvekkilinin murisi tarafından yapılan şikayet üzerine, … Valiliği tarafından tecavüzün men’ine karar verildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar … ve müşterekleri vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde dayanılan hukuki sebeplerin açıkça belirtilmediğini, davacının iddiasına konu olan … Valiliği’nin men kararının, Valilikten yaptıkları araştırmada bulamadıklarını, davacının bulunamayan men kararı dışında başkaca bir belgeye dayanmadığını, dava konusu taşınmazda davacının hakkının bulunmadığını, kaldı ki eldeki davada zamanaşımının da geçtiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 1996 yılından, davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, taşınmazın davalıların murisi adına tespit ve tescil edildiğini 2013 yılında öğrendiklerini ve akabinde eldeki davayı açtıklarını, 10 yıllık hak düşürücü sürenin eldeki davada uygulanamayacağını, davalıların murisi adına yapılan kadastro tespitinin hatalı olduğunu, taşınmazın müvekkiline ait olduğunun herkesçe bilindiğini, 1987 tarihli men kararının da bu hususu desteklediğini, Mahkemece delilleri toplanmaksızın, eksik araştırma sonucunda karar verildiğini ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına göre, eldeki davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla, Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın ezelden beri müvekkilinin ailesinin yed’inde bulunduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tesis kadastrosu öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda … ili, Merkez ilçesi, … köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 2031 parsel sayılı 5.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … … … adına tespit ve 17.12.1996 tarihinde tescil edilmiş; bölgede yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları sonucunda taşınmaz, 101 ada 183 parsel numarasıyla ve 5.151,38 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dava konusu taşınmazın tesis kadastrosu tespitinin kesinleştiği 17.12.1996 tarihinden, eldeki davanın açıldığı 24.09.2020 tarihine kadar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz edilen davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacı taraftan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.