Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/6196 E. 2023/5730 K. 19.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6196
KARAR NO : 2023/5730
KARAR TARİHİ : 19.10.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/650 E., 2022/383 K.
HÜKÜM/KARAR: Kabul / Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/173 E., 2021/30 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı … vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 159 ada 15 parsel sayılı taşınmazın mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazıldığını, oysaki taşınmazın yaklaşık 8 dönümlük bölümünün müvekkilinin babası tarafından 07.09.1962 tarihli senetle satın alındığını, müvekkilinin babasının kullanımında olan taşınmazın, babasının vefatı ile mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda müvekkiline isabet ettiğini, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün kültür arazisi vasfında olup yıllardır eklemeli şekilde müvekkili tarafından malik sıfatıyla zilyet edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğunu, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, kaldı ki davacının dava konusu taşınmazda zilyetliğinin de bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen nizalı bölümünün mera vasfında olmayıp, özel mülkiyete konu yerlerden bulunduğu, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün davacı tarafından meradan açıldığını, harita mühendisi bilirkişi tarafından incelenen hava fotoğraflarından nizalı taşınmaz bölümünün 2018 yılına kadar yoğun şekilde ağaçlarla kaplı olduğunu, davacı tarafından yıllara göre ağaçların yoğunluğunun azaltıldığı ve 2018 yılında ise ağaçların tamamen yok edildiğinin anlaşıldığını, eski tarihli hava fotoğraflarındaki ağaç yoğunluğu dikkate alındığında, taşınmazın evveli itibariyle orman olma ihtimalinin de bulunduğunu, Mahkemece yöntemince orman araştırması yapılmadığı gibi bilirkişilere uydu fotoğrafları üzerinde inceleme de yaptırılmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmaza ait 1953, 1967, 1973, 1984, 2002, 2011 ve 2018 yıllarına ait hava fotoğraflarının incelenmesinde, dava konusu taşınmazın nizalı bölümü üzerinde 2018 yılına kadar yoğun ağaç varlığı bulunduğu, taşınmazın kalan bölümü üzerinde de aynı ağaç varlığının görüldüğü, 2018 yılında ise nizalı taşınmaz bölümünün tamamen temizlendiği, tespit gününün 2009 yılı olduğu nazara alındığında nizalı taşınmaz bölümü üzerindeki kullanımın tespit gününden sonra başladığı, bu haliyle davacı yararına kazanma koşullarının oluşmadığı; yasal hasım durumunda oldukları halde davada yer almayan … Belediye Başkanlığı ile … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın hukuki durumlarının da etkilenmeyeceği belirtilerek, 6100 sayılı Yasa’nın 353/1-b.2 nci maddesi uyarınca … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/173 Esas, 2021/30 Karar sayılı ve 20.01.2021 tarihli kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; nizalı taşınmaz bölümünde müvekkili lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 16/B maddeleri

3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu … ili, … ilçesi, … köyü çalışma alanında bulunan 159 ada 15 parsel sayılı 44.580,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılmıştır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.