YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5974
KARAR NO : 2023/2469
KARAR TARİHİ : 27.04.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1.Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, maliki olduğu 10046 ada 109 parsel, 10047 ada 67 parsel ve 10067 ada 83 parsel (yenileme ile 11611 ada 3 parsel) sayılı taşınmazlarını çocukları arasında eşit şekilde pay edileceğini söylemesi üzerine Tapu Müdürlüğüne gittiklerini, kendisinin 1931 doğumlu olduğunu, imzaladığı evrakların içeriğini bilmediğini, dava konusu taşınmazların çocukları adına eşit şekilde devre konu edildiği düşüncesi ile evrakları imzaladığını, oysa ki sonradan 10046 ada 109 parsel sayılı taşınmazını davalı …’e, 10047 ada 67 parsel ile 10067 ada 83 parsel (yenileme ile 11611 ada 3 parsel) sayılı taşınmazları ise Şengül’e devredildiğini öğrendiğini, işlemlerin kendisinin aldatılması neticesinde gerçekleştiğini, para alış verişinin olmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine terekesine … 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/2740 E., 2018/1819 K. sayılı kararı ile … temsilci olarak atanmıştır.
II. CEVAP
Davalılar, devrin davacının bilgisi ve rızası dahilinde yapıldığını, bedelin kendisine ödendiğini, iddiaların asılsız olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
… 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2015 tarihli ve 2014/660 E., 2015/494 K. sayılı kararıyla; davacının 17.11.2015 tarihli dilekçesi ile davasından feragat etmesi nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılama sırasında davacının kısıtlanması nedeniyle davacının vasisi … temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 26.04.2016 tarihli ve 2016/5813 Esas, 2019/5114 Karar sayılı kararı ile “gerçekten de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 309/2. maddesinde feragat ve kabulün hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı ve 311. maddesinin birinci cümlesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı düzenlenmiştir. Ne var ki, davacının feragat beyanının hukuken geçerli bir iradeye dayanmadığı belirtilerek karar temyiz edildiğine göre; HMK’nın 311. maddesinin “İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 24.03.2022 tarihli ve 2016/123 Esas, 2022/152 Karar sayılı kararı ile davacı … adına kayıtlı dava dışı bir çok taşınmazın bulunduğu, devir tarihi itibariyle taşınmaz satmasını gerektirir bir durumunun olmadığı, iradesinin fesada uğratılmak suretiyle devirlerin gerçekleştiği gerekçesiyle, 10046 ada 109 parsel ve 10067 ada 83 parsel (yenileme ile 11611 ada 3 parsel) sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, 10047 ada 67 parsel sayılı taşınmazın yargılama aşamasında dava dışı üçüncü kişilere satıldığının anlaşılması üzerine tereke temsilcisi tarafından bu taşınmaz yönünden iptal tescil ya da tazminat taleplerinin olmadığının beyan edilmesi üzerine tefrik kararı verilerek ayrı esasa kayıt edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Adli Tıp Kurumunca davacı …’ın dava tarihi itibariyle fiil ehliyetini haiz olmadığı, devir tarihinde ise fiil ehliyetini haiz olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş olmasına rağmen, Mahkemece dava tarihi itibariyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girerek kabulü yönünde karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, davacı tanıklarının aşamadaki beyanlarında dava konusu yerlerin davacının çocukları arasında yapılan paylaştırma neticesinde davalılara isabet eden yerlerden olduğunu ifade ettiklerini, davanın, davacıya diğer çocuklarının baskı kurması neticesinde açtırıldığını, davanın, davacı tarafından kendi iradesi ile açılmadığını, … tarafından adına kayıtlı taşınmazların mirasçıları arasında taksim edildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. … Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
2. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davalılar tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Alınması gereken 53.573,90 TL bakiye onama harcının davalılardan alınmasına;
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.