Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2022/5953 E. 2023/5810 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5953
KARAR NO : 2023/5810
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/535 E., 2022/229 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : …Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/172 E., 2021/20 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın 182 ada 124 ve 213 ada 43 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat nedeniyle reddine, 168 ve 169 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, … köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu dava konusu taşınmazların kullanıcısının davacının babası … olduğu belirtilerek tarla vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa 214 ada 168 parsel sayılı taşınmazın miras yoluyla davacıya kaldığını, davacının 214 ada 169 parsel sayılı taşınmazı köy senedi ile diğer mirasçılardan, 182 ada 124
taşınmazı …’dan, 213 ada 46 parsel sayılı taşınmazı …’dan satın aldığını ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
…Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.12.2019 tarihli ve 2016/220 Esas, 2019/145 Karar sayılı kararı ile takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Kaldırma Kararı
… Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 04.11.2020 tarihli ve 2020/776 Esas, 2020/677 Karar sayılı kararıyla; hatalı değerlendirme yapıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 182 ada 124 ile 213 ada 46 parsel sayılı taşınmazlar hakkında daha önce verilen kararın kesinleştiği gerekçesi ile bu taşınmazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çekişmeli 214 ada 168 ve 169 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın kabulüne, taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazların 1. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmazları kazanması için gerekli zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı İdare üzerinde bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca hükümde dava konusu taşınmazın 1. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş ise de Salda Gölü çevresinin 14.03.2019 tarihli ve 824 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan edilmiş olup 15.03.2019 tarihli ve 30715 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığının göz ardı edildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davaya konu 168 ve 169 sayılı parsellerin 2006 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 20 yıldır davacıların mirasbırakanın kullanımında olduğunun belirtildiği, zirai bilirkişi raporlarına göre 1971, 1988 ve 1992 tarihli hava fotoğraflarında parsel sınırlarının belirgin olduğu, işlenmiş tarım arazisi olarak gözüktüğü, taşınmazlarda uzun zamandır tarım yapıldığının belirtildiği, 168 parsel üzerinde 16-25 yaşlarında 24 adet üzüm bağı ve 1 adet badem ağacı bulunduğu, 169 parselde de 16-25 yaşlarında 1 adet badem ağacı ve 15 yaşlarında 34 adet üzüm bağı bulunduğu, taşınmazların kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının da dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, tapu iptali ve tescil şartlarının oluştuğu, davanın tapu iptal davası olması nedeni ile davalının yargılama giderlerinden sorumlu olacağı, ancak 46 ve 124 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davadan feragat edildiği halde bu parseller yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekirken daha önce verilmiş bir karar bulunmadığı halde karar kesinleştiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 182 ada 124 ve 213 ada 43 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın feragat nedeni ile reddine, çekişmeli 214 ada 168 ve 169 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın kabulüne, tapu kayıtların iptali ile davacı adına tapuya tesciline, taşınmazların I.derece doğal sit alanı içerinde kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 11 inci maddesi (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.)
3. Değerlendirme
Temyize konu … ili …ilçesi … köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 214 ada 168 ve 169 parsel sayılı sırasıyla 874,08 m2 ve 1.267,74 m2 yüz ölçümlü taşınmazlar beyanlar hanesinde …’ın zilyetliğinde olduğu belirtilerek 2863 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinde 5626 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle yapılan değişiklik ile sit alanında kalması nedeniyle bağ vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı, çekişmeli 214 ada 168 parsel sayılı taşınmazın babasından kendisine kaldığını, 214 ada 169 parsel sayılı taşınmazı diğer mirasçılardan senet ile satın aldığını iddia edip adına tescil istemiyle dava açtığı halde, mirasbırakanın başka mirasçısının bulunduğunun anlaşılmasına rağmen 214 ada 168 parsel sayılı taşınmazın davacıya ne şekilde (bağış, satış, taksim vs.) intikal ettiği, bir başka ifadeyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durulmamıştır. Ayrıca davacı tarafın dosyaya sunduğu 04.07.2015 tarihli 214 ada 169 parsel sayılı taşınmazın satış senedinde mirasçılardan Zeynep ve Bilal Kasal’ın imzaları bulunmamasına rağmen bu husus araştırılmamıştır. Aktif dava ehliyetinin mevcudiyeti dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Davacının aktif dava ehliyetine sahip olup olmadığı belirlenmeden işin esasına girilmesine olanak yoktur.

Hal böyle olunca; davacının mirasbırakanı …’a ait verasete esas nüfus kayıt örneği ya da mirasçılık belgesi dosya arasına konulmalı, davacıya çekişmeli 168 ve 169 parsel sayılı taşınmazların kendisine ne şekilde (bağış, satış, taksim vs.) intikal ettiğini açıklamak ve delillerini bildirmek üzere süre ve imkan tanınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı ve sonucuna göre karar verilmeli; davacının aktif dava ehliyetinin olmadığının anlaşılması halinde ise dava reddedilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.